Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şentop, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu “Neler Oluyor?” programında gündeme ilişkin soruları değerlendirdi. Şentop, başkanlık sistemine ilişkin soruya, “Geçen hafta grup toplantısında Bahçeli’nin yaptığı açıklamalarla beraber Türkiye’nin gündemine ‘başkanlık sitemi’, ‘yeni anayasa’ ve ‘anayasa değişikliği’ bağlamında girmiş oldu. Sayın Başbakanımız da pazartesi günü Sayın Bahçeli ile görüştüler. O görüşme üzerine de meselenin biraz daha aydınlandığını, netleştiğini söyleyebilirim. AK Parti biran önce Anayasa değişikliği ile ilgili teklifini hazırlayıp bunu Meclis’e sunacak, daha sonra kendi takvimi içerisinde gelişmeler olacak. Şuan ki bildiklerimiz bundan ibaret, bundan sonrası için bir şey söyleyebilmek mümkün değil” cevabını verdi.
“TÜRKİYE’DE 50 YILDIR HÜKÜMET SİSTEMİ TARTIŞMASI VAR”
“AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi anlaştı” şeklindeki iddialara Şentop, “Öyle bir anlaşma yok. İki mesele var. Birisi şu Türkiye’de yeni anayasa ile ilgili uzun zamandır çalışmalar yapılıyor. Uzlaşma Komisyonu döneminde, 24’ncü dönemde uzun süreli bir çalışma yapıldı. 25 aylık bir çalışma yapıldı. Bütün partilerin katıldığı, daha sonra da yine bu 26’ncı dönemin başlangıcında bir çalışma yapıldı. Daha sonra tekrar bir mini paket üzerinde çalışıldı. Türkiye’nin gündeminde bir konu, bu konu hakkında partilerin duruşları da belli. AK Parti hükümet sistemi olarak, hükümet sistemi içerisinde ‘başkanlık sistemini’ istiyor. Resmi önerimiz de bu. Milliyetçi Hareket Partisi de parlamenter sistemden mevcut şuan ki yapının parlamenter sisteme daha fazla yakınlaştırtılması ve güçlendirilmesinden yana. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de parlamenter sistemden yana olduğunu biliyoruz. HDP de parlamenter sistemden yanaydı. Herkesin bu anlamda hükümet sistemi ile ilgili duruşu, tezi belli. Bu tezleri birbirine yaklaştırarak bir ortayı bulalım diye bir anlaşmadan söz ediliyorsa böyle bir anlaşma yok. Gerek MHP, gerek AK Parti hükümet sistemi ile vazgeçmiş veya bunu esnetmiş anlamında değil. Bu hükümet sistemi tartışması yeni anayasa ile beraber uzun süredir Türkiye’nin gündeminde 2011 seçimlerinden sonraki sürece bile baksak bir 5 seneyi geçmiş zaman ve Türkiye aşağı yukarı her gün istisnasız bir şekilde hükümet sistemi, başkanlık tartışmasının bir tarafından giriyor. Türkiye’de 50 yıldır hükümet sistemi tartışması var. Bu tartışma devam ediyor ve bu tartışmanın bir şekilde bir yere bağlanması lazım. Nasıl bir yer? Ya Türkiye’de hükümet sistemi değişikliği yapılmalı, bu şekilde bir başkanlık sistemi modeli belirlenmeli veya parlamenter sistemle ilgili olarak şuan ki tablo Türkiye’de bir parlamenter sistem de değil. Parlamenter sistemle ilgili bir karar alınıp Türkiye’nin klasik parlamenter sisteme dönmesi gerekiyor. Bu konuda bir karar vermek lazım. Bu karar nasıl verilebilir? Siyasetçiler tartışıyor. Uzlaşma Komisyonu’nda hep beraber tartıştık. Hiçbir şey çıkmadı, bir neticeye varamadık. Peki Meclis’te çözülebilir mi bu? AK Parti’nin 316 milletvekili var. Bunun referanduma götürülebilmesi için 330 milletvekilinin desteği lazım. Dolayısıyla şuan ki parlamento tablosunda da AK Parti’nin böyle bir teklifi Meclis’ten tek başına geçirebilmesi mümkün değil. Peki böyle bir teklif Meclis’te reddedilirse ya da Meclis’e gelmezse bu tartışma sona erer mi? Ermez. Bu işin kesin olarak çözülebilmesinin bir yolu olması lazım. Sayın Bahçeli’nin dediği bu, gayet normal, gayet basit. Diyor ki ‘bu iş ancak millete götürülerek çözülür’” açıklamasında bulundu.
