Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit ve tağşiş ürünlere yönelik denetimlerini sürdürdüğünü biliyoruz ancak bu denetimler yeterli mi? konusunu sorgulamak gerekiyor.  

Tarım ve Orman Bakanlığı, 2 Ekim 2024 tarihinden bu yana gıda güvenliği kapsamında internet sitesinde kamuoyuyla paylaştığı ifşa listelerini güncellemeye devam ediyor. Bakanlık, 'taklit ve tağşiş' yapılan ürünlerin yanı sıra 'sağlığa zararlı' olarak değerlendirilen gıdaları da markalar bazında açıklıyor. Bence gündemler önemli ancak kendi sağlığımızın gündemlerden daha önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Sabahın ilk saatlerinde haberlere bakarken bence https://guvenilirgida.tarimorman.gov.tr adresini tıklayarak yediklerimize ve içtiklerimize “Gıda Kamuoyu Duyurusu” kısmına girerek “Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Gıdalar” , “Taklit veya Tağşiş Yapılan Gıdalar” başlığı altında paylaşılan ciddi sağlık riskleri barındırdığı belirtilen ürünler ve firmalar yer alıyor. Yaklaşık 10 gün içinde sürekli güncellenen listeyi gözden geçirmemiz gerekiyor. Belki birileri haber yapar diye düşünmeyin bizzat kendiniz inceleyin. 

Firmaların reklamlarına, tanıtımlarına, internet sitelerine, kurumsallık adı altında hava cıvasına değil sağlığımıza ne kadar değer verip vermediklerini görmek gerekir. Bakanlığın bu uygulaması vatandaşlar ve işini düzgün yapan firmalar tarafından takdir toplarken ifşa olanların yüzü kızarıyor mu? Yoksa yüzlerine tükürünce ya rabbi şükür mü diyorlar. Bence asıl olan bu soruyu sorgulamak gerekir.

Örneğin takviye ilaç adı altında satın aldığınız bir ürünün reçetesinde yazanları, belirtilen oranları, gerçekten içinde olup olmadığını, insan sağlığına zararlı maddenin bulunup bulunmadığını vatandaşın bilme şansı kesinlikle yok! Yediklerimizin ve içtiklerimizin sağlığımızı tehdit edip etmediğini gözle, kokuyla şahsi olarak anlayabilmemiz mümkün değil. 

Tamamen güvene bağlı bir durumdur. Durum böyle olunca denetimlerin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek gerekiyor. Vatandaş piyasada satılan ürünleri alırken denetlemeden geçtiğini düşündüğünden gözü kapalı alıyor. Çoğunlukta vatandaş olarak denetleme mekanizmasına güveniyor. Ülkemizde gıda terörünün önüne geçmek için bence üretim yerlerinin gerekirse 24 saat kamerayla izlenmesi, denetimlerin en az üç katına çıkarılması gerekir. Bakkal, kahvehane denetlemeye harcanacak enerji üretim yerlerinin denetimlerine harcanmalıdır.

Firmaların, ürünlerin, markaların deşifre edilmesi, ceza ödemesi ne kadar önleyicidir? Deşifre edilmesi ve ceza uygulanmasının mutlaka caydırıcılığı vardır ancak kesin çözüm değildir. 

Ete, tek tırnaklı et katanlara

Süte, su katanlara

Gıdaya, izin verilmeyen boya katanlara

İlaç etken maddesi katanlara

Kattıkça katanlara

Azdıkça azanlara

Yediğimiz, içtiğimiz ürünler üzerinden sadece kazanç düşünen, vicdanlarını kenara koyanlara ne desek azdır.

Tam bu yazımı yazarken, İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı ile Jandarma Genel Komutanlığı KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyon sonucu “Sahte kanser ilacı 'Hücre'si çökertildi!”  Başlığıyla sahte kanser ilacı imal eden çetenin çökertildiğini, operasyonlar sonucu 5 Milyon adet Sahte İlaç,100 Bin adet boş ilaç kutusu,  32 Bin adet marka etiketi,  9 adet sahte ilaç yapımında kullanılan dolum makinası,  350 kg toz ham madde ve 60 Bin adet çeşitli tıbbi malzeme ele geçirildiğini duyurdu.

İnsan hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak üreticilerden, markalardan ve satıcılardan Allah hepimizi korusun bu kapsamda denetimlerle mücadele veren ilgili kurumların temsilcilerinin yar ve yardımcısı olsun.

Kalın Sağlıcakla,

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner280