AK PARTİ
Ak Parti 14 Ağustos 2001 tarihinde İçişleri Bakanlığına verilen dilekçe ile resmen kuruldu.
Partinin 74 kişilik kurucular kurulu listesini, Eski diplomat Yaşar Yakış başkanlığında, Nur Doğan Topaloğlu, Yasemin Kumral, Mihrimah Belma Satır, Yusuf Bozkurt Özal'ın oğlu İbrahim Özal'dan oluşan 5 kişilik heyet, parti avukatı Hayati Yazıcı ile İçişleri Bakanlığı'na sundular.
İŞTE AK PARTİ'NİN 74 KİŞİLİK KURUCULAR KURULU LİSTESİ
Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında yer aldığı, 13'ünün kadın olduğu toplam 74 üyeden oluşan Kurucular Kurulunda şu isimler yer aldı:
''Ahmet Aktaş, Alaaddin Büyükkaya, Ali Babacan, Ali İhsan Arslan, Ali Aydın Dumanoğlu, Ali Yüksel Kavuşdu, Ayşe Böhürler, Ayşenur Kurtoğlu, Binali Yıldırım, Burhan Kuzu, Bülent Gedikli, Cemal Kamacı, Erdal Öner, Erol Oral, Fatih Recep Saraçoğlu, Fatma Ünsal, Güldal Akşit, Gürsoy Erol, Habibe Güler, Halil Caner Doğaneli, Halil Ürün, Halil İpek, Hasan Cüneyt Zapsu, Hasan Murat Mercan, Hayati Yazıcı, Hüseyin Tuğcu, Mete Doğruer, İbrahim Çağlar, İbrahim Özal, İdris Şahin, İlhan Albayrak, İsmail Safi, İsmail Tatlıoğlu, İsmet Uçman, Lokman Ayva, Mehmet Ali Bulut, Mehmet Deniz Olgun, Mehmet Gazioğlu, Hilmi Güler, Mehmet Nail Berzek, Mehmet Özdilek, Mehmet Tekelioğlu, Mehmet Yaşar Öztürk, Belma Satır, Muammer Kakı, Mevlüt Çavuşoğlu, Muharrem Karslı, Muharrem Tozçöken, Murat Yalçıntaş, Mustafa Öztürk, Mustafa Ünal, Nazif Gürdoğan, Nazım Ekrem, Nimet Çubuklu, Nur Doğan Topaloğlu, Nuray Oral, Nurettin Canikli, Osman Nuri Filiz, Raşit Küçük, Reha Dönemeç, Remziye Öztoprak, Sami Güçlü, Sema Karabıyık, Sema Ramazanoğlu, Serap Yahşi Yaşar, Süleyman Gündüz, Şaban Dişli, Tamer Özyiğitoğlu, Tayyar Altıkulaç, Yasemin Şimşek, Yaşar Yakış, Yusuf Özertürk, Ziyaettin Yağcı, Recep Tayyip Erdoğan.''
Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesi Recep Tayyip Erdoğan, parti ambleminde bulunan ampule ilişkin soru üzerine, ''Türkiye'nin aydınlanması için en yüksek watt hangisi ise ona ihtiyacımız var'' dedi.
Kurucu üyelerle Bilkent Otel'de öğle yemeği yiyen Erdoğan, çıkışta gazetecilerin parti ambleminde bulunan ampul ve çevresindeki 7 ışık hüzmesi ile ilgili sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin ''Bu ampul kaç watt?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''bugünün, espriden öte biraz ciddi olunması gereken bir gün olduğunu'' söyledi. Erdoğan, ''İnanıyorum ki, Türkiye'nin aydınlanması için en yüksek watt hangisi ise ona ihtiyacımız var'' dedi.
Ak Parti'nin bu ampulle aydınlığa açık, karanlığa kapalı olduğunu kaydeden Erdoğan, ampulün etrafındaki 7 okun Türkiye'deki 7 bölgeyi ifade ettiğini söyledi.
Erdoğan, ''7 bölgeyi de bu noktada aydınlatacak bir hüzmeler silsilesine sahip sürekli aydınlık diyoruz. Siyasi yorumunu, ayrıca daha sonra takdim edeceğiz'' şeklinde konuştu.
AK PARTİ'NİN TARİHÇESİ
Kasım 2015'te yapılan son seçimde % 49,50 oy oranıyla TBMM'de 317 Milletvekili elde etti ve tek başına iktidar oldu. Genel başkanı Ahmet Davutoğlu, aynı zamanda Başbakandır; önceki genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Cumhurbaşkanıdır.
Erdoğan, partinin siyasi yelpazedeki yerinin muhafazakâr demokratlık olduğunu belirtmiştir. Kurucuları ve önde gelen isimlerinden bir bölümü, eski Fazilet Partisine yakın ya da Fazilet Partisi kadrosundan olup bu partinin kapatılmasından sonra kurulan ve devam niteliğine sahip olduğu kabul edilen Saadet Partisine katılmayanlardır. Gerek kuruluştaki, gerekse sonraki dönemlerdeki kadroları değişik parti ve siyasi görüşlerden pek çok adı barındırmıştır. Fazilet Partisinin veya ilgili siyasi geleneğin bir uzantısı olarak gösterilmesi partililer tarafından kabul görmemektedir. Ayrıca Anavatan Partisi'nin devamı olduğu da iddia edilmiştir.
Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "AK PARTİ" olmakla birlikte, baş harflerinden oluşan "AKP" kısaltmasının kullanımı da yaygındır. Amblemi turuncu ve siyah renklerden oluşan ampuldür.
Adalet ve Kalkınma Partisi, kurulduğu günden beri katıldığı seçimlerin tamamında birinci parti olmuş ve katıldığı 5 genel seçimin dördünde tek başına iktidar olmuştur.
16 Ocak 1998'de Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla Milli Görüş geleneğinden gelen siyasiler Fazilet Partisi altında tekrar birleşti. Ancak değişmeyen politikalar ve değişmeyen yaşlı lider kadro sebebiyle partinin halk tabanında karşılık bulamadığını düşünen [kaynak belirtilmeli] Abdullah Gül liderliğindeki Yenilikçiler, Gelenekçiler ile Fazilet Partisikongresinde başkanlık yarışına girdi. 14 Mayıs 2000 tarihinde düzenlenen kongreyi küçük bir farkla kaybeden Yenilikçiler artık partide toplum tabanlı bir siyaset yapılamayacağını düşünmeye başladılar. Bu ortam içinde Fazilet Partisi de Refah Partisi ile aynı akıbete uğrayarak kapatıldı (22 Haziran 2001). Hapisten çıkan Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarına katılması ile Yenilikçiler hemen yeni bir parti çalışmalarına başladı.
14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan partinin kurucuları arasında Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, İdris Naim Şahin, Binali Yıldırım ve Bülent Arınç bulunur. Bünyesinde Millî Selamet Partisi - Refah Partisi - Fazilet Partisi (Millî Görüş), Anavatan Partisi (Turgut Özal'a yakın isimler) [kaynak belirtilmeli] ve Demokrat Parti-Adalet Partisi-Doğru Yol Partisi (merkez sağ) kökenli isimleri barındırmaktadır.
15 aylık bir parti olarak 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerde en yüksek oy oranını aldı (geçerli oyların %34,63'ü) ve Abdullah Gül başkanlığında 58. Cumhuriyet Hükümeti kuruldu. Aldığı siyaset yasağı nedeniyle kabine ve TBMM'de yer alamayan genel başkan Erdoğan'ın bu yasağı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin de desteklediği bir anayasa değişikliği ile kaldırıldı. Erdoğan, 8 Mart 2003 tarihinde Siirt'te yapılan yenileme seçimlerinde milletvekili seçilerek meclise girdi. Bunun üzerine Gül başkanlığındaki 58. Hükümetin 11 Mart 2003 tarihindeki istifasının ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den hükûmeti kurma görevini alan Erdoğan, 15 Mart 2003'te 59. Cumhuriyet Hükümeti'ni kurdu.
AK Parti ilk yerel seçimini 23 Mart 2003 tarihinde Çorum'da kazandı. Eski Belediye başkanı Prof. Dr. Arif Ersoy 2002 genel seçimlerinde milletvekilli adayı olmak için belediye başkanlığından istifa etti ve boşalan başkanlığa "Belediye meclisi" kendi içinden birini seçemediği için 23 Mart 2003 tarihinde Çorum'da Belediye başkanlığı seçimi yapıldı ve Belediye başkanlığına Ak Parti'nin adayı Turan Atlamaz seçildi. Turan Atlamaz, 23 Nisan 2004 yerel seçimlerinde yine AK Parti'den Çorum Belediye Başkanı olarak seçildi.
Partinin millî görüş hareketinin bir parçası olarak değerlendirilmesi partinin önde gelen isimleri tarafından kabul görmez. Partinin kurucularından Erdoğan bir konuşmasında "Milli görüş gömleğini çıkardık" demiştir.
2004 yılında yapılan 2004 Türkiye yerel seçimleri'nde , İl Genel Meclisi seçim sonuçlarına göre %41.67'lik oyla birinci olan parti, belediyeler bazındaki sonuçlara göre ise 1.950 belediye kazandı. 15 büyükşehir belediyesinden 11'ini de kazanarak Ege ve Güneydoğu Anadolu'daki bazı il belediyeleri hariç tüm Türkiye'de başarılı oldu.
2007 Türkiye genel seçimleri'nde %46.58'lik bir oy oranı elde etti ve bu oranla Türkiye tarihinde hükümette bulunan bir parti olarak girmiş olduğu seçimlerde oy oranını arttıran birkaç partiden biri oldu. Türkiye'nin 81 ilinin, Tunceli hariç 80'inden milletvekili çıkardı.
2009 Türkiye yerel seçimleri'nde 15.513.554 seçmenin oyunu aldı. Yüzde 38.8 ile oy oranı düşse de Türkiye genelinde birinci parti konumunu korudu. İstanbul ve Ankara gibi 10 büyükşehir belediyesi ile beraber toplamda da 1442 belediye kazandı.
