Başbakan Binali Yıldırım, "Yönetme erkini millet seçtiklerine verir ama milletin seçtikleri de milletin dediklerinin dışında hareket ederse, uyarı görevini de millet yine çeşitli mekanizmalarla yapmaya devam eder" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Sivil Dayanışma Platformunun Ankara’daki ofisinin açılışında yaptığı konuşmada, "Sivil toplum teşkilatları milli iradenin, demokrasinin vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Gelişmiş demokrasilerde bu sivil toplum kuruluşları yanlış işlerin önlenmesi için büyük bir görev ifa ediyor. Gezi parkı olayları, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim kışkırtmaları ve daha birçok milli iradeye, demokrasiye karşı gerçekleştirilmeye çalışılan eylemlerde sivil toplum örgütlerini hep yanımızda bulduk. Özellikle de Sivil Dayanışma Platformu, bu zor günlerde çok büyük sorumluluk alarak, ülkenin birliği, milletin beraberliği, kardeşliği konusunda ciddi anlamda katkı sağladı. Milletin kaynaşmasına, bir araya gelmesine vesile oldu. 2010 yılında fiilen İstanbul’da daha önceki yıllarda hazırlık çalışmaları olmakla beraber 20 Şubat 2010’da kurumsal kimliği ile İstanbul’da faaliyete başlayan Sivil Dayanışma Platformu, bugün Ankara’da açtığı bu yeni bürosuyla, irtibat bürosuyla, faaliyetlerini daha da güçlendirmiş bulunuyor" ifadelerini kullandı.
"SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİ HEP DESTEKLEDİK"
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle, Sivil Dayanışma Platformu’nun ülkemiz demokrasisine, milli iradenin güçlenmesine çok büyük katkı yapacağına inanıyorum. Sivil toplum örgütlerini AK Parti iktidarı olarak 14 yıl boyunca hep destekledik. Onlara hep alan açtık, ülkeyi tek başımıza kafamıza göre yönetiriz demedik. Ortak akılı en öncelikli konu olarak hep gündemde tuttuk. ’Akıl akıldan üstün’ dedik, danıştık ama kararı biz verdik, istişare esas. Yönetme erkini millet seçtiklerine verir ama milletin seçtikleri de milletin dediklerinin dışında hareket ederse, uyarı görevini de millet yine çeşitli mekanizmalarla yapmaya devam eder. Sivil toplum örgütlerinin ana amaçlarından birisi de budur. Milli iradeye açık veya kapalı olarak muhalefet eden odaklara, unsurlara karşı halkın sesi olarak sesini yükseltmek ve bozulan sistemi tekrar sağlıklı olarak işlenmesini sağlamaktır. Sivil toplum örgütlerinin sayısı ne kadar çok artarsa demokrasimiz o kadar ileri gitmiş olur."
(İHA)
Başbakan Binali Yıldırım, Sivil Dayanışma Platformunun Ankara’daki ofisinin açılışında yaptığı konuşmada, "Sivil toplum teşkilatları milli iradenin, demokrasinin vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Gelişmiş demokrasilerde bu sivil toplum kuruluşları yanlış işlerin önlenmesi için büyük bir görev ifa ediyor. Gezi parkı olayları, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim kışkırtmaları ve daha birçok milli iradeye, demokrasiye karşı gerçekleştirilmeye çalışılan eylemlerde sivil toplum örgütlerini hep yanımızda bulduk. Özellikle de Sivil Dayanışma Platformu, bu zor günlerde çok büyük sorumluluk alarak, ülkenin birliği, milletin beraberliği, kardeşliği konusunda ciddi anlamda katkı sağladı. Milletin kaynaşmasına, bir araya gelmesine vesile oldu. 2010 yılında fiilen İstanbul’da daha önceki yıllarda hazırlık çalışmaları olmakla beraber 20 Şubat 2010’da kurumsal kimliği ile İstanbul’da faaliyete başlayan Sivil Dayanışma Platformu, bugün Ankara’da açtığı bu yeni bürosuyla, irtibat bürosuyla, faaliyetlerini daha da güçlendirmiş bulunuyor" ifadelerini kullandı.
"SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİ HEP DESTEKLEDİK"
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle, Sivil Dayanışma Platformu’nun ülkemiz demokrasisine, milli iradenin güçlenmesine çok büyük katkı yapacağına inanıyorum. Sivil toplum örgütlerini AK Parti iktidarı olarak 14 yıl boyunca hep destekledik. Onlara hep alan açtık, ülkeyi tek başımıza kafamıza göre yönetiriz demedik. Ortak akılı en öncelikli konu olarak hep gündemde tuttuk. ’Akıl akıldan üstün’ dedik, danıştık ama kararı biz verdik, istişare esas. Yönetme erkini millet seçtiklerine verir ama milletin seçtikleri de milletin dediklerinin dışında hareket ederse, uyarı görevini de millet yine çeşitli mekanizmalarla yapmaya devam eder. Sivil toplum örgütlerinin ana amaçlarından birisi de budur. Milli iradeye açık veya kapalı olarak muhalefet eden odaklara, unsurlara karşı halkın sesi olarak sesini yükseltmek ve bozulan sistemi tekrar sağlıklı olarak işlenmesini sağlamaktır. Sivil toplum örgütlerinin sayısı ne kadar çok artarsa demokrasimiz o kadar ileri gitmiş olur."
(İHA)
Son Güncelleme: 09.11.2016 14:57
