Araştırma şirketi Optimar A.Ş.’nin Genel Müdürü Hilmi Daşdemir, ABD’de başkanlık seçimleriyle ilgili öngörüsünü paylaştı. Daşdemir, seçim sonuçlarına göre Hillary Clinton’ın ABD’nin yeni başkanı olacağını belirtti. Donald Trump ve Clinton arasındaki yarışta Clinton’ın son anketlerde önde göründüğünü söyledi. Daşdemir, büyük bir sürpriz olmazsa Clinton’ın ABD’nin ilk kadın başkanı olarak yemin edeceğini söyledi.
Seçim kampanyasına bakıldığında iki adayın da oldukça ‘bel altı’ çalıştığını söyleyen Daşdemir, "ABD derin devleti içindeki farklı kanatlar da seçim manipülasyonu için her yolu denedi. Zaman zaman Clinton, zaman zaman da Trump çeşitli gaflar ve soruşturmalar ile gündeme geldi. FBI soruşturmaları, gaflar, bayılmalar kampanya döneminin ana rengi gibiydi. Amerikan seçmeni her gün yeni bir politik skandal bekler olmuştu.Peki bu derin Amerika kim? ABD kurucularından oluşan ve adına WASP (Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan) denilen azınlık mı? Yoksa enerji ve silah kartellerinden oluşan güç odakları mı? Pentagon mu? CIA mı? bunların hepsi kendince bir güç odağıdır. John F. Kennedy’in Amerika derin devletinin istemediği birisi olarak seçimi kazanması sonrasında Amerika ve Dünya için bir umut olmuş daha sonra bir suikast sonucu öldürülmüştü. Daha sonra siyasete giren kardeşi Robert Kennedy de aynı akıbeti paylaştı. Bu anlamda derin Amerika, Amerika’nın uluslararası çıkarları neyi gerektiriyorsa odur diyebiliriz.ABD’de bir teamül haline gelmiş olan iki dönem Demokratlar, iki dönem Cumhuriyetçiler dönemi üç dönem Demokratların başkanlığı ile devam edecek gibi görünüyor Clinton’un kazanması durumunda. Başkanlık seçimini üst üste 3 kez aynı partinin kazanması neredeyse son 80 yıldır görülmemişti” dedi.
"OBAMA YENİLİKÇİLERİ TEMSİL EDİYORDU"
Daşdemir, Müslüman, siyah ve göçmen düşmanlığı konusunda sözlerini çekinmeden söyleyen Trump’ın ise aslında WASP’ların bir nevi tercümanlığını yaptığını belirterek ”Aslına bakılırsa Trump, Demokrat ekibe göre daha açık bir söylem dile getiriyor diyebiliriz. Demokrat ekip ise tüm Amerika ve Dünya’nın gözüne baka baka iki yüzlü politikalarına devam ediyor. Son 8 yıldır Demokratlar tarafından yönetilen ABD’nin özellikle bizim coğrafyamızda neden olduğu yıkım ortada. Clinton bunu tamir edeceği ya da ABD’nin bu pozisyonunu değiştirebileceği yönünde bir adım atmış, vaatte bulunmuş değil. Obama yenilikçiliği temsil ediyordu. Seçim kampanyasında da gençler başta olmak üzere birçok gönüllü destekçisi vardı. Kampanya sloganı ile ‘’Yes we can’’ ‘’Evet Yapabiliriz’’ idi. Twitter başta olmak üzere, Facebook ve Youtube gibi sosyal medya araçlarını etkin bir şekilde kullanmış ve toplam seçim bütçesi olan yaklaşık 671 milyon doların çoğunu sosyal medya üzerinden toplamış 475 bin kişi de Obama’nın seçim kampanyasına bağışta bulunmuştu.Obama, seçim kampanyalarında çığır açtığı gibi sloganındaki ‘’Yes we can’’ in aslında ne olduğunu gözümüz içine soktu. Obama zamanında siyahlar birçok eyalette kötü muameleye maruz kaldı. Polis şiddeti sebebi ile öldürüldüler. Başta bizim içinde bulunduğumuz coğrafya olmak üzere birçok yerde terör destekçisi olarak müttefik (!) olarak görevini ifa etti.Aslında kim seçilirse seçilsin Amerika Emperyalist politikaları devam edecek. FETÖ, PKK, DAEŞ gibi terör örgütlerini destekleyecekler. Kimi zaman Kaide bahane edilecek kimi zaman Boko Haram, kimi zaman da DAEŞ bahane edilerek Amerika’nın emperyalist politikaları uygulanmaya devam edecek" şeklinde konuştu.
"Bizim yapacağımız tek şey ise güçlü olarak önce coğrafyamızda sonra da gücümüz yettiği her yerde söz sahibi olmak, haksızlıklara engel olmaktır. Bunun için hem güçlü bir ekonomiye hem de güçlü bir demokrasiye ihtiyacımız var" diyen Daşdemir, "ABD dünyanın süper gücü olabilir. Ancak oradaki başkanlık seçimleri üzerinden bir beklenti yerine kendi ülkemizi nasıl ileriye taşımamız gerektiği bizler için tek sahici soru olarak önümüzde durmaktadır" ifadelerini kullandı.
(İHA)