Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuksuz sanıklar Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi’nde görevli okul müdürü E.E. (57), müdür yardımcıları M.T.İ. (42), A.E. (42) ve rehber öğretmenleri K.C. (46) ile Z.A. (38) ve avukatları hazır bulundu.
Cansel’i·n ailesinin katılma talebi reddedildi
Cansel Buse K.’nın babası M.K. ile annesi M.K. adına duruşmaya gelen avukat Kamil Avşaroğlu’nun duruşmaya katılma talebi, mahkemece, suçun kamuya yönelik olduğu, doğrudan zarar görme ihtimallerinin olmadığı gerekçesiyle reddedildi.
İlk olarak savunma yapan müdür yardımcısı M.T.İ., "Bu olayı ilk 16 Şubat’ta Cansel’in rahatsızlandığı ve ambulansın geldiği gün Cansel’in arkadaşı D.E.’nin bana anlatması sonrası duydum. D.E. bana Cansel’in bir öğretmen ile ilişkisi olduğunu anlatırken Cansel odaya geldi. Cansel sadece mesajlaşma şeklinde olduğunu söyledi. Ben kendisine hemen olayın üzerine gidip öğretmenin cezalandırılması gerektiğini söyledim. O çocuk da babasının polis olduğunu, öğretmenini öldürme korkusu olduğunu söyleyerek şikayetçi olmaya yanaşmadı. Ben de bu korkusunu duyunca biraz tereddüt ettim, düşündüm ve 17 Şubat’ta müdür beye anlattım. Rehberlik servisine anlattım. Müdür bey bir komisyon oluşturmuş ama öğrenci onlara anlatmamış." dedi.
Sanık M.T.İ., aileye taziyeye gittiğinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
"Cansel Çarşamba vefat etti. Ben cuma günü aileye taziye ziyaretine gittim. Orada Cansel’in babası bana bir ismimin geçtiği bir tweet gösterdi. Bana ’Orman kanunlarına göre hesaplaşacağız. Ben bu olayı duysaydım, ilişkiyi bilseydim okulun bahçesinde o öğretmenin beynine mermiyi doldurmaz mıydım’ dedi. Ben babadan bu lafları duyunca Cansel’in ve benim tereddütlerimin yersiz olmadığını o an anladım.”
"MALATYA’DA İKEN CANSEL’İN İNTİHAR HABERİNİ ALDIM"
Duruşmada ikinci ifade veren rehber öğretmeni K.C. de, "O gün okul çıkışına yakın zamanda müdür bey aradı. Rehber öğretmeni Z.A. ile beraber bir öğrenci ile görüşmemizi istedi. Öğretmen ile gönül ilişkisi iddiaları olduğunu incelememizi ve işlem yapmamızı istedi. Ben de müdür yardımcısı A.E.’nin de gelmesini istedim, üçümüz Cansel’in kaldığı revire gittik. Revirde Cansel uzanmış yatıyordu. Yanında öğrenci D.E. vardı. Cansel’e neler olduğunu sorduk. Z.A. hocam bana kadınsal bir durum olduğunu söyleyip çıkmamı istedi. Çıktım, kapıda beklerken hasta babamın ağırlaştığı haberini aldım. İçeri girdim Cansel ailevi bir durum olduğunu söylemiş, tutanak tutarken babamın ölüm haberi geldi. Tutanakları teslim edip, okuldan ayrıldım. Babamın ölümü nedeniyle Malatya’dayken Cansel’in intihar ettiğini öğrendim" diye konuştu.
"OLAYDAN BİR GÜN SONRA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM"
Okul müdürü E.E. 17 Şubat’ta odasına müdür yardımcısı M.T.İ.’nin gelerek Cansel’in rahatsızlandığını ve bir öğretmen ile gönül ilişkisi iddiaları olduğundan bahsettiğini belirterek, "Rehber öğretmenlerine ulaşarak, yanlarına bir müdür yardımcısı da verdim. Üç kişi Cansel ile görüşmeye gitti. Daha sonra öğrencinin hiçbir şey söylemediğini endişe edilecek bir durum olmadığını söylediler. Tutanak altına alın diyerek ilçeye doğru yola çıktım. Sabah okula geldiğimde öğrencinin intihar ettiği bilgisini aldım. Veli’yi aradım, cenaze ile ilgili bilgi aldım. İntihar olayının ardından bir gün sorma savcılığa suç duyurusunda bulundum." şeklinde konuştu.
Müdür yardımcısı A.E. ile diğer rehber öğretmeni Z.A. da ifadesinde revirde yaptıkları görüşmede Cansel’in özel gününde olduğunu, ailevi sorunları olduğunu söylediğini, cinsel ilişkiden bahsetmediğini anlattı.
2 tanığın dinlendiği davada mahkeme heyeti, yapılan yargılama sonucunda yasal suçların oluşmaması durumunu göz önünde bulundurarak tüm sanıkların ayrı aydı beraatına karar verdi. Karar sonrası bazı sanıklar gözyaşlarına boğuldu.
(İHA)