2011 Türkiye genel seçimleri'nde %49,53 oranı ve yaklaşık 21 buçuk milyon oy alarak 326 milletvekili çıkardı.
2014 Türkiye yerel seçimleri'nde 19.469.840 oy ve yüzde 43,39 oy yüzdesi aldı. Seçimin sonunda 18 büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 818 belediye kazandı.
Haziran 2015 Türkiye genel seçimleri'ne Genel Başkan Ahmet Davutoğlu başkanlığında gidildi ve yüzde 40,87 oy elde edildi. Parti, 258 milletvekili kazanarak 2002'den beri ilk kez iktidarını kaybetti.
Parti, tarihi boyunca girmiş olduğu dört genel seçimden de birinci parti olarak çıkmayı başardı. Ayrıca Türkiye tarihinde girdiği üç seçimde de oyunu yükselterek iktidarda kalmayı başaran ilk partidir. 3 seçimde koruduğu iktidarını 2015'te kaybetmiştir. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na hükümet kurma görevini vermiştir. Ahmet Davutoğlu koalisyon hükümeti kurulması için çalışmalara başlamış ve muhalefet partileriyle temaslar kurmuştur. Muhalefet partilerinin, Davutoğlu'nun koalisyon teklifine olumlu bakmamaları üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimin tekrarlanmasını istemiştir.
Bu karar üzerine yapılan Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri'nde Ak Parti oylarında büyük bir artış göstererek 23.681.926 seçmenden oy almıştır ve %49,50'lik oy oranıyla yeniden iktidara gelmiştir.
Kaynak ; Medya Faresi
MHP
MHP, 1969’larda Adana’da yapılan kongreyle Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin adını değiştirerek, Milliyetçi Hareket Partisi yaptı. Büyük kongreden sonra partinin logosu üç hilal olarak değiştirildi. MHP’nin gençlik kolları olan ve şu an faaliyetlerine devam eden Ülkü Ocakları için Hilal içinde bozkurt amblemi üzerinde karar kılındı. Böylece, Milliyetçi Hareket Partisi’nin tarihi serüveni başlamış oldu.
MHP İlk Millet Vekilini Ne Zaman Çıkarttı? MHP, 1969 ve 1973 genel seçimlerinde çok büyük başarılara imza attı. 1965 seçimlerinde MHP %2,2 oy alarak 11 milletvekili çıkardı. Alparslan Türkeş, Adana'dan milletvekili seçilerek 1973'e kadar TBMM’de MHP’yi tek başına temsil etti. Ancak 1973 seçimlerinde 3 milletvekiliyle meclise giren MHP, 1 Nisan 1975'de 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti 'ne girdi. 22 Temmuz 1977'de oy oranını %3.4’ten, % 6.4’e çıktı. 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti ise biri başbakan yardımcılığı olmak üzere 5 bakanlıkla temsil edildi. Böylece MHP, büyük bir atılımda bulundu. Alparslan Türkeş, bu dönemlerde "Başbuğ" olarak nitelendiriliyordu. Türkeş, MHP, ÜGD, MİSK ve Pol-Bir kuruluşlarıyla teşkilatlanmaya başladı. Birçok ülkücü 1970'lerdeki çatışmalarda sol görüşlü Komünistler tarafından öldürüldü. Geçmişten Bugüne MHP Ankara’da Öğretmen Okulu öğrencisi Ülkücü Ertuğrul Dursun Ön Kuzu’nun 3 gün boyunca işkence edildikten sonra 23 Kasım 1970 tarihinde şehit edilmesi, Ülkücü gazeteci, yazar ve milletvekili İlhan Darendelioğlu, milletvekili ve dillere destan Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak ve MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı ve oğlu Komünist örgütlerin düzenlediği saldırılarda şehit düşürülmesiyle birlikte Türkiye’de hem siyaset hem de gençlik meydanları hareketlenmeye başladı.
