Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet ve Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Adayları Kura Töreni’nde yaptığı konuşmada yargıya güven konusunda ciddi eleştiriler aldıklarını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanım özellikle yargıya memnuniyet konusundaki eleştiriler işin doğasını bilmemekten kaynaklandığına inanıyorum. Çünkü yargıya işi düşenlerin yüzde 50’si kaybediyor, yüzde 50’si kazanıyor. Kazanan da istediği gibi kazanamıyor. Davalı, davacı kaybetti, kaybeden zaten memnun değil. Kazanan istediği gibi kazanamadı, o da memnun değil. Dolayısıyla buradaki memnuniyeti sağlıkta veya diğer alanlardaki memnuniyetle değerlendirirsek o zaman büyük bir haksızlık yapılmış olur” diye konuştu.
"YARGIYA GÜVEN KONUSUNDA ÇOK CİDDİ TARTIŞMALARIMIZ TÜRKİYE’DE HALEN YÜRÜYOR"
Bakan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yargıya bu anlamda memnuniyet konusunu değerlendirmelerde bir haksızlık yapıldığına ben HSYK Başkanı, Adalet Bakanı olarak inanıyorum. Buna rağmen 2002’de yüzde 45,2 olan yargıdan memnuniyet, 2015 yılı itibariyle yüzde 50,7’e gelmiştir ki bu da iyi bir rakamdır. Ama daha iyi yapmak elbete ki bu salondakilerin görevidir. Yargıya güven konusunda çok ciddi tartışmalarımız Türkiye’de halen yürüyor. Bu yürüyecektir de. Onu yok edecek şey sadece yasalarımızın hukuk devleti ilkelerine uygun olması değil, aynı zamanda görev yapan hakim ve savcılarımızın hukuk devletimize uygun doğru ve adil kararlar vermeleri ile ancak tesis edilebilir. Çünkü yargıya güven yargının doğru işlediği ve yargının doğru karar verdiğine dair, yargıya işi düşsün düşmesin vatandaşımızda olan bir algıyı ifade etmektedir. Bu algı ancak değerli hakim ve savcılarımızın verecekleri adil kararlar ile düzeltilir ve inşa edilir. Ben mesleklerine yeni başlayacak hakim ve savcılarımızın bu algıyı yargının ve adaletin lehine değiştirme konusunda büyük fedakarlık yapacaklarına yürekten inanıyorum. Yargının içerisinde meslekte kalmaları uygun görülmeyen bazı hakim ve savcıların HSYK tarafından oy birliği ile meslekte kalmaları uygun olmadığına karar verildi. Bu konuyu bazı çevreler eleştirdi. Özellikle uluslararası alanda eleştiriler yapılıyor. Buradan Sayın Cumhurbaşkanım çok net bir şekilde ifade etmek isterim ki, esasında bu yargıya olan güveni tesis bakımından son derece önemli ve tarihi bir adımdır. Anayasamızın maddesi çok açık: ’Yargılama yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelere verilmekte ve hakimler Anayasa, yasa ve hukuka bağlı vicdan ile karar vermektedirler.’ Eğer yargı içerisinde FETÖ adına veya başka bir terör örgütü adına veya başka bir ideoloji adına yargı yetkisi kullanan birisi olursa ve bunu da bir hukuk devleti tespit eder ve buna göz yumarsa işte o zaman yargı bağımsızlığına, yargının tarafsızlığına, hukuk devletine gölge düşürmüş ve müdahale edilmesine izin vermiş olur. Bugüne kadar Türk yargısına dönük eleştirilere baktığımızda Fetullahçı Terör Örgütü’nün yargı içerisinde kendisine bağladığı örgüt üyeleri marifetiyle pek çok olayı örgütün talimatlarına göre çözdüğü aşikardır. “
"YARGIYA MÜDAHALE VAR, KİM YAPIYOR, BİR TERÖR ÖRGÜTÜ YAPIYOR”
“Yargıya müdahale var. Kim yapıyor, bir terör örgütü yapıyor. HSYK yapmıyor bunu” diyen Bozdağ, “HSYK, terör örgütünün yaptığı müdahaleye şerh koyuyor ve bu müdahaleyi engelliyor. Bu noktada HSYK’nın takdir edilmesi gerekiyor. Yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına gölge düşüren, müdahale eden yapıyı yargı üzerine sinmiş olan Fetullahçı Terör Örgütünün gölgesini ortadan kaldırmak için atılan, yargıya güveni yeniden inşa etmek için atılan adımı demokrasiye ve hukuk devletine inanan herkesin takdir etmesi lazım gelirken, maalesef Sayın Cumhurbaşkanına büyük bir eleştiri yapılıyor ama gerçekten yapılan doğru bir iş. Hukuk devletinin ruhuyla, kendiyle kavga edenlere karşı hukuk devletinin kendini korumasıdır. Bu açıdan da son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Esasında Türk yargısı rehin alınmaktan, rehin edilmekten kurtarılmıştır. Bu açıdan da özgürleştirilmiştir. Torbalar dolusu dosya önüne gelen hakim, torbanın mühürlü olan ağzını açmadan yüz milyarlarca cirosu olan şirketlerin mal varlığına el koyma kararını verip, bunun HSYK veya hukuk devletine inanan kişilerde buna karşı işlem yapmazsa, işte o zaman biz anayasaya da, hukuka da ihanet etmiş oluruz. Yapılan şey doğru olanı yapmak ve gerekli olanı yapmaktır. Bu açıdan da ben HSYK’ımızı verdiği kararlardan dolayı kutluyorum. Ben inanıyorum ki tarih bu yapılan işleri Türk yargısına, Türk adaletine, milletimizin hukukuna sahip çıkma adına takdirle yad edilecektir” değerlendirmesinde bulundu.
(İHA)