24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting

"Türkiye’nin kendi uçağını yapmaması için..."

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin milli uçağını yapmaması için ellerinden geleni yapanlar olduğunu belirterek, “Niye? Türk milleti kendi uçağını kendisi yaparsa, kendi insansız hava aracını yaparsa, tankını, topunu yaparsa bu milletin...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin milli uçağını yapmaması için ellerinden geleni yapanlar olduğunu belirterek, “Niye? Türk milleti kendi uçağını kendisi yaparsa, kendi insansız hava aracını yaparsa, tankını, topunu yaparsa bu milletin önünde durulmaz diye düşünüyorlar” dedi.
Beştepe Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen 2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anaokulları dahil, ilkokullarda ve ortaokullarda öğrencilerin İstiklal Marşı’nın tamamını ezbere bilmesi gerektiğini ve İstiklal Marşı’nın ifade ettiği ruhu öğrencilerin tüm hücrelerine kadar hissetmeleri gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Milletine, bayrağına, vatanına, devletine sahip çıkmayan nesiller yetiştiren bir eğitim sistemi milli de olamaz, ilmi de olamaz" dedi.
Türkiye’nin 93 yıldır hiç rahat bırakılmadığının altını çizen Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden şekillenen Batı Paktında yer alabilmek için Cumhuriyet sonrası elde ettiklerimizden dahi vazgeçirildik. Tüm zorluklara ve yokluklara rağmen kurduğumuz uçak fabrikalarımızın, uçak fabrikalarımızın, sanayi kuruluşlarımızın kapılarına kendi elimizle kilit vurdurdular" diyerek Türkiye’ye kendi uçağını yaptırmamak için ellerinden geleni yapanların olduğunu belirtti.

İSTİKLAL MARŞI’NIN TAMAMININ EZBERLENMESİNİ İSTEDİ
Artık okulların sanatta, sporda farklı bir noktaya gelmesi gerektiğini, gençlerin ilmin yanında spor branşlarında da başarılı olması için gereken adımların atılması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan "Buradan şu samimi özeleştireye geçmek istiyorum, biz 2002 yılı Kasım ayından itibaren Türkiye’nin öncelikleri arasına özellikle eğitimi yerleştirirken, bir numara yapmıştık, bunu sadece okul binaları yapmaktan, personel eksiğini gidermekten ibaret bir faaliyet olarak asla düşünmedik. Bizim hayalimiz evlatlarımızı ülkesini ve milletini seven, dünyayı bilen, eğitimle birlikte sanattan spora her alanda kabiliyetlerini geliştirebilen fertler olarak yetiştirebilecek bir eğitim sistemiydi. Mesela sanatta artık bizim okullarımızın çok farklı bir konuma gelmesi lazım, sporda gelmesi lazım. Mesela baskette dünyada finalleri zorlayabilecek bir ülke konumuna geldik. Aslında finallerin değişmezi olabilecek potansiyele Türkiye sahiptir, 80 milyon nüfusumuz var. Eskiden İTÜ’nün bu tür basket takımları vardı ama şimdi hiç kalmadı. Tüm rektörlerimize sesleniyorum, gelin hepiniz lütfen üniversitelerinizde basket, voleybol, masa tenisi, yüzme sporlarına yönelik olarak bütün öğrencilerimizi teşvik edelim. Gençlerimiz sporla beraber ilmi tahsil etsin. Batı dünyasının şuanda spor, sanat, ilmi bir arada yürüttüğünü düşündüğümüzde burada da büyük bir açığımız olduğunu görürüz. Fiziki mekanlarımız bu kadar güzel yapılırken projeler de buna yönelik yapılması halinde bu açığımızı da gidermiş oluruz. Altyapı meselesinde bunu projelendirmek önem arz ediyor. Cumhuriyet tarihinin en önemli atılımlarını gerçekleştirdik ama içerikte aynı mesafeyi kat edemedik. Yani insana yönelik bu adımların atılması meselesi. Bana göre artık bizim, belki ileriye gidiyorum ama, anaokulu dahil ilkokullarımızda, ortaokullarımızda, mesela İstiklal Marşı’nın tamamını ezbere bilmeyen, bu marşın ifade ettiği ruh halini tüm hücrelerine kadar hissetmeyen tek evladımız bile kalmamalıdır, bunu başarmalıyız. Artık anaokullarımızın sayısı ciddi miktarda artmaktadır. İnşallah bunları da ilkokul sayılarına kadar getireceğiz. Liselerimizde terör örgütlerine destek verebilecek derece şuur eksikliği, milli ve manevi eğitim eksikliği olan hiçbir gencimiz olmamalıdır" dedi.

