Bu hafta vizyona giren filmleri sizler için derledik. İşte o filmler:
Café Society
Akademi ödüllü kült yönetmen Woody Allen’ın 2016 tarihli projesi Cafe Society eğlenceli bir dramatik komedi olarak dikkat çekiyor. Jesse Eisenberg, Kristen Stewart, Blake Lively, Steve Carell ve Parker Posey’nin yanı sıra Corey Stoll, Anna Camp ve Paul Schneider’ın da bulunduğu kadro adeta bir yıldızlar geçidi.
Film Bronx’da doğan Bobby Dorfman’ın izinden giderek seyircilere heyecanlı bir hikaye vadediyor. Birbirinden ilginç bireylere sahip olan bir ailenin en küçük oğlu Bobby Dorfman yaşadığı hayattan bezmiş durumdadır. Dönemin en popüler film yıldızlarının menajerliğini yapan dayısı Phil’in yanına gitmek ailesinin kuyumcu dükkanında çalışmaktan çok daha cazip gelince gen adam soluğu Hollywood’ta alır. Phil’in ajansında çalışmaya başlayan Bobby, Hollywood’un skandal, dedikodu ve güzel kadınlarla dolu göz kamaştırıcı dünyasına ilk başlarda hayran kalsa da orada gerçekliğin bir hayli esnek bir şey olduğunu keşfedecektir. Bildiği acı ve aşk kavramlarının bir bir yıkılışını gören genç adam edindiği deneyimlerle zaman geçtikçe farklı bir adam olmaya başlar. Hollywood’un deneyimlerinden sonra New York’a dönen Bobby sıfırdan yeni bir hayata başlasa da geçmişin parıltılı ancak acılı izleri onu rahat bırakmayacaktır.
Suicide Squad: Gerçek Kötüler
DC Comics’in bol kötülü çizgi romanı olan Suicide Squad’dan aynı isimle uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda David Ayer oturuyor. Robert Kanigher ve Ross Andru’nun yarattığı karakterleri uyarlayan isimse Justin Marks. DC Entertainment ve Warner Bros.’un ortak yapımcılığında hayata geçen projenin kadrosunda ise Margot Robbie, Will Smith, Joel Kinnaman, Viola Davis, Jared Leto gibi yıldız pek çok isim yer alıyor.
Dünyanın en tehlikeli takımını toplamak için, hapisteki Süper Güçlü Kötü Adamları biraraya getir, devletin emri ile onları en güçlü silahlarla donat ve gizemli bir suç örgütünü yenmeleri için onları göreve gönder. Ancak, bu İntihar Timi, aslında başarılı olmaları için değil de, tescilli suçları nedeniyle, eninde sonunda kaybedekleri aşikar bir göreve çıktıklarını fark ettiklerinde ne yapacaklardır?
Vahşet Gecesi
Eve, sıradan ama mutlu bir hayatı varken Phil adında gözü dönmüş, sapık bir adam tarafından kaçırılır. Bir evin bodrum katında rehin tutulur. Bu güç durumdan kurtulmanın çaresini bulan Eve bir plan ile o bodrum katından kaçar. Fakat kaçarken eline bir dizi fotoğraf çeşitli numaraların olduğu bir kağıt parçası geçer. Kendisi gibi kaçırılıp, farklı evlere hapsedilen başka kızlar da vardır! Eve, silah zoruyla Phil’i de yanına alarak bu evleri tek tek dolaşıp kızları kurtarmaya karar verir. Ama bu, sandığı kadar kolay olmayacaktır...
Meksikalı yönetmen José Manuel Cravioto’nun korku-gerilim türündeki filmi Vahşet Gecesi genç bir kadının bodrumda zincirlenerek cinsel şiddete maruz kalması ve bir gecede olayları tamamen kendi lehine çevirmesini konu alıyor. Film Sundance Film Festivali’nde büyük övgüyle karşılanıştı.
Veronique’in İkili Yaşamı
Veronika Polonya’da yaşamaktadır, Veronique ise Paris’de. Birbirinden haberleri bile olmayan bu iki insan, bir şekilde birbirlerinin hayatlarını etkileyeceklerdir.
Veronika bir müzik okulunu girer ve çok çalışır. Ancak ilk performansını verirken ölür. Veronique’nın hayatı da bu noktadan sonra değişmeye başlar ve aniden şarkıcı olmamaya karar verir.
Krzysztof Kieslowski’nin fantaziyle yoğrulmuş bu muazzam filmi, senaryosunun orjinalliği ve Renk Üçlemesinin son halkası olan Kırmızı’da oynayan Irène Jacob’un iki karakteri de son derece inandırıcı bir şekilde oynamasıyla dikkat çekiyor.
(İHA)
11 Ağustos 2016 Perşembe 18:12
Son Güncelleme: 12.08.2016 02:33