Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’la başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu burada yaptığı konuşmada, “Bundan sonraki süreçte İngiltere ile ikili ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için işbirliği alanımızı genişletmek için çaba sarf edeceğiz. İngiltere’nin AB’den ayrılması elbette bize destek veren bir ülke olarak bizi üzmüştür ama Birleşik Krallık halkının demokratik iradesine herkesin saygı duyması gerekiyor. Ama İngiltere’nin AB’den ayrılması kopması anlamına gelmez. Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin yeni bir boyut kazanması için de esasen fırsat olarak görülebilir. Özellikle ticari ilişkilerimizi, ekonomik işbirliğimizi güçlendirmek için irademizi bir kere daha bugünkü görüşmelerimizde ortaya koyduk. İkili ticaretimizin 2009’dan bu yana sürekli arttığı nadir ülkelerden bir tanesidir. Türkiye’nin İngiltere’ye ihracatı da düzenli şekilde artmaktadır. Ama biz karşılıklı yatırımların arttırılması ikili ticaret hacmimizin artması için bundan sonraki süreçte aramızdaki mekanizmaları hayata geçirmek istiyoruz. Karşılıklı üst düzey ziyaretleri gerçekleştireceğiz. Sayın Başbakanımız Theresa May’i Türkiye’ye davet etti. Sayın Cumhurbaşkanımızın olası bir İngiltere’ye yönelik devlet ziyaretini de değerlendirdik. Ekonomik ve ticari komisyonumuzu da biran evvel hayata geçirmemiz gerekiyor. Bundan sonraki süreçte ilk toplantının gerçekleştirilmesi için bakan arkadaşlarımızla da koordine edeceğiz. Ortak ekonomik ve ticaret komisyonun Türkiye tarafından eşbaşkanlığını dış ticaretten sorumlu ekonomi bakanımızın üstlenmesi esasen İngiltere ile bu alanda ilişkilerimize verdiğimiz önemin başka bir göstergesidir. Başbakan May’in Türkiye ziyaretinde iş forumu düzenlemek istiyoruz. Bunun hazırlıklarını hep birlikte yapacağız” diye konuştu.
"İNGİLTERE İLE TÜRKİYE ARASINDA TAM BİR GÖRÜŞ BİRLİĞİ VAR"
“Biz özellikle Suriye ve bölgesel konularda aynı düşünüyoruz” ifadesini kullanan Çavuşoğlu, “Suriye’de ve Irak’ta DAEŞ’in temizlenmesi bu ülkelerin DAEŞ’ten temizlenmesi konusunda ortak irademiz var. Suriye’de istikrarın ateşkesin sağlanması, siyasi dönüşüm istikrarın tesis edilmesi konusunda İngiltere ile Türkiye arasında tam bir görüş birliği var. Esasen bölgedeki gerçekleri, durumu, arazideki durumu en iyi şekilde tespit eden, bilen iki ülkeyiz. Bu tecrübemizi tüm koalisyon içindeki ülkelerle de paylaşıyoruz. Bundan sonra daha etkili stratejiyle bir taraftan DAEŞ’i bu iki ülkeden temizleyebiliriz. Diğer taraftan Suriye’nin istikrarı ve geleceği için ortak adımları atabiliriz. Ama her şey bizim elimizde dersek bu iyimser bir yaklaşım olur. Maalesef bugün Suriye’de ateşkesi ihlal eden bir rejim var. Bugün Halep’i tüm ateşkes anlaşmalarına rağmen bombalamaya devam eden, sivilleri öldüren varil bombaları kullanan zalim bir Esed rejimi var. bu rejim konusundaki tutumuzda bizim İngiltere ile aynı çizgide. Biran evvel Suriye’nin bunlardan kurtulması gerekiyor. Birleşik Krallık’ın İngiltere’deki PKK yapılanmasına yönelik bugüne kadarki politikasından memnunuz. PKK terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadelede de desteğini net bir şekilde görüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu desteği net bir şekilde arttırarak devam etmesi bizim en büyük arzumuz. Türkiye’de ve Suriye’de Avrupa’daki bir anlayışın değişmesi gerekiyor. Türkiye’de PKK Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor. Suriye’de ve Irak’ta da aslında PKK’nın uzantıları olan PYD YPG’de oradaki Kürt kardeşlerimizi temsil etmiyor. Bunu iyi şekilde gördüğümüz zaman özellikle Kürtlerle terör örgütlerini net şekilde ayırabiliriz. YPG ve PKK’nın Avrupa’daki faaliyetlerine izin veren başta Belçika olmak üzere bazı AB ülkelerini kınadığımızı vurgulamak isterim. Çok verimli bir toplantı geçirdik” açıklamasında bulundu.
