"Mesele memleket olursa..."
"Mesele memleket olursa..."
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin hem içeride hem dışarıda şer odaklarına karşı mücadelesini taviz vermeden yerine getirdiğini söyleyerek, "Bizi Suriye’de Irak’ta çırak çıkarmaya çalışanlar, Fırat Kalkanına baksınlar....
Afyonkarahisar’da düzenlenen 25. Değerlendirme ve İstişare Toplantısı’nın kapanışında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin AK Parti ile yürüyeceği daha çok yolun olduğunu söyledi.
İş üstüne iş koyarak yollarına devam ettiklerini ifade eden Başbakan Yıldırım, “Her arkadaşım memleketin derdini kendi derdi haline getirmiş. Her AK Partili arkadaşım gecesini gündüzüne katarak, bu ülkenin bir derdine derman olmanın sevdasıyla yanıp tutuşmaktadır. Bütün arkadaşlarım gönlünde geleceği büyük, güçlü aydınlık Türkiye’sinin heyecanını gördüm. Her arkadaşımın gözünde umut ışığı, sözlerinde umudu gerçeğe dönüştürecek birikimi ve donanımı gördüm. Türkiye’nin AK Parti ile yürüyecek daha çok yolu var. Gerçekleştirecek daha çok hedefimiz var. Biz laf üretenlerden değil, iş üretenlerdeniz. Laf üstüne laf koyanlardan değil, iş üstüne iş yapanlardanız. Şartlar zora girdiğinde statükoya teslim olmuyor, dimdik duruyor ve yanlışların karşısında gereğini yapıyoruz. Bir gün böyle değil bir gün böyle değiliz. Biz her şartta, her durumda aynı istikametteyiz. Biz onu buna çamur atmıyoruz. Milletin değerlerini yüceltmeye gayret ediyoruz. Bu topraklarda asırlardır yaşatılan ayrı renkleri aynı aşkla seviyoruz. Bizim için saçların rengi önemli değil, gözlerin önemli değil, tenlerin renkleri farklı olabilir. Bizim için gözyaşların rengi aynıdır. Bunun için birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün 25. İstişare Toplantımızı tamamlıyoruz. 14 yıl geride kaldı. Geriye dönüp muhasebe yaptığımızda, hatalarımız olduğunu elbette ki gördük. Bunlar olabilir. İnsanın olduğu yerde yanlışta olabilir. Millet iradesine karşı en ufak bir ihanet içinde olmadık. Milletin verdiği emanete kim el uzatmaya kalktı ise, AK Parti o eli kırıp bir kenara atmıştır. Bizim yeni nesillerimize bırakacağımız en büyük mirasımız budur. Nereden geldiğimizi neyi temsil ettiğimizi, yaptıklarımızın hesabını kime vereceğimizi de iyi biliyoruz. Hesabı hakka veririz, halka veririz vesayetçilere değil. Her şeyin ötesinde bir mümin olarak her hayrında, her şerrinde defterimize yazıldığına inanıyoruz. Allah’ın hesabının bütün hesapların üzerinde olduğuna inanıyoruz. İnsan için bu aziz millete bu mübarek ülkeye hizmet etmekten daha büyük bir kazanç olmadığını düşünüyoruz. Kendimizi her mazlumun, her mağdurun, her muhtaç olandan sorumlu tutuyoruz. Dünyada ki güç savaşlarına, adaletsizliğe karşı çıkıyoruz. Siyasetimizin temelinde bu değerler yer alıyor. Biz bu değerlere sadakatle bağlı kaldık, kalmaya da devam edeceğiz. Bundan sonrada başka bir yere sapmayacağız. AK Parti’nin siyaseti de adı gibi Aktır. AK Parti’yi AK Parti yapan değerler bugün aynı tazeledikte yaşamaktadır. AK Parti siyaseti siz değerli arkadaşlarımız nezdinde ilk gün ki aşk ve heyecanla dimdik ayaktadır. Türkiye’nin geleceği adına önümüzdeki dönemde pek çok kritik adımların atılması gerekiyor. Bu değerli kadronun bu tarihi görevleri bir hakkı yerine getireceğinden endişen ve şüphem yoktur. Sistemde ki tıkanıkları tek tek açarak, demokrasimizi her türlü kötü emellere karşı gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz” dedi.