Milliyetçi Hareket Partisi, 1975'ten, 12 Eylül Darbesine kadar yaşanan terör olaylarında, Ülkü Ocaklrı MHP ile ilişkilendirildi ve suçlandı. “Bozkurtlar” veya "komando" olarak nitelenen gençler ile Komünist militanların çatışması, birçok haber ve makale kaynaklarında ülkenin bir iç savaşa sürüklendiği şeklinde yorumlandı. Özellikle 12 Eylül’de Kenan Evren Darbesi’yle birlikte askerler darbeden sonraki bildirilerinde en çok buna vurgu yaptılar. Ülkücü hareketin tarihi serüveni 1980 tarihine kadar böyle devam etti. Milliyetçi Ülkücü Hareket’te 12 Eylül öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrıldığında, hem mana cephesinde hem siyasi cephede hem de maddi cephede 12 Eylül sonrasında birçok husus değişti. Ülkücü hareketin büyük kayıpları oldu. 12 Darbesiyle birlikte, istisnalar haricinde bütün yöneticileri cezaevlerine dolduruldu. Ülkücü Hareketin 1991 tarihine kadar mağduriyeti olağanüstü şekilde devam etti. Sonrasında ise toparlanma çalışmaları… Aslında Ülkücü hareket, Siyasi olarak bu raddeden sonra siyasal ve sayısal anlamda çok güçlendi. Ancak ideolojik açıdan zayıfladığı yönünde görüşler vardır. 12 Eylül 1980 Kenan Evren Darbesinden sonra tüm siyasi partiler kapatılmıştı. 1983 yılında yeni siyasal partiler kurulmasına izin verildi. MHP, Mehmet Pamak tarafından oluşturulan Muhafazakar Parti tarafından temsil edildi. 1985 yılında, Muhafazakar Parti ismi Milliyetçi Çalışma Partisi olarak değiştirildi. 1987 tarihinde referandumun ardından yasaklar kalktı. MHP’nin Lideri Alparslan Türkeş, nihayet siyasi hayata dönerek, MÇP’nin genel başkanı oldu. 27 Aralık 1992'de, 1979 yılındaki delegeleriyle toplanan MÇP Kurultayı, MÇP’yi feshederek, 24 Ocak 1993 tarihinde olağanüstü kongreyle partinin adını MHP olarak değiştirildi. MHP ve ülkücü Hareketin tarihi serüveni hiçbir partiye benzemez. Ülkücü hareket, çilelerle, göz yaşlarıyla yoğurulmuş Türkiye’nin ve Türk dünyasının en büyük aksiyon hareketidir. MHP, Aralık 1995 genel seçimlerinde % 8.2 oy aldı. % 10’luk seçim barajını aşamadığı için milletvekili çıkarması mümkün olmadı.
MHP Lideri Alparslan Türkeş'in hayatını kaybetmesinden sonra 6 Temmuz 1997’de MHP olağanüstü kurultayı toplandı. Merhum Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ve sağlığında Alparslan Türkeş’in yanından hiç ayrılmayan Devlet Bahçeli arasında çok çetin seçim yarışı başladı. Devlet Bahçeli seçimi kazanarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin yeni genel başkanı oldu. MHP, 1999 Türkiye genel Seçimleri’nde % 17.98 oy alarak patlama yarattı. MHP, en çok oy alan ikinci ve 129 milletvekili çıkaran bir parti oldu. DSP-ANAP-MHP koalisyonunu kuruldu. MHP, biri başbakan yardımcılığı olmak üzere 12 bakanlık aldı. MHP iktidar partisi iken Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin aldığı seçim kararı ile 3 Kasım’da erken seçime gidildi. 2002 Türkiye genel seçimleri MHP için hüsran oldu. %8.3'e düşen MHP parlamentoya giremedi. 2007 Türkiye genel Seçimleri’nde MHP %14.29 oy aldı. 71 milletvekili ile mecliste grubunu kurdu. Yerel seçimlerde ise MHP, biri büyükşehir olmak üzere 10 ilin belediye başkanlığını aldı. Toplamda da 490 belediye başkanlığı kazandı. 2011 Türkiye genel Seçimleri’nde %14,27 oy alarak ve mecliste 53 milletvekilliği kazanarak meclise girdi. MHP, Haziran 2015 Türkiye genel Seçimleri’nde %16,29 oy aldı. 80 milletvekilliği kazandı. TBMM’de yeniden grubunu kurdu Kasım 2015 Türkiye genel Seçimleri’nde bir hüsran daha yaşayarak %11.94 oy aldı. Ancak 40 milletvekili çıkararak meclise girebildi.
Seçimlerde MHP tabanının beklentilerinin altında oy alan MHP’de kurultay çağrıları yükselmeye başladı. Kurultay seslerinin her geçen gün artmasıyla birlikte adaylar ortaya çıkmaya başladı. Ve böylece, MHP'de 547 delege olağanüstü kurultay taleplerini Milliyetçi Hareket Partisine iletti. Meral Akşener, Sinan Oğan, Koray Aydın MHP Genel başkan adayı olduklarını açıkladılar. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamayla kurultay çağrılarını reddetti. Bahçeli; kurultay tarihi olarak 18 Mart 2018 tarihini gösterdi. Bahçeli muhalifleri "Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturarak, MHP’nin olağanüstü kurultaya götürülmesi talebiyle Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtı. MHP Genel başkan adaylığını ifşa eden 6 muhalif adayın katılımıyla MHP’nin 6.Olağanüstü Büyük Kongresi toplanarak Tüzük kurultayını yaptı. Kongrede partinin tüzüğündeki 13. madde yenilendi. Nihayet 15 Temmuz darbe girişimine kadar Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın Türkiye’de en çok konuşulanlar arasındaydı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ise Türkiye’nin gündemi tamamen farklılaştı. Her ne kadar muhalif adaylar, kongre tarihi gibi 15 Temmuz öncesi çok konuşulan hususlar gündem dışında kalmışsa da MHP Türkiye gündeminin tam ortasına düşerek konuşulmaya devam etti. 15 Temmuz’un sıcak havasından sonra yeniden muhalif adaylar ses getirmeye çalışsa da Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve daha baskın gelen gündemler muhalifleri gölgede bıraktı. Bugün geldiğimiz noktada MHP, Evet- Hayır noktasında daha fazla bölünmüştür. Tabandan yükselen farklı sesler MHP üst yönetimin otoritesini sarsmıştır. Ancak MHP Toparlanacak daha fazla güçlenecektir. MHP Her zaman kendini yenileyen bir partidir.
