Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, “Önce zengin olalım kültürel seviyemizi daha sonra yükseltiriz anlayışı sosyal hayattaki sorunlarının çözümünü erteleyen yanlış bir tavırdır. Zira asıl zenginlik kültür zenginliğidir” dedi.
3.Milli Kültür Şurası kapanış oturumu gerçekleştirildi. Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde gerçekleştirilen oturumun kapanış konuşmasını gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, “Dünyanın İyiliği için Türkiye” vecizesi, düzenlediğimiz 3. Milli Kültür Şûrası’nın parolası olmuştur. Şûra’nın bize emanet ettiği bu veciz ifadeyi şiarımız olarak kabul ediyor, bakanlık olarak sahipleniyoruz. Şûramız kuvvetle teyit etmiştir ki; bütün zenginliğiyle bu evi, evimizi, dilimizi, ülkemizi, kültürümüzü, irfanımızı bütün tehdit ve saldırılara karşı özenle koruyacağız. Kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı, değerlerimizi korumakla yetinmeyeceğiz, bütün insanlık için geliştireceğiz” dedi.
“BÜTÜN VARLIĞIN HUKUKUNU KORUMAK MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZÜN MAYASIDIR”
3. Milli Kültür Milli Kültür Şurasının Türkiye’nin çoğulcu ve demokratik karakterlerini yansıttığını dile getiren Bakan Avcı, “Uzlaşma kültürüne anlamlı bir katkı sunan bu Şûra bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye, medeniyet birikimi itibariyle çatışmayı, rekabeti, kavgayı, redd-i mirası değil; vefayı, sevgiyi, merhameti, adaleti ve dayanışmayı esas alan bir birikimin mirasçısıdır. Yüzyıllardır irfan geleneğimizden beslenen kültürümüzde yaratılmışların en şereflisi olan insanın haysiyetini korumak her şeyden önemlidir. İnsan başta olmak üzere bütün varlığın hukukunu korumak, şehrin hukukunu, başkalarının hukukunu korumak millî kültürümüzün harcıdır, mayasıdır” dedi.
“BU İKLİME BİZİ MİLLET KILAN DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKARAK KAVUŞACAĞIZ.”
Öz değerlerimize sahip çıkarak kültür insanların yücelteceğini belirten Bakan Avcı, “Dede Korkut’un, Hoca Ahmet Yesevi’nin, Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî’nin, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin, Hacı Bayram-ı Veli’nin, Şeyh Şaban-ı Veli’nin, Yunus Emre’nin, Eşrefoğlu Rumi’nin görklü nazarıyla dünyaya bakan hayat felsefemiz, inancımız; merhametin, sevginin, şefkatin membaıdır. Yalnız insanın değil, bütün mahlûkatın hukukunu korumakla, gözetmekle mükellefiz. Musikiden şiire, sinemadan tiyatroya, şehirden mimariye, kütüphaneden kitapçılığa, müzecilikten yayıncılığa hayatı daha çok güzelleştirecek, insanı yüceltecek bir kültür iklimi en büyük özlemimizdir. Bu iklime bizi millet kılan değerlerimize sahip çıkarak kavuşacağız” şeklinde konuştu.
“KÜLTÜREL SEVİYEMİZİ DAHA SONRA YÜKSELTİRİZ ANLAYIŞI SOSYAL HAYATTAKİ SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNÜ ERTELEYEN YANLIŞ BİR TAVIRDIR”
3. Milli Kültür Şurasının en önemli mesajlarından birinin Kültür zenginliği olduğunu dile getiren Bakan Avcı, “Şuramız çocukların ve gençlerin ruh bütünlüğünü ruh sağlığını esas alan bir anlayışı öne çıkarmıştır. Devlerin ve milletin bekası aile değerlerinin yaşatılmasına bağlıdır. Bireyselliği ve bencilliği bir ölçü haline getiren modern hayat biçimine karşı; çocuklarımızı gençlerimizi milli kültürümüzün değerleriyle donatmalıyız. Önce zengin olalım kültürel seviyemizi daha sonra yükseltiriz anlayışı sosyal hayattaki sorunlarının çözümünü erteleyen yanlış bir tavırdır. Zira asıl zenginlik kültür zenginliğidir. Yapılan tartışmaların ve getirilen önerilerin odaklandığı en önemli huşulardan biri de şehirlerimizin kültürel kimliğinin muhafazasının ve tahribatın hızla önlenmesidir. Kültürümüzün daha çok geliştirmek için devletin daha çok himayesini gerektiren alanlar dikkatle tespit edilmiş, bakanlığımızın sorumlulukları ile getirilen tekliflerin yanı sıra Milli eğitim başta olmak üzere yerel yönetimlerimize özel sektöre son derece kıymetli tavsiyelerde bulunulmuştur. Kültürel alandaki hizmetlerin niteliğini yükseltmek için nitelikli personel ihtiyacı şurada vurgulanan konulardan biri olmuştur. Keza Türk Kültürünün dünyada gereği gibi tanıtılması ve bilinmesi için çok güçlü arzu ortaya çıkmıştır. Mahalli idarelerin ve mülki idarelerin kültürel gelişmeye daha çok katkı vermesi, bazı kurumların yeniden yapılanması bir çok alanda envanter çalışmasının gerekliliği, kültür sanat hassasiyetlerinin çocuk yaşta başladığı gerçeği ile nitelikli erken eğitimin önemi şuramızın temel vurguları arasında yer almaktadır. Kültürel hayatın zenginleşmesi devlet himayesi gerektiren alanların güçlenmesi için devlet bütçesinden kültüre ayrılan bütçenin artırılması komisyonlarımızın ısrarla üzerinde durdukları ortak bir yön olmuştur” ifadelerini kullandı.
HABER 24