Sarı-kırmızılı takımın başarılı golcüsü Eren Derdiyok, Lig TV’ye verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu. Hedeflerinin şampiyonluk olduğunu belirten Derdiyok, "“Tabi öncelikle puan olarak baktığımızda iyi bir yerdeyiz. Unutulmaması lazım ki kritik maçları da aldığımız oldu. Hedefimiz şampiyonluk. İyi gittiğimizi düşünüyorum.Gerçekten şöyle bir durum var.Her takım her takımı yenebiliyor.Zor bir lig maç olacak bu sene. Ligin geliştiğini görüyoruz. Takımların güçlendiğini görüyoruz. Daha çok gol atmak için kendimi geliştiriyorum. Gerçekten şampiyonluğa oynuyorsak takımın kazanması lazım. Gol atıp atmamak önemli değil. 5 golle takıma bir katkı sağladım. Mutlu olduğum bir konu ama hedeflerim daha yükseldi" dedi.
Ronaldo gözümde bir numaralı santrfor"
Her oyuncudan bir şey kapmak istediğini söyleyen başarılı forvet, "Messi’nin hızı olsun, tekniği olsun çok iyi. İbrahimoviç’in fiziksel kuvveti olsun, gücü olsun iyi. Brezilyalı Ronaldo gözümde bir numaralı santrfor" diye konuştu.
"Kariyerimde en çok Ferdinand zorladı"
Futbolun kendisinin hayali olduğunu söyleyen sarı-kırmızılı futbolcu, "Ancak altyapıya başladığımda inşaatlarda elektrikçilik yapıyordum. Bir sene dişimi sıktım. Sabah 7’den 3’e kadar inşaatta çalışıp idmana geliyordum. En sonunda ödülüm gibi oldu Basel’le anlaştım. Hızlı bir çıkış sağladım. Basel’in dostluk maçında gol atınca Leverkussen’e transfer oldum. İsviçre Milli Takımı’na çağrıldım. Avrupa’ya adım atmam çok önemliydi. Adım adım kariyer yapmak istedim. O yüzden Leverkusen’den teklif geldiğinde benim için ideal bir takımdı. Leverkusen’de kendimi gösterdim, başarılı oldum. Kariyerimde beni bir sürü stoper zorladı ama en çok İngiltere milli maçında Rio Ferdinand zorladı. Duvar gibiydi" dedi.
"Türkiye’ye karşı 2008’de İsviçre forması giydiğim karşılaşmayı da unutamıyorum"
Eren Derdiyok, daha sonra sözlerine şöyle devam etti:
"Kasımpaşa’ya geldiğim sene Türkiye’de Kasımpaşa dışından bir kulüpten önemli bir teklif almamıştım. Gelir gelmez bağlarım kopunca çok üzüldüm. Hocam da kulüp de çok üzüldü. İlk kez ağır bir sakatlık geçiriyordum. Şokunu uzun süre atamadım. Kasımpaşa’da ikinci senem iyi geçti. İyi başladık sonra düşüş yaşadık. 2016’da İsviçre Milli Takımı’nda oynamak isterdim ama hoca şans vermedi. 1-0 mağlupken bir maçta beni oyuna aldı. Oyunu değiştirdim ama kazanamadık. Karabükspor maçından sonra tribünlere kalp işareti yaptığım gol sevinci o an içimden geldi. Beşiktaş ile Süper Kupa maçı vardı. Taraftarlar bizi yalnız bırakmasın istedim. Taraftarlara golü armağan ettim. Rize maçı kariyerimin en güzel golüydü. Aklımda kalan bir başka unutamadığım golü de Basel’de kafayla atmıştım. Topa öyle bir sıçramışım ki, rakip oyuncunun kafası dizimin altında kalmıştı. İsviçre’nin Almanya’yı uzun süre sonra yendiği maçta hat-trick yapmam da unutamadığım maçlar arasında. Türkiye’ye karşı 2008’de İsviçre forması giydiğim karşılaşmayı da unutamıyorum.”
(İHA)