Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin Sincar konusundaki hassasiyetini vurgulayarak, "Sincar’ın ikinci Kandil olmasına asla izin vermeyiz. Bu yönde bir adım atılırsa Türkiye gerekli tedbirleri alır, gerekli adımları atar" dedi
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TUYAP Kitap Fuarı’nda “Ben, Öteki ve Ötesi” isimli kitabını, okuyucular için imzaladı. Basın mensuplarının gündeme ilişki sorularını yanıtlayan Kalın, Fırat Kalkanı Operasyonu’nun planlandığı şekilde devam ettiğini vurgulayarak, “Zaman zaman sahadaki gelişmelere bağlı olarak tempo kazandığı ya da sürece yayıldığı oluyor. Şu an Cerablus’tan girildi ve El Bab’a kadar olan bölge temizlenmiş durumda. Gerek koalisyon güçleri, gerek Rusya ile koordinasyon yapılıyor. Hedefimiz belli derinliğe ulaştıktan sonra bu bölgenin tamamen Türkiye açısından güvenli hale gelmesi. El Bab operasyonun önemli bir ayağını teşkil ediyor. El Bab’a yapılan baskı, hem Rakka’nın kurtarılması, hem diğer şehirlerin kurtarılması, hem de Musul operasyonu açısından önem arz ediyor. Zaman zaman uçuşlar yapılır, yapılmaz ama şu an planlandığı şekilde harekat devem ediyor. Şu anda Özgür Suriye Ordusu 2-3 kilometre gibi bir mesafede. El Bab şehrine girmesi yakındır. Etrafının temizlenmesi ve güvenlik altına alınması noktasında yoğun çalışma devam ediyor” diye konuştu.
“REJİM O KADAR GÖZÜ DÖNMÜŞ ŞEKİLDE SALDIRIYOR Kİ…”
Suriye ordusunun da El Bab’a saldır hazırlığında olduğu yönündeki haberleri de değerlendiren Kalın, “Zaman zaman bu haberler çıkıyor. Rejimin yoğunlaştığı yer Halep. Bu civarda askeri hareketlilik devam ediyor. Rejim savaş suçu işlemeye devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Putin ile görüştü. Özellikle hava harekatının durdurulması, insani yardımları ulaşması noktasında ama maalesef bir netice alamadık. Rejim o kadar gözü dönmüş şekilde saldırıyor ki Halep’e, insani yardımlara izin vermediği gibi en son BM’nin insani yardım kamyonları da bombalandı. Orada bir kısmi iyileşme olursa biz hem Halep halkına yardım götürme noktasında, hem de siyasi bir çözüm bulunması konusunda girişimlerimizi yoğunlaştıracağız” şeklinde konuştu.
İbrahim Kalın, cinsel istismar düzenlemesiyle ilgili bir soru üzerine, “Bu konu meclise geldi. Şu anda meclisin uhdesinde tartışılıyor. Başbakanımızın konunun diğer partilerle görüşülmesi yönünde talimatı oldu. Zannediyorum bu görüşmelerde artısı eksisi ile değerlendirilecek, biz de takip edeceğiz süreci” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın “Musul operasyonu kapsamında Şii milislerin Türkmenlerin yaşadıkları bölgelere girmesi durumunda Türkiye’nin tavrı ne olacak” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Musul operasyonunun 3 önemli ayağı var. Bir Musul şehri içinde devam eden operasyonu. İkincisi Telafer, üçüncüsü ise Sincar. Biz en başta şunu söyledik. Musul’da öncelikli hedef, Musulluların öncülüğünde şehrin DEAŞ’tan temizlenmesi. Irak merkezi ordusu ve diğer grupların şehir temizlenmesi noktasında öncü bir rol oynaması. Şu an operasyon planlandığı gibi devam ediyor. Dicle’nin doğusu büyük oranda temizlendi ama şehrin nüfusunun yoğun olduğu Dicle’nin batısı devam ediyor. Biz de özellikle Başika kampı merkezli olmak üzere süreç destek vermeye devam ediyoruz. Biliyorsunuz 5 bine yakın güvenlik güçlerini orada eğittik. Oradan gelebilecek bir mülteci dalgasına karşı da tedbirlerimizi. Bunu da hem Irak hükümeti, hem Erbil ile koordineli yürütüyoruz.”
“ORADAKİ HALKI DEAŞ’IN KUCAĞINA İTER VE MEZHEP ÇATIŞMASINA GİDER”
Telafer’e Şii milis gruplarının girmesinin DEAŞ’ın istediği bir durum olacağına dikkat çeken Kalın, “Oradaki halkı DEAŞ’ın kucağına iter ve mezhep çatışmasına gider. Son gelen haberleri takip ediyoruz. Özellikle Telafer’e 2 bin kişilik Şii ve Sünni Türkmenlerden oluşan bir grubun, Irak merkezi ordusu ile birlikte girmesi hususunda varılmış bir mutabakat var. Buna uyulmasını istiyoruz. Irak Başbakanı İbadi’nin daha önce açıklamaları oldu. Haşdi Şabi’nin Telafere girmeyeceğini söyledi. Şu anda aksi yönde gelişmeler yaşanıyor. Bu şu demektir ya sözünü geçiremiyor, ya da başka bir plan uygulanıyor. Bu konuyu dünden beri özellikle yoğun şekilde Amerikalı muhataplarımızla görüşüyoruz. Haşdi Şabi’nin gruplar halinde Telafer’e girmemesi konusunda uyarılar yapmaya devam ediyoruz” dedi.
İbrahim Kalın’ın Sincar’ın da önemli bir konu olduğunu vurgulayarak, “Bizzat Mesut Barzani’nin yürüttüğü bir operasyon vardı. O çerçevede aslında şehir büyük oranda DEAŞ’tan temizlendi. Ama görünen o ki orada PKK bir fiili durum yaratarak kendine güç elde etmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanımız da ifade etti. Sincar’ın ikinci kandil olmasına asla izin vermeyiz. Bu yönde bir adım atılırsa Türkiye gerekli tedbirleri alır, gerekli adımları atar” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’YE DÖNÜK TEHDİTLER DEVAM EDİYOR”
Şırnak - Silopi sınırına tankların kaydırılmasını bu çerçevede değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunu da yanıtlayan Kalın, “Yeni değil 1 haftadır devam eden bir süreç. Özellikle gerek PKK, gerek DEAŞ kaynaklı terör örgütlerine karşı aldığımız tedbirler çerçevesinde görülmesi gerekir. Bunun Irak’ın egemenliğine veya toprak bütünlüğüne yönelik bir hareket gibi algılanması tamamen çarpıtmadan ibarettir. Biz tamamen ulusal güvenlik önceliklerimiz çerçevesinde bu adımları atıyoruz. Bugüne kadar bizim topraklarımızdan Irak’a yönelik bir terör tehdidi söz konusu olmamıştır. Maalesef Irak’tan çeşit sebeplerle Türkiye’ye dönük tehditler devam ediyor. Bunun önemi almak için bu tedbirleri aldık, almaya devam edeceğiz” diye konuştu.
19 Kasım 2016 Cumartesi 17:34
Son Güncelleme: 19.11.2016 18:46