ATSO Başkanı Davut Çetin açıklamasında şunları kaydetti:
“Ülkemiz, 15 Temmuzda uygulamaya konan hain bir darbe girişimini milletimizin, kurumlarımızın kararlı duruşu ve demokrasiye olan inancı ile bertaraf etmiştir. Ülkemiz, devletimizin içinde yuvalanmış bir terörist çetenin başını çektiği büyük bir badire atlatmıştır. Bu şerden hep birlikte güçlenerek çıkmalıyız. Bunun için ülkemizin birliğine, kardeşliğimize ve demokrasimize çok daha sıkı sarılmak ve ortaya koyacağımız kararlı duruşla önümüze bakmak durumundayız. Olağanüstü günlerden geçiyoruz, bu günleri ancak kararlı duruş ve net kararlar ile aşabiliriz. Bu vizyon doğrultusunda, toplanan MGK ve akabinde düzenlenen bakanlar Kurulu Toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanımız tarafından 3 ay süre ile ülke genelinde Olağanüstü Hal ilan edildiği açıklandı. Bu koşullarda Olağanüstü Hal ilanı normal karşılanabilir. OHAL, özellikle güvenlik önlemleri ve devlet içindeki çetelerin etkisiz hale getirilmesi bakımından katkı sağlayabilir.”
Çetin, “Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında demokrasi, hukuk ve insan hakları konularında güvence vermesi değerlidir. Umarım ki, kısa sürede kamu düzenine dönük tehditler kontrol altına alınır ve tekrar normal döneme dönülür. Ancak bu süreçte de TBMM çatısı altında uzlaşmaya özel önem verilmesini diliyorum. OHAL ilanı demokrasiye gölge düşürmemelidir, böyle bir dönemde darbelere, iç ve dış tehditlere karşı en büyük güvencemiz demokrasi ve hukuk devleti ilkeleridir” dedi.
Açıklamasında OHAL ilanının ekonomiye dair olası etkilerine de değinen Başkan Davut Çetin, “OHAL’in ulusal ve yerel ekonomiye doğrudan ciddi bir etkisinin olmasını beklemiyorum. Nitekim gelişmeleri Antalya özelinde ele aldığımızda, Valimiz Münir Karaloğlu, kendisi ile yaptığım görüşmede ekonominin ve hayatın olağan seyrinin OHAL süresince herhangi bir kesintiye uğramayacağını, iş dünyası için endişeye mahal bir durum olmadığını kaydetmiştir. Bu durum içeride değil ancak uluslararası alanda imaj ve güven bakımından istenmeyen bir etki yaratabilir. Bu nedenle bu süreçte dünya kamuoyu algısına dikkat edilmesi gerekir. Yabancı sermaye, küresel imaj ve güvenden çabuk etkileniyor. Bu nedenle özellikle de uluslararası piyasalara güven verecek bir yaklaşıma dikkat edilmesi gerekiyor.
Antalya olarak turizmin de küresel imajdan etkilendiğine bir kez daha dikkat çekmek isterim. 15 Temmuz’un olumsuz imajını ancak, Türkiye’nin çağdaş demokrasi imajını güçlendirerek değiştirebiliriz. Bunun dışında ekonomide büyüme, enflasyon, kur riski, kredi riski konusunda önümüzde uzun vadeli net bir tablo bulunmuyor. Mali sistem ve bütçe sağlam, fakat son haftalardaki görünüm bazı önlemlerin alınması gerektiğini de gösteriyor. Tasarrufları artıracak, yüksek teknolojiye dayalı sanayi yatırımlarını dikey teşviklerle destekleyecek net bir stratejiye ihtiyacımız var. Bunlara dikkat edildiği takdirde OHAL ekonomiyi olumsuz etkilemeyecektir. Türkiye’nin 15 Temmuz’da demokrasi ve hukuk devletine sahip çıkma iradesini dünyaya daha fazla gösterip, biran önce huzur ve güvenle normalleşme diliyorum.”