Türkiye açısından hem IŞİD’e hem de PKK’nın uzantıları YPG ve PYD’ye karşı başlatılan ve ÖSO ile ortak bir şekilde yürütülen Fırat Kalkanı operasyonunun uzun sürebileceğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Aydın, ‘’Celabrus bölgesi tam anlamıyla koruma altına alındıktan sonra izlenecek yol önemli. Çünkü hem güneyden YPG ve PYD, hem de batıdan IŞİD tehlikesi söz konusu. İki tarafa da ayrı ayrı operasyon düzenlemek çok zor. Bu durumda batıya doğru ilerlemek operasyonun meşrutiyeti açısından önem taşıyor. Çünkü Türkiye operasyona başlarken ve koalisyon güçlerinde destek alırken ön plana IŞİD ile mücadeleyi çıkarmıştı. Herkes sınırın kapatılmasını ve IŞİD ile tüm dünyanın bağının kopmasını istiyor. Çünkü bu sınır IŞİD’in dünyaya açıldığı son kapı. Burası kapandıktan sonra IŞİD tamamen çembere alınmış olacak ve bundan sonraki hedefler Irak’ta Musul, Suriye’de Rakka olacak’’ ifadelerinde bulundu.
PYD ve YPG’yi çatışmasız bölgeden temizleme ihtimali
Batıya ağırlık verildiği taktirde Türkiye için güneyden YPG ve PYD tehdidinin devam edeceğini belirten Prof. Dr. Aydın, ‘’Son yapılan açıklamalara bakıldığında sözü edilen geri çekilmenin olmadığı hatta grubun ilerlediği belirtiliyor. Böyle bir durumda ağırlığını batıda IŞİD’e verecek olan Türkiye Amerika’nın desteği ile PYD ve YPG üzerindeki baskısını devam ettirmelidir. Bu şeklide güneye doğru gerçekleşecek operasyonun savaşma ve çatışma ortamı olmadan yürütüleceği düşünülebilir’’ diyerek sözlerini sürdürdü.
IŞİD bundan sonra ne yapacak?
IŞİD’in içerde ve dışarıda nasıl bir savunma mekanizmasını devreye sokacağına da değinen Prof. Dr. Aydın, ‘’ IŞİD içeride geri çekilen birliklerini Rakka’ya doğru çekebilir ve buraya operasyon düzenlendiğinde direnebilir veya güneydoğuya doğru çekilmeyi tercih edebilir. Beklenti Ekim ayı gibi de Musul da bir operasyon düzenlenmesi. Bütün bunların gerçekleşmesi durumunda IŞİD, Suriye ve Irak’ta beli bir bölgeye sıkışmış olacak ve orada direnişini sürdürecektir. Bunun dışında IŞİD’in Türkiye’de olduğu gibi başka bölgelerde de uyuyan hücre olarak adlandıran yapılandırmaları var. Bunların da bir takım terör olaylarını tetiklemesi mümkün. Türkiye’de son yaşanan olayları da düşündüğümüzde bu bizim için de ciddi bir tehdit oluşturabilir’’ diye konuştu.