CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin halka neden “evet” oyu vermesi gerektiğini anlatmadığını savunarak, “Bunu yapmıyorlar. Bunu söylemiyorlar. Ya ne yapıyorlar; sabah Kılıçdaroğlu, öğle Kılıçdaroğlu, akşam Kılıçdaroğlu, ikindi Kılıçdaroğlu” dedi.
Anayasa değişikliği referandumu çalışmaları kapsamında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şadırvan Meydanı’nda halka seslendi. Sivrihisar’da olduğu için son derece mutlu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Kılıçcaroğlu, dedelerinin doğduğu topraklara geldiğini dile getirdi. Bu ülkede hep birlikte yaşamak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu güzel ülkede beraber yaşamak istiyorum. Bu güzel ülkede huzur içinde yaşamak istiyorum. Bu güzel ülkede herkesin işi, herkesin aşı olsun istiyorum. Bu güzel ülkede bereket olsun istiyorum. Bu güzel ülkede bereketli yağmurlar, bereketli topraklar olsun istiyorum. Bu güzel ülkede hep birlikte düşüncelerimizi rahatlıkla açıklayalım, hep birlikte kardeşçe yaşayalım istiyorum. Bunların olmasının en büyük gerekçesi, güvencesi özgürlükçü bir anayasadır. Herkesin hakkının teminat altına alındığı bir anayasadır. Bizim haklarımızı nasıl teminat altına aldık. Bir anayasa ile. Şimdi hepimize bir anayasa değişikliği getirdiler. Vatandaşa diyorsunuz ki ‘evet’ oyu verin. E güzel. O zaman çıkın vatandaşa neden ‘evet’ oyu vereceğini anlatın diyoruz. Neden ‘evet’ oyu verecekler. Vatandaşlar da bunu dinlesin. Bunu yapmıyorlar. Bunu söylemiyorlar. Ya ne yapıyorlar. Sabah Kılıçdaroğlu, öğle Kılıçdaroğlu, akşam Kılıçdaroğlu, ikindi Kılıçdaroğlu. Benimle hesabınız varsa e sizin istediğiniz bir televizyon kanalında oturalım konuşalım hesaplaşalım, problem yok. Ama mesele memleket meselesi kardeşim. Mesele başka” dedi.
"O ZAMAN BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ NİYE GETİRİYORLAR"
‘Evet’ oyu vereceklere sorular soran Kılıçdaroğlu, “Ben şimdi size soruyorum. Samimi olarak soruyorum, iktidar sahiplerine de soruyorum. Buna ‘evet’ diyen vatandaşlara da, siyasi liderlere de soruyorum. Bu anayasa değişikliği işsizlik sorununu çözecek mi çözmeyecek mi? Ben de biliyorum ki çözmeyecek. Peki bu anayasa değişikliği bütün komşularımızla bir barış havası estirmesine vesile olacak mı olmayacak mı? Ben de biliyorum olmayacak. O zaman bu anayasa değişikliğini niye getiriyorlar. Bu anayasa değişikliği çiftçinin mazotunun fiyatını düşürecek mi? Bu anayasa değişikliği terörü bitirecek mi? Bu anayasa değişikliği dolardaki artışı durduracak mı? Bu anayasa değişikliği her eve huzur, her eve bereket getirecek mi? Bu anayasa değişikliği işgal edilen 18 adamızın geri alınmasını sağlayacak mı? Bu anayasa değişikliği demokrasinin önündeki engelleri kaldıracak mı? O zaman Sivrihisarlı kardeşlerim güzel bir soru soralım. O zaman bu anayasa değişikliğini niye getiriyorlar? Memleketin sorununu çözmüyor. İşsizliği çözmüyor. Çiftçinin sorununu çözmüyor. Esnafın sorununu çözmüyor. Bu anayasa değişikliğini niye getiriyorlar?” ifadelerini kullandı.