“BÜTÜN PARTİLERİN ANLAŞMASI LAZIM, CHP’NİN DE BU ANLAŞMAYA DAHİL OLMASI LAZIM”
Şentop, bütün partilerin bir anlaşma içerisinde olması gerektiğine dikkat çekerek, “Bütün partilerin anlaşması lazım, CHP’nin de bu anlaşmaya dahil olması lazım. Bana göre bu anlaşma; ‘teklifimizi millete götürelim anlaşması’. AK Parti başkanlık istiyor. Siz başkanlık istemek zorunda değilsiniz. MHP’de istemiyor zaten başkanlığı, MHP’de parlamenter sistem diyor. Ne diyor MHP, ‘bu konuyu çözelim’, millet karar verince bu konu çözülmüş olur. Bunu millete götürüp sorma konusunda bir anlaşma olmalı. CHP’nin de böyle bir anlaşmaya katılması lazım kendi tezine güveniyor, millete güveniyorsa” şeklinde konuştu.
“CHP’NİN DE BUNDAN KAÇMAMASI GEREKİR”
CHP’nin başkanlık sistemine ilişkin tutumunu değerlendiren Şentop, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir tezi var; parlamenter sistem. Bir siyasi parti bir görüşü savunuyorsa bu görüşün millet tarafından da destek gördüğüne inandığı için savunur. Ya böyle savunur millet destekliyor. Büyük bir çoğunluk destekliyor veya biz bu tezi savunuyoruz, buna da milleti ikna edeceğiz denebilir. Her iki halde de bunu test etmek imkanı var. Eğer siz milletin parlamenter sistemi istediğine inanıyorsanız, böyle bir desteğin güçlü olduğuna inanıyorsanız buyurun referanduma gidelim. Millet parlamenter sistemi destekliyorsa, sonuç öyle çıkarsa bizim diyeceğimiz bir şey kalmaz. Başkanlık sistemi ile ilgili de bütün bu tartışmalar ortadan kalkmış olur. Yok hayır bu konuyu bilmiyoruz, bizim tezimiz budur, milleti de buna ikna ederiz diyorsanız buyurun referanduma. O zaman gelin çıkın milleti ikna edin. Yalnız da değilsiniz. MHP’de zaten parlamenter sistemi destekliyor, dolayısıyla referandumda kendi tezinizle milleti ikna edebilirsiniz. Bu konunun çözülebilmesi için bunun referanduma gitmesi gerekiyor. Millet ne karar verirse o karara razı olması lazım. CHP’nin de bundan kaçmaması gerekir” diye konuştu.
“Parlamenter sistemin temel özelliği yürütmeyle ilgili kısmındaki temel özellik yürütmenin çift başlı olmasıdır” diyen Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir cumhurbaşkanı vardır. İkincisi ise hükümet başbakan başkanlığında bir kabine vardır. O da parlamentoya karşı sorumlu bir kabine var. İkisinin birlikte çalışması düşünülmüştür parlamenter sistemde. Türkiye’de parlamenter sistem var mı? Onunla ilgili bir şey söyleyelim. 61’deki sistem parlamenter sistem, ondan bir tereddüt yok. Orada cumhurbaşkanı ve hükümet arlarındaki ilişkiler bağlamında baktığınızda parlamenter sistemin dışına taşan bir durum yok. 1982’de Türkiye’de anayasa yapıldığı zaman cumhurbaşkanına aşırı yetkiler veriliyor. Parlamenter sistem bakımından söylüyorum. Hatta bunu çok açık bir şekilde de söylüyor Kenan Evren, ‘1980’e kadar Türkiye’de 61 Anayasası eleştirilirdi‘ diyor. Niye? Yürütme güçsüz, zayıflatılmıştır diye. ‘Biz yürütmeyi güçlendirdik’ diyor. Yürütme biliyorsunuz ki parlamenter sistemde ‘iki başlıdır, çift başlıdır’ diyor. Bir hükümet var, bir cumhurbaşkanı var. ‘Biz nereyi güçlendirdik, Cumhurbaşkanlığını güçlendirdik’ diyor. 61 Anayasası’nda cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine baktığınızda 5 cümleyle geçiştirilmiştir. 82’de bakarsanız Anayasa’nın en uzun maddesidir 104’ncü madde, görev ve yetkilerle ilgili madde uzun uzun sayılmıştır. Böyle yetkiler cumhurbaşkanına verilmiştir.”