"ELİNDE SİLAHLA, PALAYLA DOLAŞAN GENÇLİK, BUNLAR BU MİLLETİN GENCİ OLAMAZ"
Üniversitelerde her görüş ve fikrin tartışılması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Ama buralardan asla vatan haini çıkmamalıdır. Elinde silahla, palayla dolaşan gençlik, bunlar bu milletin genci olamaz. Bunlar sadece haindir. Ne işin var senin pala ile silah ile. Senin tek silahın kalem, kitap olması lazım. Ama ne yazık ki bunları yaşadık ülkemizde, hala yaşıyoruz. Başkentimiz Ankara’da veya diğer illerimizde bir üniversitemizde sen nasıl oluyor da sınıf arkadaşını, okul arkadaşını yaralayabiliyorsun, öldürebiliyorsun. Bu olacak bir iş değil. O zaman sen bu ilmi niye alıyorsun? Bunlar Yunus terbiyesi almamış. Eğer ‘ilim ilim bilmektir, ilin kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır.’ Bunu anlamış olsaydı bu olmayacaktı. Bütün sıkıntı burada. Alim de olursun ama ben hocalarıma diyorum ki biz sadece bilim adamı değil, bunun yanında arif olanı da yetiştirelim. İrfan sahibi bir gençlik. Eğitim öğretim sistemimiz bunları sağlayamıyorsa orada ciddi bir sorun var demektir. Bunun için bir yandan öğretmen ve öğretim elemanı yetiştirme sistemi, diğer yandan öğrencilerimize vereceğimiz eğitim-öğretimin nitelik açısından üzerinde kafa yormalı, hedeflerimize uygun yöntemler geliştirmeliyiz. Altyapı meselesinde bu devlet ve bu millet kendi imkanları ile kendine düşman nesiller yetiştirilmesine müsaade edemez" dedi.

"GENÇLERİMİZİN EĞİTİM-ÖĞRETİM ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ENGELLENMESİNE YÖNELİK HİÇBİR TEŞEBBÜSE İZİN VEREMEYİZ"
"Milletine, bayrağına, vatanına, devletine sahip çıkmayan nesiller yetiştiren bir eğitim sistemi milli de olamaz, ilmi de olamaz" açıklamasında bulunan Erdoğan, bazı üniversitelerde terör örgütleri ile iltisaklı grupların farklı görüşteki diğer öğrencilere baskı uyguladığına dair haberler geldiğini söyleyerek "Eğitim-öğretim hakkının, gençlerimizin eğitim-öğretim özgürlüğünün engellenmesine yönelik hiçbir teşebbüse izin veremeyiz. Önümüzdeki dönem tüm bu sorunların üzerine gittiğimiz, gereken adımları attığımız ve netice aldığımız bir dönem olacaktır. Bu konuda çok büyük sorumluluk üniversitelerimize, hocalarımıza ve gençlerimize düşüyor. Ben sizlere güveniyorum, inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak bu yönde atacağınız her adımda desteğimin sizinle olduğunu bilmenizi istiyorum, hükümetimizin desteğinin sizinle beraber olduğunu bilmenizi istiyorum. Nasıl ki Erasmus programı uyguluyorlar, bizim de kendi Erasmusumuz var ve var olacak, onu daha da güçlendireceğiz bunu da bilmeni istiyorum" diye konuştu.

"ŞU ANDA UÇAĞIMIZI YAPTIRTMAMAK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPANLAR VAR"
Türkiye’nin tarihinin dönüm noktalarından birini yaşadığının altını çizen Erdoğan "Kurtuluş Savaşımızı verdiğimiz, cumhuriyetimizi kurduğumuz 1920-1923 arasındaki dönemden bu yana geçen sürede pek çok şeyi unutmuş, pek çok hesaplaşmayı geride bırakmış olabilir. Bu tavrı daha doğru bulmayan birisi olarak diyorum ki, buna rağmen biz değil ama başka birileri 100 yıl önceki hesapları açık tutuyor hala emellerinin peşinde koşuyor. O sıkıntılı dönemde yaptığımız fedakarlıklar, verdiğimiz tavizler yeterli görülmemiş olacak ki 93 yıldır hiç rahat bırakılmadık. İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden şekillenen Batı Paktında yer alabilmek için Cumhuriyet sonrası elde ettiklerimizden dahi vazgeçirildik. Tüm zorluklara ve yokluklara rağmen kurduğumuz uçak fabrikalarımızın, sanayi kuruluşlarımızın kapılarına kendi elimizle kilit vurdurdular. Kayseri’de uçaklarımızın gömülü olduğu mezarlar var. O zaman yapıldı bunlar. Şu anda bizi uçağımızı yaptırtmamak için ellerinden geleni yapanlar var. Niye? Türk milleti kendi uçağını kendisi yaparsa, kendi insansız hava aracını yaparsa, zırhlı kaşıyıcılarını kendisi yaparsa, tankını, topunu kendisi yaparsa bu milletin önünde durulmaz diye düşünüyorlar. Bu vesile ile Vecihi Hürkuşları, Nuri Demirağları, Nuri Killigilleri ve sanayimizin nice gizli kahramanlarını rahmetle anıyorum. Bu meselenin bir siyasi yönü var bir de teknik yönü var. Siyasi yönü, ülkemizin bağımsızlığının, özgürlüğünün, geleceğinin belirli güçlerin insafına terk edilmiş olmasıdır. Teknik yönü ise, altyapısı yok edilen bu alanlarda daha sonra yeniden varlık gösterebilmek için çok büyük fedakarlıklara katlanmak zorunda kalmamızdır. Savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtarmak için 10 yılı aşkın bir süredir pek çok proje yürütüyoruz, bu alana çok ciddi kaynak aktarıyoruz. Mesafe kat ettiğimiz pek çok proje bulunmakla birlikte eksiklerimizin, zorluklarımızın çok olduğunun farkındayız. Çünkü bu tür çalışmalar uzun zaman ve kaynak gerektiriyor ama şimdi ben hamd ediyorum. Çünkü biz artık mühimmatlı insansız hava aracını üretir duruma geldik, bu artık Türkiye’nin önemli bir adımıydı" dedi.


