Giresun’da Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne bağlı yurdun açılışını yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, yaptığı konuşmada 28 Şubat sürecinde başka birtakım tahribatla birlikte imam hatip okullarının da kapatıldığına dikkat çekerek, “Biz onu sadece özellikle salt ideolojik yaklaşımlarla böyle bir karar alındığını ve adımın atıldığını o zaman bu çerçevede değerlendirerek yorumlamıştık. Fiilen kapatılmıştı. Üniversiteye girişte dezavantajlı bir şekilde tablo ortaya koyarsanız tabi ki kimse tercih etmez. Fiilen böylelikle kapatılmış oldu” dedi.
Bugün toplumda her veli, her ebeveynin çocuğunun nasıl eğitim alması gerektiği konusunda bir kanaati ve kararı olduğunu belirten Canikli, “Herkeste o hakka saygı duyar. Saygı duyması da gerekir. Hangi okul türüne evlatlarını göndermek isterse gönderebilir. Hiç kimsenin ona müdahale etme hakkı yoktur. Doğru ve demokratik bir yaklaşımdır. Devlet o imkanı onlara sunabilmeli. Aynı şekilde de bir veli çocuğunu biraz daha dini hassasiyetle imam hatip müfredatına uygun bir programda eğitim görmesini arzu ediyorsa diğerlerine yaklaşıldığı gibi aynı şekilde eşit ve tarafsız şekilde yaklaşmalı, aynı imkan ona da sunulmalıdır. Müdahale edilmemeli ve yönlendirilmemelidir. Ya da bu noktada baskı altına alınmamalıdır. Kim çocuğunu nereye göndermek istiyorsa göndersin. Devlet ve hükümet olarak bizim görevimiz bu vatandaşın talebinin yerine gelmesi için en iyi şekilde gerekli alt yapıyı sunmak ve hazırlamaktır” şeklinde konuştu.
“İmam hatipler kapatılınca öğrenciler FETÖ’nün okullarına otomatik olarak yönlendirilmiş oldu”
Bugün itibariyle imam hatip okullarında 1 milyon 150 binin üzerinde öğrencinin eğitim öğretim gördüğünü söyleyen Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı kişiler böyle bir sayıya ulaşılmasını eleştiriyor. Benzer bir yaklaşım 28 Şubat sürecinde ortaya konuldu, imam hatipler kapatıldı. O zaman biz onu sadece özellikle salt ideolojik yaklaşımlarla böyle bir karar alındığını ve adımın atıldığını düşünmüştük. Bugün çok daha farklı projelerin önemli başlangıç noktaları olduğunu anlıyoruz. Çocuklarının dini hassasiyeti olan bir okuldan mezun olmasını isteyen velilerin tercih ettiği bu okul kapatılınca bu şekilde talebi olan öğrencilerin hemen hemen büyük bölümü, hatta tamamına yakını Fetullahçı Terör Örgütü’nün okullarına otomatik olarak yönlendirilmiş oldu. Çünkü o alanda ona yakın bir hizmet vereceği ile yola çıkan Fetullahçı Terör Örgütü’nün okullarına bu kaynak o okullara yönlendirildi. Yani 28 Şubat sürecini dizayn eden gerçekleştirenlerinden amaçlarından biri de bu idi. Ve gerçekten imam hatipler kapatıldıktan sonra yüzbinlerce evladımız hem insan hem de parasal kaynak olarak Fetullahçı Terör Örgütü tarafından maalesef sömürüldü, kullanıldı ve bu terör örgütünün güçlenmesi, gelişmesi için inanılmaz bir şekilde onlara bu kaynak sağlandı. Bugün imam hatiplerdeki öğrenci sayısının bu kadar yüksek olmasına itiraz edenlere yakında yaşanan tarihi gerçeği hatırlatmakta fayda var.”
(İHA)