“CUMHURBAŞKANINI HALK SEÇİYORSA CUMHURBAŞKANI BİR SİYASİ FİGÜRDÜR”
Yarı başkanlık için temel kriterin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi olduğunu kaydeden Şentop, “Bir sistemde cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyorsa orası artık yarı başkanlıktır’ diyor anayasa hukukçuları 2007’ye kadar. AK Parti bu değişikliği yaptıktan sonra yavaş yavaş Cumhurbaşkanımız seçildikten sonra ‘halk tarafından seçilmesi yeterli değildir’ gibi biraz daha değişik siyasi bir yaklaşımla bu değişiklik sonrası farklı görüşler ortaya koydular. Ama kitaplarına bakarsanız 2007 öncesi herkes halk seçiyorsa yarı başkanlıktır. Dolayısıyla bugünkü sistem bir taraftan halk seçiyor cumhurbaşkanını, bir taraftan da 82 Anayasası’nın getirdiği yarı başkanlık sisteminin çoğunda olmayacak derecede güçlü yetkiler, görevler, imkanlar cumhurbaşkanına verilmiş. Bu tabloda bir problemli nokta şudur; 2007’de o değişiklik yapılırken aslında halledilmesi gerekirdi bu. Şimdi cumhurbaşkanını halk seçiyorsa, cumhurbaşkanı bir siyasi figürdür. Anayasanın neresine ne yazarsanız yazın” dedi.
"BİR MEYDAN OKUMAYDI BU"
Şentop, Devlet Bahçeli’nin başkanlık sistemine ilişkin tavrına şu değerlendirmede bulundu:
“Devlet Bahçeli ben ilk dinlediğimde meydan okudu. Bir meydan okumaydı bu. Biz parlamenter sistemden yanayız. Kendisi de fiili durumu anlatıyor. ‘Cumhurbaşkanı anayasada verilen yetkilerin dışına çıkıyor. Kendisine çizilen çerçevenin dışına çıkıyor’ diyor. ‘Bu yanlıştır. Bunu çözmenin iki yolu vardır’ diyor. ‘Bunu çözmenin iki yolu vardır’ diyor. ‘Birisi Cumhurbaşkanını anayasal sınırları içerisine çekilmesidir’ diyor. Öbür yolunun ‘bu durumun hukuki bir metinle hukuki bir zemine kavuşturulmasıdır’ diyor. “
“CUMHURBAŞKANIMIZ BAŞBAKANKEN BUNU DİLE GETİRDİ”
“Başkanlık sistemi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya attığı bir mesele değildir” diyen Şentop, “Bu konuda bugünden başlayacak olursak Cumhurbaşkanı seçilmeden önce daha henüz seçimden önce Cumhurbaşkanımız başbakanken bunu dile getirdi. Dedi ki, ‘Türkiye’de halk seçiyor. Halk seçtikten sonra cumhurbaşkanının artık mahiyeti değişmiştir cumhurbaşkanının makamının’ diyor. 21 Nisan 2003 tarihinde o zaman Kasım’da seçime sokmamışlardı. Engellemişlerdi seçime girmesini, birkaç gün sonra bir televizyon programında Cumhurbaşkanımız diyor ki, ‘Bana göre ideal olan sistem başkanlık sistemidir. Türkiye için’ diyor. Nedenini de söylüyor. Diyor ki ‘Birinci nedeni en önemli neden Türkiye’deki bu vesayetçi anlayışın sistemik olarak tasfiye edilmesi’, yani sistem içinde yer almayacak şekilde tasfiye edilmesi için başkanlık sistemi ideal bir sistemdir diyor. Daha 2003’te kendisi daha yeni başbakan olmuş. O tarihte bunu söylüyor. AK Parti’nin programında 14 Ağustos 2001’de programında bakanların dışarıdan belirleneceği bir hükümet sisteminin Türkiye’de tartışılması gerektiği ifade ediliyor. Böyle bir sistem başkanlık sisteminde, parlamenter sistemde bakanlar prensip olarak parlamento içinden, milletvekilleri arasından seçilir. Dolayısıyla başkanlık sistemi adı söylenmese de bir hükümet sistemi tartışmasının açılacağı parti programında var. AK Parti’nin 2001’de daha seçimler yok” açıklamasında bulundu.
Türkiye’de yaklaşık 50 senedir söz konusu sisteme ilişkin tartışmaların olduğunu dile getiren Şentop, “61 Anayasası milletin seçtiklerinden oluşan iktidarı yasama, yürütme iktidarlarını bölüp, parçalamış yasama iktidarı ikiye bölünmüş” şeklinde konuştu.
