Başbakan Yardımcısı Türkeş, Ankara’nın Kazan ilçesinin adının Kahramankazan olarak değiştirilmesine ve ulusal bayram ve genel tatiller hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi ile ilgili olarak TBMM Genel Kurulu’nda konuştu.
Türkeş, 15 Temmuz 2016’da halkın kahramanlık ve destan yazdığını belirterek, 241 şehidin ve bin 536 gazinin olduğu bu olayın ileride 21’inci yüzyılda yazılan yeni destan olarak anılacağını ifade etti.
Türkeş, 15 Temmuz gecesi Meclis çatısı altında vekillerin ihanet karşısında boyun eğmeyi kabul etmediklerini kaydederek, “Şehadeti korkaklığa tercih ederek milletimizin bizlere verdiği görevi kurşun ve bomba yağmuru altında kararlılıkla yerine getirme iradesi gösterdiniz. Vekillerinin bu davranışı millete güç vermiş, milli mücadele ruhunun hâlâ canlı olduğunu bütün şüphecilerin yüzüne katı bir gerçek olarak çarpmıştır. Aziz milletvekilleri, bu vesileyle 15 Temmuz akşamı daha kalkışmanın ilk saatlerinden itibaren tereddütsüz Başbakanlıkta görev yerlerini alan ve yüksek vazife sorumluluğu altında sonik patlamalara, helikopter saldırılarına, silah seslerine, tank paletlerine rağmen ertesi güne kadar eksiksiz görevi sürdüren bütün Başbakanlık personeline burada teşekkür etmeyi de bir borç biliyorum. Kalkışmanın ilk saatlerinde Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın Ankara dışında bulunması ve irtibat kurulmasındaki zorluklar yaşanması sebebiyle temas ettiğimiz ana muhalefet partisi lideri Sayın Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Bahçeli kalkışmanın daha ilk saatlerinde demokrasi ve cumhuriyetten yana net tavır sergilemişler, parti mensuplarına ve millete takınılan bu tavır güç ve güven vermiştir” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’da milletin, ordunun zedelendiğini ifade eden Türkeş, “Bu bakımdan genel olarak iyi ordularla iyi komutanları birbirinden ayrılmaz şeyler olarak görmek için vakit kaybetmeye de gerek yoktur. Esasen durum buna da izin vermemektedir. Hemen belirteyim ki ordunun selametini, esenliğini vicdanen düşünen namus ve ahlak sahipleri ikiyüzlülükten uzaktır. Üstün ahlak sahibi olanlar, çoğunlukla barış ve güvenlikte gönül okşayıcı bakışları üzerlerine çekmekten çok onları önleyecek biçimde konuşurlar. Bugünkü yükselen feryadımızın anlamı vardır. Sözlerimiz aşırı bir çaba ve cinnet geçirmiş bir güruhu hafızalarda yeniden tazelemek için değildir. Bu feryat, yaşanan o karanlık gecenin yeniden tekerrür etmemesi için vicdan ve akıl gözüyle çare bulmamızı zorunlu kılmaktadır. Savaşta olduğu gibi böyle durumlarda da bütün işleri sadece direniş ve kahramanlık ruhunun göreceğini beklemek ileride yaşanacak pişmanlıkların mazereti olamaz. Bu itibarla, herhalde askerimizin ruhunu kazanmak bizim için bir görev olduğu gibi öncelikle onlarda bir ruh, bir emel, bir kişilik yaratmak da Allah’tan ve Medine-i Münevvere’de yatan Cenab-ı Peygamber’den sonra bize düşüyor” şeklinde konuştu.
Türkeş şunları kaydetti:
“Ne mutlu ki konuya ilişkin ayrı ayrı gelen 5 kanun teklifi bulunduğuna şahitlik ettik. Bu durum, çeşitli partilerden de olsa, farklı siyasi çizgileri de temsil etseler tüm milletvekillerin 15 Temmuz ve Kazan’ın kahramanlığı konusunda hemfikir olduğunun ispatıdır. İçişleri Komisyonunda birleştirilerek tek bir teklif halinde Genel Kurula getirilen kanun teklifinde AK Parti Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin imzalarının olması da ayrı bir mutluluktur. Bu konuda, iktidar-muhalefet demeden destek veren tüm genel başkanlarımıza ve milletvekillerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. 80 milyon insanımızın demokrasi destanı yazdığı 15 Temmuzun resmi tatil haline getirilmesi, bugünün anlam ve önemine vurgu yapılması da kayda değerdir. Bu sayede, hem ebediyete uğurladığımız şehitlerimiz saygı ve rahmetle anılacak hem varlıklarıyla gurur duyduğumuz gazilerimiz hatırlanacak hem de demokrasinin ne denli önemli ve iyi korunması gerektiği gelecek kuşaklara anlatılabilecektir.”
Türkeş, halkın tüm Türkiye’de kahraman olduğunu aktararak, “Kazan ilçemizin farklı bir hususiyeti var; o da, bu darbe girişiminin tezgahlandığı Akıncı Üssü’nün Kazan ilçemizde olması ve Kazan ilçemizin neredeyse yarısının sokaklarda, diğer yarısının da dualarla direndiği ilçemiz olmasıdır. Traktörünün lastiğini söküp pist kenarında yakan da Kazan’dadır, kendi besisi için gerekli samanını uçaklar kalkmasın diye pist kenarında yakan da Kazan’dadır; en önemlisi de 9 şehidimiz de Kazan’dadır. Kazan ilçemize ’Kahramankazan’ adının verilmesi semboliktir ve Kahramankazan ilçemizin şahsında tüm ilçelerimizin, illerimizin cesareti ve kahramanlığı bu vesileyle tescillenecektir. Bu nedenle, Kahramankazan ilçemizin böyle anılması, böyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
(İHA)