“BUNLARIN KAĞIT ÜZERİNDE BİZE VERDİKLERİ NOT BİZİ İLGİLENDİRMİYOR”
2023 hedeflerinin önemine dikkat çeken Erdoğan, "Geçtiğimiz 14 yıl Türkiye’nin silkiniş dönemiyle 2023 olumlu yönde asıl kırılma noktası olacaktır. Biz hazırlığımızı yapıyoruz. Ama bölgemizle ve ülkemizle ilgili hesapları olanlar da boş durmuyor. Son 3 yıldır artık hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir devamlılık içinde süregelen olaylar, krizler, saldırılar asırlık hesapların günümüzdeki tezahürlerinden başka bir şey değil. Ben Amerika’da işadamlarıyla bir görüşme yapıyorum, bana bir soru soruluyor ‘bu kredi derecelendirme kuruluşları size niye bu kadar saldırıyor.’ Ben de kendilerine bir cevap veriyorum, diyorum ki, ‘bunlar sipariş üzere kredi notu verirler, bunları kafanızı takmayın’ diyorum. Bize bugüne kadar bu notları çok verdiler biz yolumuzda aynen devam ettik, Türkiye’nin büyüme hızı evvelallah Batı’daki tüm ülkelerin üstünde devam ediyor. Türkiye’ye döndük baktık ki, kredi derecelendirme kuruluşlarından bir tanesi bizim notu düşürüvermiş. Bunların mantığı, anlayışı bu. Yoksa Türkiye gerçekten o düşüşe layık olduğu için değil, ‘sen bunu böyle söyledin ben de bunu böyle yaparım.’ Sen ne yaparsan yap, biz sapsağlam, dimdik ayaktayız, yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Bunların kağıt üzerinde bize verdikleri not bizi ilgilendirmiyor. Biz Osmangazi Köprüsü’nü açtık, Yavuz Sultan Köprüsünü açtık, 20 Aralık’ta Avrasya Tünelini boğazın altından 106 metre derinlikten iki katlı tünel olarak geçiyoruz. 18 Mart’ta Çanakkale Köprüsünün temelini atıyoruz, orada da Asya’yı Avrupa’ya bağlayacağız. Kalkınma, yükselme, gelişme bu. Yetmedi, bize bunlar yetmiyor, inşallah 2018 ilk çeyreğinde dünyanın bir numaralı havalimanının ilk etabının açılışını yapacağız ve buradaki hedef yılda 150 ila 200 milyon uçak kalkış inişi. Bunu yaparken de kaynak çeşitlendirme suretiyle yapıyoruz. İş bilenin, kılıç kullananın. Cebinizdeki parayı harcamak kolaydır, cebinizde para yokken parayı nasıl üreteceksin aslolan budur. Bizim bu dev projelerin birçoğunun altında yatan gerçek budur. 79 senede Türkiye’nin yapmış olduğu bölünmüş yol 6 bin 100 kilometredir, ama şu son 14 senede yaptığımız bölünmüş yol Türkiye genelinde 18 bin kilometre. Nereden nereye, Türkiye artık bu modern Türkiye olma yolundaki hedeflerini aşarak yoluna devam ediyor. Bu her sektörde olacak. Bütün mesele sizsiniz, hocalarımız ve öğrencilerimiz, gençlik. Hocalarımızdan daha çok gayret bekliyoruz. Sayıyı daha da artırmamız lazım, öğrencilerimizi kalite ve nitelik noktasında çok daha vasıflı bir seviyeye getirmemiz lazım" şeklinde konuştu.
(İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.