"MİLLETE DOĞRULARI SÖYLEMİYORLAR"
Yeni getirilecek cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde başkan yardımcısı sayısı tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bakın bir anayasa değişikliği getirdik diyorlar. Ben çıktım dedim ki kaç tane başkan yardımcısı olacak? Kaç tane? 10 tane mi, 20 tane mi, 50 tane mi, 100 tane mi? Kaç tane olacak. Sayı belli değil. Şimdi diyorlar ki 1, 2, bilemedin 3 olacak. Nerede yazıyor? Bunu söyleyen kişiye Sivrihisar Meydanı’ndan soruyorum. Anayasa değişikliğinde başkan yardımcısı en fazla 3 tane olacaktır diye bir cümle, bir kelime, bir ifade varsa ben öğrenmek isterim. Baktım yok. Olur ya yanlış bakmış olabilirim. Bir daha baktım yine yok. Olur ya yine yanlış bakmış olabilirim. Anayasa hukuku hocasına sordum, ‘Ya hocam benim görmediğim bir şeyi bunlar yazmış olabilirler. Biz bir hata yapmayalım. Sen de bir bak buna’ dedim. ‘Yok’ dedi. Emin misin? ‘Vallahi yok’ dedi. Şimdi olmayan bir şeyi millete varmış gibi satmaya çalışıyorlar. Ben de söylüyorum ki kardeşim. Diyorlar ya ‘Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor.’ Siz doğruları söylemiyorsunuz. Anayasa metninde ne 1, ne 2, ne 3, ne 5, ne 100, ne bin başkan yardımcısı sayısı hiç yer almıyor. Kimin keyfine bağlı? Bir kişinin keyfine bağlı. Bir kişi istediği kadar başkan yardımcısı tayin edecek. İstediği kadar. İster 50, ister 500. E diyor ki efendim en fazla 3. E senden sonra gelen adam diyecek ki 500. Ondan sonra gelen adam diyecek 50. Ondan sonra gelecek adam diyecek ki bin 500. Sınır var mı? Sınır yok. O nedenle diyorum millete doğruları söylemiyorlar. Doğruları ifade etmiyorlar.”
"BİR KİŞİ Mİ BÜYÜK, 80 MİLYON MU BÜYÜK?"
Vatandaşlara sandığa gitmeleri gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Peki bakan sayısı kaç olacak? O da belli değil. Kimler bakan olacak? O da belli değil. Kim belirleyecek? Bir kişi belirleyecek. Kim karar verecek. Bir kişi karar verecek. Bir kişi mi büyük, 80 milyon mu büyük? Bir kişinin aklı mı yeter, 80 milyonun aklı mı yeter? Her şeye bir kişi mi karar versin, yoksa millet mi karar versin. O zaman sandığa gideceğiz. Hayırlı bir iş yapacağız. Güzel bir iş yapacağız. Demokrasimizi güçlendireceğiz. Birlikte yaşama irademizi ortaya koyacağız. Ve hep birlikte hayır oyumuzu bir bayram havası içinde kullanacağız ve evimize huzur içinde döneceğiz. Diyeceğim ki demokrasiyi yok etmek isteyenlere izin vermedik. Hayırlı bir iş yaparak buna izin vermedik. Çocuklarımızın geleceğini almak istediler, buna izin vermedik. Birlikteliğimizi bozmak istediler, buna izin vermedik. Gerginlik oluşturmak istediler, buna izin vermedik. Nasıl izin vermedik? Hayır oyumuzu kullanarak. Hayırlı bir iş yaparak buna izin vermedik diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
"NEREYE GİTTİĞİ BELLİ OLMAYAN BİR TRENE 80 MİLYONU BİNDİRECEĞİZ VE GÖNDERECEĞİZ DİYORLAR"
Alanda bulunan anne ve babalara da seslenen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aramızda çok sayıda anne var. Anneler size sesleniyorum. Annelere sesleniyorum. Evlatların anneler için ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Üniversitede öğrenciyken yaz tatillerinde eve giderdim. En huzurlu olduğum zaman başımı annemin dizine koyduğum zamandır. Uzanırdım başımı onun dizine koyardım. Anneler evlatlarını bütün kötülüklerden sakınırlar. Onların güzel bir geleceğe sahip olmasını isterler. En büyük arzuları budur. Şimdi annelere sesleniyorum. Şimdi siz sevgili anneler, freni olmayan bir otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz? Babalara sesleneyim. Freni olmayan bir otobüse evlatlarınızı bindirir misiniz? Nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Şimdi diyorlar ki freni olmayan bir otobüse 80 milyonu bindireceğiz. Nereye gittiği belli olmayan bir trene 80 milyonu bindireceğiz ve göndereceğiz. Nereye belli değil. Herkesin düşünmesi lazım sandığa giderken. Hepimizin sorumluluğu var. Benim de sorumluluğum var, tek tek hepimizin de sorumluluğu var. Hepimiz tek tek vatandaşlarımızı ikna edeceğiz. Onlara doğruları anlatacağız. Çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Huzurlu bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Kimsenin kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilmediği, kimsenin inancından ötürü ötekileştirmediği, herkesin birlikte kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye özlemi içinde gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Kullanacağının her hayır oyunun bu ülkenin geleceğine, bu ülkenin barışına, bu ülkenin demokrasisine, bu ülkenin huzuruna katkı yaptığını sakın unutmayın. Vereceğiniz her oy bu ülkenin hayrına olacaktır.”
HABER 24