Ne bu şiddet bu öfke,
Anlamsız bir didişme,
Millet burnundan soluyor.
Bu gidişte sonumuz ne olacak.
Dokunsan patlayacak, laf desen çatlayacak,
Toplumda şiddet ve öfke aldı başını gidiyor,
Tahammülsüz insanlar içimizde kol geziyor.
Boştan yere yaşanan üzücü olaylar her geçen gün patlak veriyor.
Ceviz kabuğunu doldurmayacak nedenlerden meydana çıkan ucu bucağı belli olmayan kontrolsüz öfkeler gözümüzün önünde yaşanıyor.
Abartılı ve kontrolsüz anlık öfke sonu belli olmayan yollara sürüklüyor.
Her bireyi mutsuz kılan, dostlukları zedeleyip bitiren, aile içindeki ilişkileri çökertip yıkıma sürükleyen, iş hayatını dağıtan öfke ve tahammülsüzlüğün toplum içinde her geçen gün artması gerginliğe neden oluyor.
Toplum içinde meydana çıkan ekranlara yansıyan, gazete sayfalarına dökülen, sosyal medyada reyting uğruna dolaşan şiddet içerikli her bir olay beraberinde bir yenisini getiriyor.
Trafik ışıklarında bile daha yeşil ışık yanmadan hemen arkadan çalan bir korna sesiyle birlikte birbirine bağıran insanların yükselen sesi gün boyu kulaklarımızda çınlıyor.
Yaşını başını almış insanlar hiç uğruna saç başa sokak ortasında kavga ediyor.!
Bir anda çok basit nedenlerden tekmeler, yumruklar havada uçuşuyor.
Çarşı, pazarda çocuğun varlığına bile dayanamayıp bağırıp çağırıp tokat atanlar.
Alışveriş merkezlerine eşiyle el ele girip kavga edip çıkanlar.
Komşusuyla camda atışıp, apartmanı ayağı kaldıranlar.
Karşıdan karşıya geçenleri gördüğünde inadına hızını arttıranlar.
Toplu taşıma araçlarında saniyede dalaşanlar.
Derdini anlatırken bile öfkeyle karşısındakine saldıracak seviyeye gelenler.
Telefonla konuşurken uzaklardan sesi duyulanlar. (hatta elindeki telefonu bile kendisine hakim olamayıp fırlatanlar)
Neden, Toplum olarak hiçbir şeye tahammül edemeyen insanlar haline geldik?
Bağırmak, küfür etmek, kavga etmek bile içten gelen öfkeyi dindirmiyor.
Patlamaya hazır, nerde patlayacağı belli olmayan bomba gibi olduk.
Öfke, şiddet aldı başını gidiyor.
Öfkeyle yatan şaşı kalkıyor!
Küçüğün büyüye, büyüğün küçüğe saygısı kalmadı.
Saygının olmadığı yerde huzurda yerini huzursuzluğa bırakır oldu.
Toplum içinde bir kısmı tahammülsüz, öfke dolu, sevgisiz, saygısız algı yoksunu olma yolunda ilerlese de, bir kısmı hoşgörüsünü, sevgisini, saygısını sağduyulu olmayı elden bırakmıyor. Ne diyelim birey olarak toplum içinde hoşgörülü, sağduyulu insanların çoğalması dileği ile şu üç günlük dünya ne tahammülsüz olmaya, ne öfkelenmeye nede kalp kırmaya değmez. Tahammülsüzlük, öfke ve kontrolsüz şiddet beraberinde üzücü olayları getirir. Sultan Süleyman'a kalmayan dünya, hiç kimseye kalmadı kalmayacak.
Sakin olup sinirlerimize hakim her zaman uzlaşma yolunda hoşgörülü olalım.
Keskin sirke küpüne zarar!
Öfkeyle kalkan zararla oturur!