Kurumlarda Balık Baştan Kokar!
Genel olarak yaşanan aksaklıkların artmasıyla kullanılan bir atasözüdür. Balık baştan kokar!
Resmi kurum ve kuruluşlarda genelde vatandaşların sarf ettiği bu söz genel anlamda en başta kurum yöneticisinin kulağını çınlatır. Çünkü kurum içinde yaşanan aksaklık, düzensizlik ve personellerin vurdumduymaz tavırları, vatandaşlarla olan diyalogları kurum yöneticisinin personellerine hakim olup olmadığını gösterir.
Kendi personellerine hakim olamayan yönetici masasına da hakim değildir. Olması da beklenemez.
Kurum yöneticisi kurum içine inen ve vatandaşları dinleyen, kapısı her zaman açık bir yöneticiyse o kurumda “Balık baştan kokar” sözü kolay kolay kullanılmaz.
Bir kurumda;
Girişte dalgalanan Türk Bayrağına ve varsa kurum bayrağına,
Kurum telefona bakanın ses tonu ve cevap verme üslubuna,
Makam kapısında bekleyenlerin neden makama kadar geldiklerine,
Personelin güler yüzü ve size olan ilgisine,
Kurumun internet sitesinin güncel olup olmadığına,
Kurum adına iletişim kaynaklı sosyal medyası olup olmadığına, varsa bunu bireysel reklam için mi? Yoksa vatandaşları bilgilendirmek adına daha geniş kitlelere ulaşmak için mi kullanıldığına,
Yapılan küçük işler büyük zaferler kazanmış gibi gösterilip gösterilmediğine,
Kurum yöneticisinin kılık kıyafet olarak vatandaşın karşısına nasıl çıktığına,
Kurum içinde ast üst ilişkilerine,
Kurum yöneticisinin kritik yerlerde görevli personellerinin işinin başında mı? Yoksa raporlu mu? Olduğunu bilip bilmediğine,
Kurumla ilgili yönetmelikleri ne kadar bildiğine,
Vatandaşı dinlerken, sorunları çözerken verdiği güvene,
Kurum makam aracının hafta sonu nerede olduğuna?
Kurumun genel temizliğine ve içinde bulunduğumuz pandemi dönemi hijyen kurallarına ne derece uyulduğuna bakmak gerekir. Belki saydıklarım eksik veya fazla oldu. Ancak tüm bu saydıklarımı gözlemlediğinizde bir kurum yöneticisinin baştan aşağıya ne durumda olduğu başkalarının ağzından yalan yanlış duymanıza gerek kalmadan kendiniz göreceksiniz.
Sayıları giderek azalsa da kamu kurumlarında öyle yöneticiler vardır ki; hem çalışanlarının takdirini kazanmış hem de vatandaşların gönlünü fethetmiştir.
İşte Devlet ve vatandaş arasında uyumu sağlayacak yöneticileri mum ışığında arayıp bulmak zorundayız.
Çok okuyan mı daha çok bilir, yoksa çok gezen mi? Sorusuna bu yazımla ilgili olarak direk gezerek görebilirsiniz diyebilirim. Aksi halde gazetelerden, internetten, kulaktan duymakla, sosyal medyadan paylaşılanlarla, taraflı yaklaşmakla bu noksanlıkları göremezsiniz.
Makama saygı kurum yöneticisinin saygınlığından geçer!
Koltuk kişiyi değil, kişi koltuğu yüceltir. “Machiavell”
Yazdık, çizdik dilimizde tüy bitti!
Bana bir şey olmaz diyen kuralsızlar,
Dolaşıyor ortalıkta kansızlar,
İnsanların sağlığını kasıtlı olarak bozan sadece kendini düşünen 81 milyonun ahını alan yobazlar! Bu uyarım sadece sizin için.
Maskeni takma ye cezayı,
Mesafeni koruma kap koronayı,
Hijyen kurallarına uyma bulaştır en sevdiklerine günahsız yere bu belayı. Sonra da çek ömür boyu vicdan azabını.
Ülke genelinde aşı vurulmaya başlanması, korona virüs tablosunda sayıların düşmesi bizi yanıltmasın. Biz ilk günkü gibi maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymaya özenle devam edelim.
Kısıtlamaların olduğu günlerde eline kaşeli A4 kağıdı alıp amaçsızca dışarı çıkmak ayrıcalık değildir. Ayrıcalık kısıtlamalardan muaf olsan da sevdiklerinin sağlığını riske atmamak için evde oturmaktır.