Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde parti teşkilatı ile bir araya gelerek basın toplantısı düzenlenen Çayır, 15 Temmuz gecesini değerlendirerek ABD’lerine yüklendi. Çayır, “Türkiye uzun bir aradan sonra ilk kez siyasi tarihinde ve darbeler tarihi anlamında milletin olup bitene el koyması olarak nitelendirebileceğimiz 15 Temmuz gecesini yaşadı. Bugüne kadar ne yazık ki seçtiklerine sahip çıkamayan bir Türk milletinden bahsedilirdi. Yüzde 54 oy almış bir Menderes bir gün önce yani darbecilerin müdahalesinden bir gün öncesi Eskişehir’de yüzbinlere hitap ederken aynı gecenin sabahında yapayalnız bir kişi olarak karşımıza çıkıvermiştir. Millet seçtiğine iradesine ve oyuna sahip çıkmamak gibi bir huy edinmişti. Askerler diledikleri zaman diledikleri gerekçeyi öne sürerek ülkenin yönetimine el koymakta hiçbir zaman bir kötülük görmemiş ve bunu alışkanlık haline getirmişlerdi” diye konuştu.
"DARBECİLER İNSANLIK SUÇU İŞLEMEKTEDİR"
Darbecilerin insanlık suçu işlediğini kaydeden Çayır, “Kim olursa olsun darbeler neticesinde darbelerin oluşturduğu mahkemelerde idamlara karşıyız. Hiçbir darbecinin hukuku insan değeri taşımaz. Darbeciler yaptıkları itibariyle insanlık suçu işlemektedirler. Darbecilerin insanlıkla ilgisi yoktur. Eğer 15 Temmuz gecesi bu darbeciler başarılı olmuş olsaydı kesinlikle ve kesinlikle Türkiye 50 yıl geriye gitmiş olurdu, hapishaneler dolardı idamlar söz konusu olurdu acımasızlık karşımıza yasa olarak çıkardı. Uluslararası hukuk normları rafa kaldırıldı ve Türkiye Ortadoğu’nun sıradanlaştırılmış ülkesi olmak gibi bir duruma düşerdi. Cok şükür ki millet bu oyunu bozdu. Hiçbir siyasi bu konuda sayın Cumhurbaşkanını hariç tutarak hiçbir siyasinin bu anlamda bir dahili yoktur Büyük Birlik hariç. Çok net ve açık ifade ediyorum 15 Temmuz gecesi net tavrı ortaya koyan net bir şekilde duruşu ortaya koyan yegane parti BBP’dir. Sebebi de şudur; BBP kadroları 12 Eylül darbesinin mağdurlarıydı” şeklinde konuştu.
ABD YAPTI, YAPTIRDI
Darbeyi ABD’nin yaptırdığını iddia eden Çayır, “15 Temmuz gecesini ABD’nin yaptığı ve yaptırdığı ortada. ABD yeri geldiğinde demokrat yeri geldiğinde darbeci kimliğini ortaya koyabilmektedir. Bazen Türkiye’de bu ortaya çıkıyor, bazen Afrika’da bazen Güney Amerika’nın bir ülkesinde, Amerika’nın menfaati neyi gerektiriyorsa başka bir coğrafya da da darbecilerin yanında yer alabiliyor. Bu Amerika’nın tipik bir özelliğidir. Amerika’lılar için tek ölçü menfaattir, güçlü olmaktır, hükmetmektir. Darbecileri hala saklamaya devam eden hala darbeden yana kafası karışmış gibi gözükmüş gerçekten ne yaptığını bilen Amerika’yı kınıyorum. 15 Temmuz gecenin arkasında Amerika’nın olduğunu görmek çok da büyük bir marifet gerektirmiyor. Sana sığınan darbecileri lütfen Türkiye’ye ver. Bize kendini farklı sunan Fetullahçı terör örgütünün liderine sesleniyorum. Bunu söylerken içimde hiç ufacık bir şüphe yok çok net söylüyorum. Bunu onun haberi olmadan burada kimse yapmaz. Amerika’nın kucağına oturmuş bir insanın Türkiye ile ilgili hayalleri de olamaz iyilikleri de olamaz düşünceleri de olamaz” ifadelerini kullandı.
