Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Enerji Bakanlığının 2017 Bütçesi hakkında milletvekillerine bilgi verdi. Bakan Albayrak, 15 Temmuz darbe girişimini kınayarak sözlerine başladı. Son 14 yılda Türkiye’de önemli ekonomik atılımların gerekleştirildiğini belirten Albayrak, 2003-2015 döneminde Türkiye’nin ortalama yüzde 4.7 ve birincil enerji arzının ise oralara yüzde 4.1 büyüdüğünü ifade etti. Bakan Albayrak, "Enerji alanındaki bu büyümenin önümüzdeki 10 yılda kurul gücümüze 50 bin megavat(MW) daha ilave kurulu güç kapatsın eklememiz gerektiğini belirtmek istiyorum. Enerjide hızla yükselen yenilenebilir teknolojiler, dünyanın elektrik üretiminde başvurduğu be gün geçtikçe geliştiği nükleer enerji alanında artan emanet, hammadde fiyatlarında olan değişiklikler, petrol ağırlıklı küresel enerji politikalarına geçiş, petrol fiyatlarında yaşanan önemli gelişmeler, LNG teknolojilerinin yükselişi ve bu alandaki maliyet düşüşleri, enerji sektörünün ne kadar dinamik olduğunu ve çok fazla değişkeni dikkate alarak stratejilerimizi geliştirmemiz gerektiğini göstermektedir" ifadelerini kullandı.
“STRATEJİMİZİ İKİ ANA KOLON ÜZERİNDE İNŞA EDİYORUZ”
Enerji stratejileri kapsamında titiz çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyleyen Albayrak, "Yeni dönemde stratejimizi iki ana kolon üzerinde inşa ediyoruz. Elektrik ve doğalgaz alanında arz güvenliğimizi bu alandaki maliyetleri de düşürmeyi hedefleyerek, stratejimizin birinci Temel’ini oluşturuyoruz. Diğer temelini ise başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, enerjinin her alanı da kullanılan ileri teknolojileri ülkemize kazandırma hedefi olarak belirliyoruz. Bu kapsamda özellikle yenilenebilir enerji alanında teknoloji transferi, AR-GE yatırımı ve yerli üretimi önceleyen yeni bir ihale modeli geçtik" şeklinde konuştu.
“2016 SONUNA KADAR İNŞAATIN YAKLAŞIK YÜZDE 55’İNİN TAMAMLANMASI PLANLANMAKTA”
Doğal gaz enerjisi hakkında bilgi veren Albayrak, şunları kaydetti:
"Doğal gazın kullanılmaya başlandığı 1987 yılında 500 milyon metreküp olan yıllık doğalgaz tüketimimiz 2015 yılında 48 milyar metreküp ve öte yandan 2002 yılında 4 bin 510 kilometre olan doğalgaz iletim ve dağıtım hattı uzunluğu 124 bin 274 kilometre seviyesine ulaşmıştır. 2002’de sanayi ile konutta 5 şehrimize sadece sanayide 9 şehrimize giden doğal gaz iletim hattı bugün itibariyle 78 şehrimize ve 333 ilçemize ulaştırılmıştır. Ülkemizin artan doğal gaz talebinin karşılanabilmesi zamanıyla ilk aşamada yıllık 6 milyar metreküp gazın ülkemize 10 milyar metreküp gazın Avrupa’ya taşınması yönelik geliştirilense yüzde 30 ortak olduğumuz TANAP projesinde bugün itibariyle bin 277 kilometre pist açılımı, bin 32 kilometre boru dizgisi ve 923 km ana hat boru kaynağı tamamlanmıştır. 2016 yılı sonuna kadar proje genelinde inşaatın yaklaşık yüzde 55’inin tamamlanması planlanmaktadır."
YERLİ KÖMÜR
Bakan Albayrak, yerli kömüre ilişkin olarak, "Yaptığımız yasal düzenleme ile yatırımcıya ÇED, Kamulaştırma vb. bütün izinleri biz alacağız, kömür sahası karşılığında en ucuz elektriği kim üretecekse ihaleyi o firma alacak. Bu şekilde 7 milyar ton’a yakın linyit rezervlerimizi değerlendireceğiz. Bu kapsamda, Ankara ili, Nallıhan ilçesi, Çayırhan mevkinde bulunan Kömür Rezerv Alanı ve Enerji Üretim Alanının, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından açık eksiltme yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin olarak, ön yeterlilik ve son teklif verme tarihi 21 Kasım 2016 olarak belirlenmiştir. Çayırhan B Termik Santralının kurulu gücünün 700 ile 800 megawatt arasında olması planlanmaktadır. Bundan sonra özelleştirilecek kömür sahaları için de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından benzer bir yol izlenmesi düşünülmektedir. Yerli kömürden elektrik üretilmesini destekleme çalışmaları kapsamında Bakanlar Kurulu Karar’ınca yerli kömür yakıtlı elektrik üretim santrallerinden 2016 yılı sonuna kadar yaklaşık 6,4 milyar kilovat saat elektrik enerjisi alımına başlanmıştır" ifadelerini kullandı.
SANTRAL İÇİN YER SEÇME ÇALIŞMALARI DEVAM ETMEKTEDİR
Albayrak, nükleer enerjiye ilişkin olarak, "Ülkemizde ise nükleer enerjinin enerji arz kaynaklarımız arasına dâhil edilmesi, artan elektrik enerjisi talebinin karşılanması ve ithal yakıtlara bağımlılıktan kaynaklı risklerin azaltılması için elzemdir. Ayrıca, neredeyse sıfır emisyon yayan nükleer enerjinin iklim değişikliği hedeflerine ulaşmadaki katkısı gittikçe artan sayıda ülkede olduğu gibi ülkemiz tarafından da kabul edilmekte ve enerji stratejilerinin vazgeçilmez unsuru haline gelmektedir. Ülkemize kazandırmak istediğimiz nükleer güç santrallerinin hayata geçmesi için 3 proje üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak santrallerde önemli aşamalar kaydedilmiş olup, 3. santral için yer seçme çalışmaları devam etmektedir. İlk 2 proje 4’er adet reaktör ünitesine ve toplam 9 bin 280 megavat kurulu güce sahip olup işletme ömürleri 60’ar yıldır. Akkuyu NGS projesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığından “ÇED olumlu” kararı ve EPDK’dan 3 yıl süreli ön lisans alınmıştır. Santralın ilk ünitesinin 2023 yılı sonuna kadar işletmeye alınması planlanmaktadır. Sinop NGS projesinde ise zemin etüt ve fizibilite çalışması ile ÇED çalışmalar sürdürülmektedir. Her iki NGS Projesinde yerli ekipman kullanımı noktasında hassasiyet gösteriyoruz. Bu kapsamda nükleer standartlara uygun ekipman üretip malzeme tedarik edebilecek yerli firmalarımıza yaklaşık 16 milyar Dolarlık iş imkanı doğabilecektir. Ayrıca Akkuyu ve Sinop Nükleer Santral Projelerinin inşaatının en yoğun olduğu zamanlarda toplam 20 bin kişi, işletme döneminde 7 bin kişi çalışacaktır" açıklamasında bulundu.
(İHA)