“BU BAKANLIKTA ASLINDA BENİM AİLEMİN BİR TARİHİ VAR"
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ise Türkiye’de olmanın çok güzel olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Çok sıkı, çok verimli şekilde çalışıyoruz Türkiye’de. Benim atalarım buradan aslında. Benim bu bakanlık aslında büyük amcam sizin yaptığınız işi yapıyordu. Benim kuzenim Selim’de aynı şekilde bu bakanlıktaydı. Bu bakanlıkta aslında benim ailemin bir tarihi var. O yüzden burada olmak benim için çok güzel. Çok olağanüstü görüşmeler yaptık. bir çok konuda mutabakata vardık. Birleşik Krallık kesinlikle Türkiye’nin, Türkiye halkının, hükümetinin arkasında. Kalkışmayla mücadelede demokrasiyi korumada tamamen arkanızda. Türk halkının böyle bir soruna nasıl karşılık verdiğini görmek çok güzel. Biz şuanda verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye halkının demokrasi mücadelesini destekliyoruz. İki ülkeyi birleştiren çok fazla şey var. çok benzer pozisyonlara sahibiz, Suriye ile ilgili olarak diğer bölgesel meselelerle ilgili olarak. Benim hükümetimin, sizin hükümetimizin ve dünyada birçok kişinin aslında şuanda olan bitenlerle ilgili olarak, Halep’te olan bitenlerle ilgili çok fazla sorumluluk üstlendiğini de biliyoruz. Esad rejimi ve onların destekçileri Rusya ve Irak tarafından verilen destek anlamında onların yaptıklarıyla ilgili olarak gerçekten çok fazla sorumluluk hissediyorlar. Türkiye’nin de buna karşı çabaları desteklediğini biliyoruz. Suriye’deki çatışmanın sonuçları özelilikle dün benim için belirgin hale geldi. Gaziantep’e gittim. Türkiye hükümetinin ne kadar kahramanca çaba gösterdiğini orada gördüm. Şuanda 3 milyon kişi Türkiye’de bulunmakta. Oraya mülteci kamplarına büyük bir yatırım yapıyorsunuz. Birleşik Krallık destek verme konusunda çokta yavaş davranmadı 2.3 milyar sterlini insani yardım adına temin etti. Dün biraz daha para verdik mayınların arınması ve temizlenmesiyle ilgili operasyonlar için.”
“DAEŞ İLE MÜCADELEMİZ, PKK İLE İLGİLİ OLAN MÜCADELE BU KONUDA ORTAK BİR POZİSYONA SAHİBİZ"
“DAEŞ ile mücadelemiz, PKK ile ilgili olan mücadele bu konuda ortak bir pozisyona sahibiz” diyen Johnson, “Türkiye gerçekten bizim dünyamızın güvenliği açısından çok merkezi bir öneme sahip. Kıbrıs’taki çözüm sürecinden bahsettik. Şuanda her iki tarafta liderlik gösteriyor. Çok dikkatli bir şekilde bu yolda ilerlemeye devam ediyorlar. Birlikte yapacağımız güzel şeylerden de bahsettik. Ekonomik etkileşim iki ülke arasında son derece önemli. Sadece 2.5 milyon İngiliz’in buraya gelmesinden bahsetmiyoruz. Burada çok fazla bir ilişki de var. Son 5 yıl içerisinde ticaret hacmi çok yüksek oranlarda artış gösterdi. Benim çocukken kullandığım, yediğim bazı ürünlerde Türk şirketleri tarafından üretiliyor. Bu da ekonomik ortaklığımızın önemli göstergelerinden bir tanesi iki ülke arasındaki ticaret. Ortak ticaret ve ekonomi komisyonu çalışmalarına en kısa zamanda başlayacak. Yeni serbest ticaret anlaşması Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki son derece önemli. Bizim AB’den bir ayrılma sürecimiz söz konusu olabilecek. Oradaki anlaşmaları bırakmamız söz konusu olabilecek. Ama biz Avrupa’dan ayrılmayacağız, Birleşik Krallık’ta olacağız. Türkiye’nin AB içerisindeki amaçlarının güçlü destekçilerinden bir tanesi olacağız” ifadelerini kullandı.
(İHA)