Kıbrıs’ta 1974 Barış Harekatı sırasında Taşkent köyünde katledilen 85 Kıbrıs Türkünden kalıntılarına ulaşılan 33’ü daha kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından düzenlenen törenle defnedildi.
Güney Kıbrıs’ın Taşkent köyünde gerçekleşen katliamın 42. yılında Taşkent Şehitliği’nde düzenlenen törene KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, Başbakan Hüseyin Özgürgün, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım, 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral Faruk Yıldırım, bazı bakanlar, milletvekilleri, diğer askeri erkan, sivil toplum örgütü temsilcileri ve aileler katıldı. Tören, sabah saatlerinde şehit naaşlarının kortej eşliğinde şehitlikteki yerini alması ve şehit naaşlarının araçlardan indirilmesi ile başladı. Protokol sırasına göre çelenklerin anıta sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesi ile devam eden törende, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Taşkent Kayıp Yakınları Komitesi Başkanı Erdinç Erdağlı konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, 33 şehit için cenaze namazı kılınarak, şehit yakınlarına tabutların üzerindeki bayrak ve resimler verildi ve defin töreni yapıldı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, böylesi günlerde kelimelerin ağızlardan zor çıktığını söyleyerek, duyguların anlatılamadığını, kendisinin de bu durumda olduğunu söyledi. 42 yıl önce, Limasol’daki esir kampına götürülmek üzere Taşkent, Terazi ve Tatlısu’dan alınan 82 kişinin, vahşi bir katliama kurban gittiklerini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, içlerinden hayatta kalan bir kişi sayesinde yaşanan vahşetin ortaya çıkarıldığını kaydetti. İki yıl önce şehitlerin yarıya yakınının defnedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, acılı ailelerin acısını paylaştığını belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, tüm topluma başsağlığı diledi. İki şehidin hala bulunamadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin onların da bulunabilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
"200 Türk, 900 civarında da Rum hala kayıp"
Bugün hala kayıp olan 200 Türk, 900 civarında da Rum olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, "Biz Kıbrıslı Türk olsun, Rum olsun hangi kökenden olursa olsun tüm kayıpların bulunmasını isteriz. Herkesin defnedilecek bir yeri olmasını isteriz. Bu nedenle Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarını Cumhurbaşkanlığı olarak ve KKTC devleti olarak sonuna kadar desteklemekteyiz" dedi.
Askeri yetkililerin gösterdiği büyük anlayış çerçevesinde, 30 askeri bölgede kazı işlemi yapılacağını aktaran Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bunların 4 tanesinde kazı çalışmalarının başladığına dikkat çekti.
Savaşların ülkede bir daha yaşanmamasının kendilerinin en büyük görevi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, barışın gerçekçi koşullarını adada, bu topraklarda oluşturmanın görevleri olduğunu kaydetti. Gelecek kuşakların, bir daha bu manzaralarla karşılaşmaması için, barış ve huzur ortamının gerekli koşulları oluşturmanın kendilerinin omuzlarındaki en büyük sorumluluk olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakere masasında, kişisel bir mesele değil, toplumsal bir mesele yürütmeye çalıştığını vurguladı.
Müzakerelerin Türkiye ile dayanışma ve istişare içerisinde yürütüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, "İki tarafın da kabul edebileceği şartlarda, bir daha bu topraklarda kan ve gözyaşının olmayacağı, barışın huzurun, daha iyi bir geleceğin paylaşılacağı yeni bir dönem uğraş ve mücadele veriyorum" dedi. Müzakerelerin çerçevesinin kendisi tarafından çizilmediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakerelerin çerçevesini 11 Şubat 2014’te ve ondan önce 1977-1979’da geçmiş liderler tarafından çizildiğini söyledi. Müzakere sürecinin toplumsal olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
"Müzakereleri yürütürken amaç, iyi niyetle, samimiyetle Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını sonuna kadar koruyarak, haklarını kimseye yedirmeyerek, ama başkasının hakkını da görerek adil bir çözüme ulaşmaktır. Çözüm istiyorsak adil olacağız. Karşı taraf da adalet içinde davranmayı öğrenecek. Hep bana zihniyetiyle bir yere gelinemez. Önümüzdeki 4 ay önemli. Atacağımız adımlar önemli. Henüz Rum tarafı makul ve gerçekçi bir noktaya gelmedi. Temennimiz, aklın yolunda, makul ve gerçekçi bir noktaya gelinsin. Hem Kıbrıs’ta, hem bölgede, hem de Türkiye ile Yunanistan arasında artık çok daha işbirliği olanaklarının yaratılacağı yeni bir döneme el birliğiyle ulaşalım. Geçmişte yaşadığımız acıları, geçmişte bırakmayı öğrenebilelim."
"Savaş, düşmanlık ve kin yüreklerde bir yük"
Savaşların, düşmanlıkların kin ve nefretin hiçbir topluma yararı olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, savaş, düşmanlık ve kinin yüreklerde bir yük olduğunu kaydetti. Gelecekte yeniden yaşanmaması için, geçmişte yaşananların elbette unutulmaması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçmişte yaşananlardan çıkarılan derslerle, güvenli bir gelecek kurulacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasını şöyle tamamladı: "
Önce kendimize güveneceğiz, sonra da Türkiye’ye güveneceğiz. Çünkü kendimiz dışında güvenebileceğimiz başka bir yer yoktur. Onun için ısrarla, Türkiye’nin gelecekteki bir çözümü güvence altına almasının önemini bıkmadan usanmadan dile getiriyoruz. Bir kez daha yaşanan vahşet sonucunda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyor, acılı ailelere başsağlığı ve sabır diliyorum."
Taşkent Kayıp Yakınları Komitesi Başkanı Erdinç Erdağlı, 15 Ağustos 1974’te kaybolan 82 şehitten kimlikleri tespit edilen 33 şehidin daha bugün sonsuzluğa uğurlandığını belirterek, şehit aileleri için yaşadıkları acı sayfanın asla kapanmayacağını kaydetti. Çalışmalardan öğrenildiğine göre, şehitlerin yerlerinin olayı örtbas etmek amacıyla değiştirildiğini anlatan Erdağlı, kazılarda 2 şehidin izine rastlanamadığını, ancak çalışmaların şehitler bulunana kadar devam edeceğini kaydetti.
2 yıl önce Yeresa bölgesinde bulunan şehitlerin toprağa verildiğini, bugün de Paraklişa bölgesinde bulunan ve kimlikleri tespit edilen 33 şehidin toprağa verileceğini belirten Erdağlı, şehitlerin ruhlarının bundan sonra huzur bulacağını söyledi. Şehitlere yapılanların hesabını, hukuksal olarak soramadıkları için boyunlarının bükük olduğuna dikkat çeken Erdağlı, hak ve adalet girişimlerinin başarısız olduğunu vurguladı. Kayıp yakınlarının bu konuda yaptığı çalışmalara değinen Erdağlı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurularının da sonuçsuz kaldığını anlattı. Erdağlı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Rum Yönetimi aleyhine bir karar üretmekten kaçındığını vurguladı. Kayıpların bulunması ve yapılan diğer çalışmalar için tüm yetkililere teşekkür eden Erdağlı, şehitlere Allah’tan rahmet, ailelere sabır diledi.
Defin işlemi ve dua okunmasının ardından tören, müzenin gezilmesi ile sona erdi.
(İHA)
15 Ağustos 2016 Pazartesi 17:52
Son Güncelleme: 15.08.2016 23:20