“Bizim önerdiğimiz model tam başkanlık” ifadelerini kullanan Şentop, “Yarı başkanlık tartışmalı bir şey, böyle bir sistem var mıdır diye de konuşuluyor. Bu parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında çeşitli dozlarda ikisinin karıştırılmasından oluşturulan sistem benzeri bir durum. Bazı ülkelerde buna yarı başkanlık yerine yarı parlamentarizm de diyorlar. Yarı başkanlık tam anlamda parlamenter sistemin sorunlarını çözmüyor. Nesi var parlamenter sistemin denirse, parlamenter sistem İngiltere tarihinden çıkmış bir sistemdir. Parlamenter sistemin iyi işlediği örnek olarak gösterilen ülkeler, öncelikli ülkeler monarşidir” değerlendirmesinde bulundu.
“33 SENE İÇERİSİNDE 21 HÜKÜMET KURULMUŞ TÜRKİYE’DE”
Parlamenter sistemin temel özelliğinin istikrarlı hükümet üretememek olduğuna dikkat çeken Şentop, “33 sene içerisinde 21 hükümet kurulmuş Türkiye’de. Başkanlıkta istikrar garantisi olduğu için 5 yıl olsa başkanlık bugün 7’nci hükümet olur. 21 nerede aynı süre içerisinde 7 hükümet nerede? Parlamenter sistemin temel problemi bu istikrar problemi. Bunun dışında bir mantıksız şey daha var. Parlamenter sistem monarşilerde doğmuş, ortaya çıkmış bir sistem olduğu için burada bir hükümet vardır. Kabine, başbakan çift başlı dediğimiz şey buradan ortaya çıkıyor. Bir de kral vardır. Siz İngiltere gibi, Hollanda gibi tarihi geleneklerine, siyasi geleneklerine bağlı ülkelerseniz krallığı ortadan kaldırmak istemeden sistemi geliştirmişler. Krallıkta bu sistemin içerisinde mütalaa edilmiş. Bir ülkede krallık yoksa, kaldırılmışsa kralın yerine onun makamına birini yerleştirmek, tasarlamak neden gerekli olsun ki?” dedi.
"TEKLİF MECLİS’E SUNULACAK"
AK Parti’nin başkanlık sistemi için 15 maddelik teklifine ilişkin ise Şentop, şu değerlendirmede bulundu:
“Bir teklif Meclis’e sunulacak. Bu teklif Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek. Oradan geçecek, Genel Kurul’da görüşülecek. Genel Kurul’da görüşüldükten sonra bunun referanduma sunulma süreci var. Referandumla ilgili Yüksek Seçim Kurulu’nun 45 ile 60 gün arasında bir takvim uygulaması düşünülebilir. Dolayısıyla parlamentodan geçtikten sonra bu mümkün. Meclis’in gündemine de bakacak olursak Meclis’in gündeminde de şimdi bütçe var. Genel Kurul’da bütçe görüşülürken başka bir kanun, anayasa, değişiklik görüşmesi yapılamıyor. Dolayısıyla Aralık ayı bütçe görüşmelerine tahsis ediliyor. Aralık ayında parlamentoda böyle bir şeyin görüşülebilmesi mümkün değil. Komisyonda görüşülebilir mi? Komisyonda görüşülebilir. Kasım var daha önümüzde, orada olabilir. Genel Kurul’da görüşme yapılamayacağı için muhtemelen bütçe sonrasında Ocak gibi görüşülme ihtimali daha yüksek duruyor.”
“MİLLET DOĞRUDAN SEÇECEK, GEREKİRSE MİLLET İNDİRECEK, VAKTİ GELDİĞİ ZAMAN BAŞKASINI SEÇECEK”
Şentop, başkanlık sisteminin olması durumunda sistemin işleyişi ile ilgili, “Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık gibi bir ayrım söz konusu değil. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı yok. Yasama organını seçiyoruz. Yürütme organı, hükümet, yasama organının içinden çıkıyor. Başkanlıkta yasama ve yürütme organları tamamen birbirinden ayrı. Millet doğrudan seçecek, gerekirse millet indirecek. Vakti geldiği zaman başkasını seçecek. Tam bir kuvvetler ayrılığı olduğu için başkanın parlamento ile ilgili ilişkilerinde de bir takım farklılıklar var. Grup toplantılarına katılma, kanun teklif etme gibi hususlar başkanlık sistemi içerisinde yok” dedi.
(İHA)