"ABD’Yİ DARBENİN BAŞI OLAN KİŞİYİ TESLİM ETMESİ KONUSUNDA UYARIYORUZ"
ABD’nin darbenin başını Türkiye’ye teslim etme konusunda uyardıklarını ifade eden Çayır, “Sayın Cumhurbaşkanı keşke 17-25 Aralıkta önce kendi partisine sonra diğer partilere gerçekleri olduğu gibi bütün belgeleriyle birlikte açıklayabilseydi durum daha farklı olurdu. Belki 15 Temmuz yaşanmazdı. Kendi partisine anlatamadı bizde bunu uzun süre beraber olmuş iki gurubu iki düşüncenin bir kavgası olarak anladık ve 15 Temmuz gecesi bir daha anladık ki ne yazık ki 40 yıllık bir emeğin sonucu darbecilikmiş. Ne yazık ki böyle bir sonuç çıktı. Buradan ABD’nin darbenin başı olan kişiyi Türkiye’ye teslim etmesi konusunda uyarıyoruz” dedi.
BBP’sin Kasım yada Aralık’ta muhtemelen kongreye gideceğini kaydeden Çayır, “BBP Kasım yada Aralık’ta muhtemelen kongreye doğru gidecektir. Yeni bir ruhla yeni bir azimle yeni bir şevkle ortaya çakacağız. Bizler geri de çekilebiliriz. Burada bulunuş sebebim rahmetli genel başkan ile birlikte başlattığımız adalet davasının, insanı şerefli yaşatılma davasının peşindeyim. BBP davası da bu” diye konuştu.
MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN KAZASINDA AKIN ÖZTÜRK ŞÜPHESİ
Muhsin Yazıcoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazası ile ilgili bir takım gelişmeler olduğunu belirten Çayır, darbe sonrası bir takım bulgulara ulaşıldığını hatırlatarak “Helikopterden bir takım malzemeler söken insanlar sayın Cumhurbaşkanı’nı katletmek üzere giden ekibin içinde oldular. Biz daha önce mahkemelere dedik ki lütfen bu olayı bütün detaylarıyla araştırın. Ne yazık ki darbeden 10 gün önce dava kapatıldı. Kapatmayın ortada bir sürü soru işareti var bir süre elde edilmemiş bilgi var dedik duymadılar ve kapattılar. İtiraz ettik. İtirazdan sonra darbe oldu, darbeden sonra da bazı bulgulara varıldı. Orada bulunan isimler darbenin içinde yer aldılar. Şimdi yeniden açılıyor. Kapatılmış davanın yeniden açılması konusundaki dilekçemize halen bir cevap yani bir sonuca varılmadı onu bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda hassas olduğuna inanıyorum. Çünkü her sözünde bu benim kardeşimdi demişti. İnşallah bu konuda gerekli adımlar atılır diye beklemekteyiz” dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır Trabzon’da partisinin il başkanlığını da ziyaret etti. Burada açıklama yapan Çayır, 2009 yerel seçimlerinde helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun olayında darbeci eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün varlığı yönünde soru işaretleri olduğunu söyledi. Çayır, “İddia şu; helikopterin düşmesine yol açan iki tane uçaktan bahsediliyor jetlerden. Bu sabit, bunları köylülerde görüyor. Jetleri gören köylüler var. Dolayısıyla bunların araştırılması gerekliyken o araştırma şu zamana kadar yapılmadı. Darbeciler arasında helikopterin düşürülmesinin alakasının olduğunu net belli. O dönemde helikopter kaza kırım ekibinde görevli iki kişinin şuan darbeci olduğu ortaya çıktı. Bunlar ile alakası olduğu Akın Öztürk’ün o dönemde orada görevli olması uçakların alçaktan uçması elbette soru işaretlerini artırıyor. Bu soru işaretlerini bulmakta hukukun işi, araştırılıp bulunması gerekli. Şuanda söyleyeceğimiz şeyler sübjektif olur. Objektif kriterlere dayanmıyor. Şuanda bunlar gözaltındalar, gereği yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
(İHA)