Kaynak ; Kapsam Haber
CHP
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.
1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Partinin amblemi olan 6 ok bu ilkeleri simgelemektedir.
CHP, kurucusu ve ilk Genel Başkanı Atatürk’ün önderliğinde ulusal bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran, saltanatı kaldıran, hilafete son veren ve Ulusal Birliği sağlayan Partidir. Hukuk ve eğitim gibi toplumsal alanlarda gerçekleştirdiği reformlarla çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni biçimlendirmiştir. Ulusal sanayinin ve ekonominin gelişmesine öncülük etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tek parti konumunun tüm olanaklarına karşın, çok partili rejime geçişi sağlayarak Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde de öncü misyonunu sürdürmüştür.
1950’li yıllarda üstlendiği muhalefet göreviyle demokratik bir rejimde muhalefetin kurumsallaşmasına da öncülük etmiştir. Bu kapsamda parlamenter demokratik rejimin kurumsallaşmasına dönük değişimleri gerçekleştirme ve temel hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesi vermiştir. 1960’lı yıllarda Türkiye’nin yaşadığı modernleşme sürecinin yansımaları olarak ortaya çıkan göç, kentleşme, sanayileşme gibi dinamikler çerçevesinde toplumsal sınıfların olgunlaşmasıyla birlikte CHP sola açılarak kendisini siyaset yelpazesinde “ortanın solu”nda konumlandırmıştır. 1970’li yıllarda ideolojisini “demokratik sol” kavramıyla tanımlayan CHP, önerdiği sosyal reformlarla “düzen değişikliği”ni hedeflemiştir. Bu süreçte CHP, “devlet partisinden” “halkın partisine”, düzen partisinden” “değişimin partisine” dönüşmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma ve ülkemizin en köklü partisi olma gibi sahip olduğu ayrıcalıklı tarihsel miraslarıyla, geleneğini ve temellerini en iyi şekilde temsil eden ilkelerin yanı sıra sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini de benimseyen CHP bu çerçevede Uluslararası ölçekte faaliyetlerini sürdüren Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa Sosyalistler Partisine de katılım sağlamıştır. Çağdaş sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan “özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği ile demokratikleşme” kavramları içinde bulunduğumuz dönemde CHP’nin Türkiye’de kurumsallaştırmaya çalıştığı ve Programlarında önemle vurguladığı başlıca ilkeler arasında yer almaktadır.
Kaynak ; Kim Kimdir?
İYİ PARTİ
Akşener'in önderliğindeki bu yeni siyasi oluşumla ilgili ayrıntılar son dakikaya kadar sır gibi korundu.
Partinin kurucu üyeleri için 24 Ekim Salı akşamı bir yemek verildi. Partinin logosunu da ilk kez bu yemeğe katılan partinin kurucularından emekli SAT komandosu Ali Türkşen, Twitter hesabı üzerinden paylaştı.
Partinin güneş biçimindeki sarı-lacivert logosunda 8 çizgi bulunuyor. Bu çizgilerin yeni partinin tanıtım videolarında kullanılan 8 ilkeyi temsil ettiği belirtiliyor. Bu ilkeler, umut, kararlılık, adalet, gelecek, bilgi, zenginlik, cesaret ve medeniyet olarak sıralanıyor.
Partinin kuruluş sloganı ise "Türkiye İyi Olacak." Parti programında da partinin amaçları şöyle açıklanıyor:
"Gençlerimize iş, kadınlarımıza yaşam hakkı ve eşitlik, yaşlılarımıza huzur, güven ve bakım imkanı, çocuklarımıza neşe, mutluluk ve sağlık, milletimize birlik ve beraberlik getirmek için yola çıkıyoruz. Zor dönemde ve zor şartlarda yola çıktığımızın farkındayız. Milletimize inanıyor ve güveniyoruz. Seksen milyonuz. Büyük bir milletiz. Büyük bir ekonomiyiz. Çalışıyoruz ve üretiyoruz. Paylaşamıyoruz. Hakça paylaşacağız. Birlikte başaracağız. Adil olacağız. Adaleti sağlayacağız.
"Mazlumun, haklının yanında, zalimin karşısında olacağız. Farklılıklarımızı değil, ortak yanlarımızı öne çıkaracağız. Farklılıklarımızı göreceğiz. Aynı türkülerle oynayan, eğlenen, evlenen, aynı acıları paylaşan, aynı ekmeği bölüşen, aynı türkülerle ağlayan biz değil miyiz. İyi bir Türkiye için varız. İyi bir Türkiye için buradayız. İyi bir Türkiye için yanınızdayız. İyi bir Türkiye için yola çıkıyoruz."
