Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Ghandour ile görüştü. Heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Bakan Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili bir soru üzerine, "Suriye’de rejimin ve rejimin destekçilerinin bugüne kadar DAEŞ gibi bir derdi olmadı. Aynı şekilde Suriye’yi bölmek isteyen, bir terör kantonu oluşturmak isteyen YPG ve PKK ile de bir derdi olmadı. Suriye topraklarını bölmeye çalışan başka bir terör örgütüne yönelik de rejimin saldırdığını hiç görmüyoruz. DAEŞ’e yönelik bazen rejim destekçilerinin sembolik atışları var, o da göstermelik. Kime saldırıyorlar? Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO), yani ılımlı muhalefete ve DAEŞ’le mücadele eden güçlere saldırıyorlar. Ülkenin topraklarının yüzde 40’ını bir terör örgütü işgal etmiş, ona yönelik mücadele eden güçlere rejim saldırıyor. İşte burada esasen rejimin ve destekçilerinin ajandasının ne olduğunu açıkça görüyoruz. Onların El Nusra diye de bir derdi yok esasen. Bize göre El Nusra, DAEŞ bizim tutumumuz net. Bakanlar Kurulu kararıyla bunları terör listesine ilk alan ülkelerden bir tanesiyiz ama Halep’ten El Nusra’nın çekilmesini istemelerinin sebebi de Halep’i ele geçirmek, barış ya da ateşkes sağlamak değil, siyasi çözüm için değil. Bunları görüyoruz, yüzlerine de açıkça söylüyoruz. Bu tür saldırılar, bizim ÖSO, koalisyon içindeki ülkelerle beraber DAEŞ’e karşı mücadelemizi durdurmaz ve Fırat Kalkanı operasyonu da devam edecektir" diye konuştu.
“BÖYLE BİR OPERASYONUN DEVAM ETMESİ GEREKİYOR, DEVAM DA EDECEK”
Bakan Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı operasyonunun tek amacının bölgeden DAEŞ’i temizlemek olduğunu belirterek, "Bir taraftan ateşkes çalışmaları var, Halep’in kendi ayrı gündemi var, Halep’te ateşkes, insani yardım için altılı formatta birden dokuz oluyor. Değişik formatlarda fikirdaş ülkelerle yine farklı yerlerde bir araya geliyoruz, bu konuda çaba sarf ediyoruz. Rusya ve İran gibi ülkelerle de görüşüyoruz ama buradaki operasyonun tek amacı burayı DAEŞ’ten temizlemektir. Dolayısıyla El Bab’a kadar bu operasyon ilerleyecektir ve bu bölgeyi güvenli bölge ilan etmeliyiz ki insanlar oraya dönmek istiyorsa da rahatlıkla dönebilsinler, hayat normale dönsün. Böyle bir operasyonun devam etmesi gerekiyor, devam da edecek" ifadelerini kullandı.
Irak’taki gelişmelerle ilgili de Bakan Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz Irak’ta, Suriye’de mezhepçi yaklaşımlara hep karşı olduk ve bunun tehlikesine işaret ettik. Maliki’den bu yana bu mezhepçi anlayışın, mezhepçiliği daha da derinleştiren adımların ne kadar tehlikeli olduğunu Irak’ta da, Suriye’de de gördük. Fakat bunlardan ders alınmadığı da açıkça ortadadır. Bazı ülkelerin ve grupların da tahrikiyle intikam duygusu içinde olan Aşti Şahabi’nin bir taraftan Musul’a girmek istediğini, bir taraftan diğer bölgelerde Sünniler’in ağırlıkta yaşadığı yerlere saldırmak istediğini görüyoruz. Evet DAEŞ’le mücadele edilmeli ama DAEŞ sonrasını iyi planlayarak yerel güçlerle bu mücadele yapılmalı. Musul ve Telafer’deki etnik ve mezhep dengeleri dikkate alınmalı, biz bunları söylüyoruz. Eğer buradaki gelişmeler, ki PKK’da bu bölgede, DAEŞ bu bölgede bizim güvenliğimizi tehdit edecek bir duruma gelirse, biz koalisyonun içindeki katkımızın yanında kendi güvenliğimizi sağlamak için tedbirlerimizi alırız. Her türlü tedbirimizi alırız, bu bizim hakkımızdır. Telafer veya diğer bölgelerde saldırı olursa, yine burada bize yönelik bir tehdit oluşursa burada da tedbir alırız. Ayrıca buradaki Türkmen kardeşlerimizin hak ve hukukunu da koruma konusunda kararlılığımız da var, muktediriz de. Oradaki kardeşlerimizi de hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Eğer onlara yönelik zulüme yönelik saldırılar olursa elbette biz de buna duyarsız kalmayız."
"TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ SUDAN İÇİN KIRMIZI ÇİZGİDİR"
Sudan Bakanı Ghandour ise, kendisine sorulan Sudan’da FETÖ okullarının kapatılmasına ilişkin soru üzerine, "Türkiye’nin güvenliği Sudan için de bir kırmızı çizgidir. Türk hükümetine, Türk halkına bu darbe girişimi akabinde vermemiz gereken desteğin bir boyutu da tabii ki bu tür önlemlerin alınmasını gerektiriyordu. Bu terör örgütüyle ilintili olan kurumların, okulların kapatılmasını gerektiriyordu, biz de bu okulları kapattık. Bu okulları Milli Eğitim Bakanlığımıza şu anda devretmiş durumdayız. Sudan Milli Eğitim Bakanlığı bu noktadan itibaren bu okulların nasıl yönetileceği ve idare edileceğine karar vermekle yetkili makam olacak. Kısa süre içerisinde de Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir heyeti zaten ülkemizde ağırlayacağız, kendileriyle bu konuda fikir alışverişimiz olacak. Bu adıma ek olarak FETÖ terör örgütüyle ilintili olan tüm kişilerin Sudan’dan ayrılmalarını talep ettik ve bu kişiler de zaten Sudan’ı terk ettiler. Türkiye, uzunca bir süreden beri Afrika’nın farklı ülkelerinde önemli adımlar atıyor, yatırımlarda bulunuyor. Dolayısıyla bizim diğer Afrika ülkelerine tavsiyemiz; Sudan hükümetinin yapmış olduğu gibi, Afrika’daki bazı ülkelerin de yapmış olduğu gibi bu tür kurum ve kuruluşları kapatmaları, kendi güvenlikleri açısından ve Türkiye’ye darbe girişimi akabinde gösterecekleri destek açısından bu kurumları kapatmaları yönünde olacaktır" şeklinde konuştu.
(İHA)