Ordu Ticaret Borsası Başkanı Ziver Kahraman, İtalya’nın Türk fındığını ’en tehlikeli ürünler’ arasında ilk sırada göstermesini sert bir dille eleştirerek, "Türk fındığını itibarsızlaştıracak bir lobi faaliyeti yürütmeyi amaçlıyorlar" dedi.
Kahraman, İtalya Ulusal Çiftçiler Konfederasyonu’nu (Coldiretti) manipülasyon yapmakla suçlayarak, “Coldiretti hiçbir kanıta dayanmayan, gerçek dışı ve haksız rekabet şartlarının hakim olmasına hizmet eden bir manipülasyon içindedir. Bu konfederasyonun amacı Türk fındığı için uluslararası piyasalarda kötülemeyi amaçlayan bir lobicilik faaliyetidir” dedi.
Ziver Kahraman yaptığı açıklamada, Türkiye’nin fındık üretim ve ticaretinde lider konumda olduğunu, en çok ihracatı da AB ülkelerinden Almanya ve İtalya’ya yaptığına dikkat çekti. İtalya dahil dünyada 100 ülkeye fındık ihraç edilirken, ürünlerin uluslararası nitelik taşıyan akredite edilmiş laboratuvarlarda aflatoksin ve diğer analizlerin hassasiyetle yapıldığını belirten Kahraman, “Uluslararası laboratuvarlarda akredite edilmemiş hiç bir ürünün çıkışına izin verilmemektedir. Analizlerde uygunluğu kesinlikle doğrulanmış ürün nihai tüketiciye ulaşmaktadır. Bu silsilenin hiçbir noktasında el yordamıyla ya da kontrolsüz bir işlem söz konusu değildir” diye konuştu.

"TÜRK FINDIĞINI İTİBARSIZLAŞTIRMAK İSTİYORLAR"
Kahraman, şöyle konuştu: “Söz konusu konfederasyon hiçbir asli kanıt ortaya koymadan algı yönlendirmesi yapmak niyetindedir. Konuya dikkat çekerek gündem oluşturup suyu bulandırma derdindedir. Burada Türkiye’de bu konuda yoğun bir gündem oluşturarak bizim ürünlerimizi aklama çabasına sokmaya, fındık ihracatı yaptığımız diğer ülkelerin temkinli davranarak bir müddet Türk fındığı almayacakları gibi bir gizli düşünce saklıdır. İtalyan fındığının dünya pazarından Türk fındığından önce tercih edilebilir hale gelmesi için Türk fındığını itibarsızlaştıracak bir lobi faaliyeti yürütmeyi amaçlıyorlar.”
Bu tür fındık örgütlerinin popülizm adına dünyanın birçok ülkesinde benzer tavırlar içine girdiğini de hatırlatan Kahraman, şöyle konuştu: “İstiyorlar ki, spekülasyonlarla, dedikodularla, algı yönlendirmesi, hedef gösterme ve ithamlarla çok kazanacaklar. Temsil ettikleri kesimlerin sorunlarını piyasa teamüllerine göre çözecek yeterlilikleri ve yetenekleri olmadığını kabul edip de köşeye çekilmek yerine piyasa dokusunu bozacak manipülasyonlara yönelmekte, üretim, katma değer, kalite ve verimliliği bir yana bırakıp, etik kurallardan uzak, safi rant oluşturma kaygısı içine girmektedirler.”
(İHA)