Partinin tüzüğünde adının da kısaltmasının da İYİ Parti olduğu ifadesi yer alıyor.
Kaynak ;BBC
SAADET PARTİSİ
Saadet Partisi, 20 Temmuz 2001 tarihinde Ankara’da kuruldu. Kurucu genel başkanlığa Recai Kutan getirildi. Fazilet Partisi’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasından sonra bağımsız kalan 105 milletvekilinden yarıya yakını Saadet Partisi’ne geçti.
2002 Erken Genel Seçimleri’nde yüzde 2.5 oy oranıyla TBMM dışında kaldı.
11 Mayıs 2003’te yapılan 1. Olağan Kongre’de aday olmayan Recai Kutan’ın yerine Necmettin Erbakan genel başkanlığa seçildi. Ancak 29 Aralık 2003’te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan’ın kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle parti üyeliğinden ayrılmasını istedi, bunun üzerine Erbakan 30 Ocak 2004’te parti üyeliğinden ve genel başkanlıktan istifa etti. Yerine tekrar Recai Kutan seçildi.
2004’teki Yerel Seçimler’de yüzde 4.77 oy oranıyla 63 belediye başkanlığı kazandı. 8 Nisan 2006’da yapılan 2. Büyük Olağan Kongre’de genel başkanlık görevini vekaleten yürüten Kutan, bu göreve seçildi.
2007 Genel Seçimleri’nde yüzde 2.34 oy aldı.
26 Ekim 2008’de yapılan 3. Büyük Kongre’de Numan Kurtulmuş genel başkanlığa seçildi.
Numan Kurtulmuş, 1 Ekim 2010’da yaptığı basın toplantısında genel başkanlık görevi ve Saadet Partisi’nden istifa ettiğini açıkladı.
17 Ekim 2010’da Necmettin Erbakan, genel başkan seçildi.
27 Şubat 2011’da genel başkan Necmettin Erbakan vefat etti. Erbakan’ın vefatından sonra parti, genel seçimlere Mustafa Kamalak Genel Başkanlığında gitme kararı aldı. Saadet Partisi, 2011 seçimlerinde %1,24 oy alarak 4. parti oldu. Seçimden hemen sonra yapılan kongrede Mustafa Kamalak yeniden genel başkan seçildi.
Kaynak ; Kim Kimdir?
VATAN PARTİSİ
Vatan Partisi Tüzüğü’nün Temel İlkeler bölümünün 3. maddesinde; “Vatan Partisi, 150 yıllık Devrimimizin Namık Kemal’lerden Mustafa Kemal’lere uzanan Öncü Parti geleneğinin ve bu sürecin ayrılmaz parçası olan emekçi partilerin ürettiği düşünsel ve örgütsel birikimin devamı ve mirasçısıdır.” denilmektedir.
1. Madde’de ise;
Vatan Partisi, Türkiye işçi sınıfının, köylülerin, esnaf ve zanaatkarların, kamu çalışanlarının, fikir emekçilerinin, milli sanayici ve tüccarların ortak milli iktidarı için mücadele eden öncü partidir.
Vatan Partisi, Türk Devrimi’nin milliyetçi, halkçı ve sosyalist birikimini, Parti’nin Tüzük ve Programı temelinde, tek bir disiplin altında kucaklar” ifadeleri yer almaktadır.
Vatan Partisi’nin geçmişi, Osmanlı feodal sistemine ve Tanzimat batıcılığına karşı mücadele eden Genç Osmanlılara dayanır. Mithat Paşa ve Namık Kemal’lerin mücadelesi, daha sonra genç Türklerle devam etmiş ve 1908’de Hürriyet Devrimi’ni başarıya ulaştırmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda ülkemizi aralarında bölüşerek sömürgeleştirmeye çalışan Batı emperyalizmine karşı vatan savunması yapan ve demokratik laik bir ulusal devlet mücadelesi veren İttihat ve Terakki Cemiyeti de Vatan Partisi’nin tarihi geçmişi içinde yer alır.
1918’den itibaren Anadolu ve Trakya’da Müdafai Hukuk Cemiyetleri olarak örgütlenen ve Kurtuluş Savaşımıza önderlik eden, daha sonra Cumhuriyet Devrimi’ni gerçekleştiren Kemalist Hareket, Partimizin geçmiş tarihsel mirası içinde önemli bir yer tutar.
