Yeter Artık,
Eylüller,
Sevgüller,
Yazgüller,
Birgüller ölmesin!
Analar, babalar ağlamasın, toplumda gözyaşları sel olmasın.
Ankara Polatlı’da meydana gelen vahşi cinayet bir kez daha hepimizin kanını dondurdu. Sosyal medya üzerinden tepkiler bir çığ gibi büyüyor. Çocuk istismarcısı ve katillerine idam cezasının gelmesi her yaşanan üzücü olay sonrası olduğu gibi bir kez daha dile getirildi.
Ankara Polatlı’da yaşanan üzücü haberin açıklamasını yapan, Ankara Valisi Ercan Topaca'yı Kocaeli bölgesinden tanıdığım, açıklamalarını dinlediğim kadar şahsım olarak ilk defa böyle ekran başında derinden üzüldüğüne şahit oldum. Bir baba olarak bir babanın yaşayacağı en derin acıları adeta açıklama yaparken kendiside yürekten yaşıyordu. Türkiye’yi sarsan, tüyler ürperten bir haberi vermek, açıklamalarda bulunmak elbette hiç kolay değildi.
Bugün Ankara Polatlı’da hunharca katledilen kardeşimiz Eylül’ün başına gelen ülkemizi yine yasa boğan insanlık dışı bu olayın, tekrar yaşanmayacağının garantisi olmadığı gibi yarın bir başka şehirde yaşanabilir korkusu ister istemez toplumda herkesi endişeye düşürüyor.
Toplum içinde aynı havayı soluduğumuz masum bir yavruya kıyacak kadar insanlıktan nasibini almamış içinde Allah korkusu, vicdan olmayan sapık ruhlu insanların kirli elleri bugün masum yavrumuz Eylül’le uzanarak hepimizi yasa boğdu. Yarın ne olur Allah bilir.
Kirli ellerin evlatlarımıza uzanmaması için ruhu bozuk, insanlıktan nasibini almamış olanların kirli ellerinin evlatlarımıza dokunmaması için ibretlik bir ceza verilmesi gerekiyor. Cezaevlerinde sunulan imkânlarından faydalanmak masum bir bedeni ne geri getiriyor? Ne akan gözyaşlarını silmeye yetiyor? Yaşanan üzücü olaylar çocuk yetiştirenleri korkutarak endişeye düşürüyor. Güvensizlik aldı başını gidiyor. Buna dur demenin yolu yapılacak daha ağır ve caydırıcı düzenlemelerle ilgili Devlet Büyüklerimizden geçiyor.
Hiç bir aile evladı kaçırılsın, hunharca öldürülsün, tecavüz edilsin diye dünyaya getirmiyor. Allah'ın verdiği canı almak yalnızca Allah'a mahsustur. Bir insan 8 yaşındaki bir yavruyu gözünü kırpmadan hunharca öldürüp, acımadan yaşamına son verebiliyorsa böylesi bir suçu işleyenlere kendi anlayacağı dilden ibret-i âlem için en ağır ceza verilmelidir.
Savunmasız küçücük bedenlere bunları yaşatanlar insan olamaz. Dikkat edin meydana gelen yüreğimizi yakan bu tür olaylarda insan olamaz dediğimiz gözü dönmüşler ne gariptir ki; uzaktan çıkmıyor? Yeri geldiğinde aramalarda acılara ortak olup, cenazeye bile katılabiliyorlar.
Umarım bu acılar bir daha tekrarlamaz. Hayatını kaybeden kardeşimiz Eylül Yağlıkara'ya Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.
Günün Sözü: "Benim inandığım sistemde, sabah bir masumun öldürüldüğünü duyarsanız, akşam darağacında sallanan birini görürsünüz." Necip Fazıl Kısakürek”