“Kurtuluş Savaşımıza yol gösteren Halkçılık Programımız, 1921 ve 1924 anayasalarımız, 1920 ve 30’lu yılların temel program ve siyasetleri, bu gelenek içinde billurlaşmıştır ve geleceğimize ışık tutan büyük tarihsel mirası oluştururlar. Bu esaslar, büyük devrimci önderimiz. Atatürk tarafından 1930’larda Milliyetçilik, Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik ilkeleriyle özetlenmiş ve 1937 yılında Anayasamıza kaydedilmiştir.” (Milli Hükümet Programı, Giriş Bölümü)
23 Eylül 1919 yılında Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın kurulmasıyla siyasal bir önderliğe kavuşan emekçi hareketi de, Vatan Partisi’nin mirasçısı olduğu bir başka önemli gelenektir. Vatan Partisi, 1930’lu ve 40’lı yıllarda Ortaçağ’a karşı Cumhuriyet Devrimi yolunda atılan adımlar ile halkçı devletçi bir programın uygulaması olan ekonomik hamlelerin yanısıra her türlü sömürü ve baskıya karşı emekçi kitlelerin yürüttüğü mücadelenin sahibi ve mirasçısıdır. Nazım Hikmet’in “Memleketimdem İnsan Manzaraları” ve “Kurtuluş Savaşı Destanı” şiirleri, Vatan Partisi’nin bu dönemdeki duruşunu en iyi şekilde anlatır.
Vatan Partisi, 1950 sonrasında Atlantik ittifakına bağlanmaya, NATO üyeliğine ve Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapma programına karşı mücadele etmiştir.
Partimiz, 27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra büyük bir ivme kazanan “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” mücadelesi içinde örgütlenmiştir.
Vatan Partisi’nin kadroları 27 Mayıs 1960 Devrimin’den sonra hızla gelişen devrimci gençlik hareketi içinden çıkmıştır. Genel Başkanımız Doğu Perinçek 1968 yılında üniversite boykot ve işgal eylemlerini planlayan ve bizzat eylemlerin başında olan Fikir Kulüpleri Federasyonu adlı gençlik örgütünün genel başkanıydı, Hasan Yalçın arkadaşımız, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrenci Birliği’nin başında bulunuyordu.
Vatan Partisi bu dönemde Türkiye’nin dört bir yanında köylülüğün toprak ve özgürlük, işçi sınıfının sendikal haklar ve emeğinin karşılığını alma, gençliğimizin demokratik üniversite, Kürt yurttaşlarımızın demokratik hak ve özgürlüklerini elde etme ve bir bütün olarak halkımızın bağımsızlık ve demokrasi mücadelesine önderlik ederek büyümüştür.
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 Amerikancı askeri darbelerine karşı hapishaneler ve mahkemeler başta olmak üzere her alanda mücadele ettik. 1980 öncesinde Türkiye’nin içine çekildiği kardeş kavgasına karşı durduk. “Milli Birlik Hükümeti” önerimizle, Amerikancı darbe karşısında bir direnme mevzii kurmaya çalıştık.
Amerikancı 12 Eylül rejiminin alt edilmesinde gerek halk muhalefetini örgütleyerek, gerekse hapishanelerde ve mahkemelerde verdiğimiz mücadele ile önemli bir rol oynadık.
Partimiz 1980 sonrasında bir yandan bütün devrimcileri birleştirmeye çalışırken, bir yandan da Amerikancı diktaya karşı yeniden yükselen halkın mücadelesine önderlik görevi doğrultusunda bütün gücüyle çalıştı. Partimizin emekçi kadroları, İşçi sınıfımızın1989 yılında başlayan “bahar eylemlerinde” ve 1991 yılındaZonguldaktan başlayan büyük madenci yürüyüşünde önder roller üstlendiler.
1991 yılındaki Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra değişen koşullar, tam bağımsızlık ve milli birlik için mücadeleyi en başta gelen görev olarak almamızı gerektirmiştir.
Kuzey Irak ve Güneydoğumuza “Çekiç güç” olarak yerleşen ve ayrılıkçı hareketin doğrudan destekçisi haline gelen Amerikan emperyalizmine karşı mücadele, bu dönemde büyük önem kazandı. Bu temel görevimize bağlı olarak doksanlı yıllarda bir yandan Gladio’nun faili meçhul cinayetlerine, öte yandan adım adım büyüyen Batı Destekli İrtica’ya karşı mücadele yürüttük.
1990’larda Çiller Özel Örgütü’ne karşı olan mücadelemiz, Amerikan emperyalizminin Türkiye’de örgütlemiş olduğu Gladyo’ya karşı verdiğimiz bir mücadeleydi.
Batı Destekli İrtica’nın 3 Kasım 2002’de yapılan seçimler sonrasında iktidar olması ve ABD emperyalizminin 2003 yılında Irak’ı işgal etmesi ile yeni bir döneme girdik.
Partimiz bu dönemde, “Türkiye’nin savunması Kıbrıs’tan başlar” sloganıyla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ve Kurucu Cumhurbaşkanımız sayın Rauf Denktaş’a yönelik Batı destekli saldırılara karşı ülke çapında mücadele vermiş, “Ermeni soykırımı emperyalist ve tarihsel bir yalandır” sloganı ile Avrupa’daki yuttaşlarımızı ayağa kaldırarak Berlin, Lozan ve Paris gibi merkezler başta olmak üzere her tarafta büyük kitlesel eylemler örgütlemiş, Diyarbakır Bismil, Urfa Akçakale ve Erzurum Çat’ın yoksul ve topraksız köylüsünün toprak ve özgürlük mücadelesine önderlik etmiştir.
Irak’ı işgal ederek Türkiye’ye komşu olan Amerikan emperyalizminin ayrılıkçı terörü yeniden hortlatarak varlığımıza ve geleceğimize yönelttiği tehdit ile iktidar mevzilerini ele geçiren Haçlı İrtica’ya karşı mücadele, bu dönemin en önemli görevleri arasına girdi.
Büyüyen tehdide ancak milletin büyük birliği ile karşı konulabilir. Tehdidi gören ve son yetmiş yılın gelişmeleri içinde çeşitli siyasi akımlara dağılmış olan öncüleri, Partimizin çatısı altında, tek bir disiplin içinde toplamak gerekiyordu. Bu amaçla 22-23-24 Aralık 2006 günlerinde Ankara’da “Milli Hükümet Programıyla İktidara” şiarıyla toplanan VII. Genel Kurultayımız (Suphi Karaman Kurultayı) Milli Hükümet Programını kabul etti.
Türkiye, hala yüzyıl öncesinde olduğu gibi emperyalizmden ve Ortaçağ’dan kurtulmak, yani Milli Demokratik Devrimi’ni başarıya ulaştırmak görevi ile karşı karşıyadır. Dolayısı ile emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı’nda ve hemen ardından başarılan Cumhuriyet Devrimi’nde bir arada olan milletin bütün güçlerini, yeniden bir araya getirerek yarım kalan “Devrim”i tamamlamak günümüzün görevidir. Vatan Partisi bu tarihi görevi önüne koymuştur.
Vatan Partisi 2008 yılından bu yana; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan en büyük emperyalist saldırı olan “Ergenekon Tertibi”ne karşı mücadele etmektedir.
Partimiz son beş yıl içinde gerek hapishane ve mahkemelerde yaptığı direnişle, gerekse saldırı ve tertibe karşı halkı örgütleyerek verdiği mücadele ile tüm milletimize önderlik etti. Ergenekon ve Balyoz tertiplerinin çökertilmesinde Vatan Partisi’nin o günki adıyla İşçi Partisi'nin önderlik ettiği mücadele belirleyici oldu. Yüz binlerin defalarca Silivri zindanını kuşatmasıyla verilen mücadelenin dünyada örneği yoktur.
2012 yılında başlayan ve 2013 yılında da büyüyerek devam eden büyük kitle mücadelesinde Vatan Partisi’nin önderliği tayin edicidir. Haziran ayaklanmasında milyonlar, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganıyla mücadele etti. Vatan Partisi’nin bedeller ödeyerek mücadelesini verdiği siyasal program Türkiye’nin dört bir yanında mücadeleye atılan kitlelerin elinde maddi bir güce dönüştü.
Kaynak ; Vatan Partisi
HÜDAPAR
Genel merkezi Ankara’da olan Hür Dava Partisi’nin logosu yeşil zemin üzerinde açık vaziyette beyaz renkli bir kitap ve sayfaları arasından doğmakta olan sarı renkli güneş ile altında “HÜDA PAR” yazısıdır.
2013 yılında resmileşmiş ve çoğunlukla Güneydoğu ile Doğu Anadolu bölgelerinde tabanı kuvvetli bir partidir. Hür Dava Partisi genel başkanlığını Zekeriya Yapıcıoğluyürütmektedir.
Hizbullah Cemaatine dayandırılan temellerini reddeden partinin tabanının büyük çoğunluğunu Kürt kökenli muhafazakar vatandaşlar oluşturmaktadır. İslami bir çizgide olan parti, diğerlerine alternatif olabilecek bir potansiyel olarak algılanmaktadır.
İlkeleri:
• Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde içi boşaltılmış olan ve aslında bizi biz yapan insanî ve İslami değerleri yeniden ihya etmek ve yaşanılır kılmak,
• Toplumu sisteme değil, sistemi toplumun inanç değerleriyle uyumlu hale getirmek,
• İnanç ve ibadet hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak,
• İnsani temel hak ve hürriyetlerin gerçek anlamda tanınmasını sağlamak,
• Kürt sorununun çözümünü sağlamak,
• Adil, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşumunu sağlamak,
• Can, mal, ırz, akıl ve nesil emniyetini sağlamak,
• Ahlaki yozlaşmaya dur demek,
• Toplumun temel değerlerini siyasete taşımak ve hâkim kılmak,
• Toplumun huzur ve barışını sağlamak,
• Sosyal adaleti sağlamak,
• Dış ilişkilerin mihverine adaleti yerleştirmek, mazlum ve mustazaf halklarla dayanışmayı sağlamak,
• Programında yazılı diğer hedefleri gerçekleştirmektir.
Batman doğumlu ve hukuk fakültesi mezunu olan Yapıcıoğlu, 30 Aralık 2012 tarihinde kurulan partinin şu anki genel başkanlığında bulunmaktadır.
Kaynak ; Hürriyet