“ANAYASA TEKLİFİ MİLLETİMİZİN ÖNÜNE GİDECEK"
Hem yeni anayasa hemde Başkanlık Sitemi ile ilgili çalışmaların tamamlandığını hatırlatan Yıldırım, konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:
“Hem mecliste hem de kamuoyunda konuyu tartıştık görüştük. Bundan sonraki yapacağımız iş teklifimizi en kısa zamanda meclise getirmektir. Yüce meclisin iradesine teslim etmektir. Meclis anayasa değişikliğimizi görüşecek. Öyle tahmin ediyorum ki, bu teklif milletimizin önüne gidecektir. Meclis ister 367 ister 330 ile Anayasa değişikliğini onasın her halükarda konuyu son kararda milletimize götüreceğiz. İnanıyorum ki Gazi Meclis bu tarihi sorumluluğu en güzel şekilde yerine getirecektir. Bu tıkanıklığında halkın, vatandaşın çözmesinde ki engeli kaldıracaktır. Milletten korkmayalım. Millet her şeyin en iyisini yapar. Bugüne kadar yaşadığımız krizleri millet çözdüyse, bu sorunu da millet çözecektir.”
“SURİYE’DE IRAK’TA BİZİ ÇIRAK ÇIKARMAYA ÇALIŞANLAR FIRAT KALKANI’NA BAKSIN"
Türkiye’nin sistem tartışmasını bir kenara bırakması gerektiğine vurgu yapan Başbakan Yıldırım, “Bütün enerjisini ve gücünü ülkenin geleceğini inşa etmesine ayırması gerekiyor. Türkiye birçok tehditle karşı karşıya. Sınırlar ötesinde yaşanan iktidarsızlıklar. Ülkemiz içinde amansız bir şekilde terör mücadelemiz bütün bunlar bizim önümüzde varken, birde kendi içimizde sistem ile ilgili tartışmayı sürdürürsek, o zaman ülkeyi geleceğe hazırlamakta zaman kaybına uğrarız. Türkiye bugün hem içeride hem dışarıda başını ağrıtan bütün şer odaklarına karşı mücadelesini zerre kadar taviz vermeden yerine getiriyor. Bizi Suriye’de Irak’ta çırak çıkarmaya çalışanlar, Fırat Kalkanına baksınlar. Mesele memleket meseli olursa, bizim için kimin dediğinin önemi yoktur. İster içeride ister dışarıda menfaatlerine karşı bir şekilde gerçekleşirse, vatanın bölünmez bütünlüğünü tehdit eden her türlü terör faaliyetlerinde ister yurt içi ister yurt dışı olsun hiç kimsenin icazetine ihtiyacımız olmayacak. Kararımızı vereceğiz, ülkemizin toprak bütünlüğünü milletimizin birliğini beraberliğini korumak için gerekli adımları atmaktan tereddüt duymayacağız. Terör bitecek. Bundan kararlılığımız düne göre daha fazladır. Şuanda terörle mücadelede iyi bir noktadayız. Yöre halkının terörle mücadele konusunda hükümetimizle yoğun bir dayanışma için olduğunu biliyoruz. Bir yandan terörün bölgede oluşturduğu fiziki tahribatını ortadan kaldırmak için büyük bir yatırım hamlesi başlattık. Bölgeye cazibe merkezlerinin kurulması. Fabrikaların açılması. İş, aş imkanlarının sağlanması ve yıkılan bütün binaların yeniden yapılması. Bunlar yaptığımız çalışmalar. 1 yıl içinde 30 binden fazla konut yapacağız. Terör örgütü mensuplarının oradaki vatandaşlarımızın başına yıktığı binaların daha güzelini yaparak teslim edeceğiz. Bununla da yetinmiyoruz. Sosyal kalkınmayı, manevi kalkınmayı da fiziksel kalkınma ile eş değer olarak başlatıyoruz. Eğitimde, sivil toplum hayatının geliştirilmesinde gereken her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“AK PARTİ, 3-5 TERÖRİSTE PABUÇ BIRAKACAK TEŞKİLAT DEĞİLDİR"
Parti mensuplarına yönelik bölücü terör örgütlerinin saldırıları hakkında da konuşan Yıldırım, şunları söyledi:
“Partimizin mensuplarına yönelik suikast faaliyetleri de bizim bu kararlı yürüyüşümüzü asla durduramaz. AK Parti teşkilatı 3-5 teröriste pabuç bırakacak bir teşkilat değildir. Gerekli koruma önlemini de alacağız. Teşkilat mensuplarımıza yapılan alçak ve hain saldırıların hesabını da burunlarından tek tek getireceğiz. Türkiye’nin terör gündemi ile esir alınmasına artık müsaade etmeyeceğiz. Zora gelince, dara gelince konuşalım, çözüm gibi lafları etmeye başlıyorlar. Daha öncede söyledim çözüm yok. Çözüm milletledir. Terör ortadan kalkıncaya kadar, bölücü terör örgütü bölge halkı ile devlet arasından gidinceye kadar konuşacak hiç birşeyimiz yok. Bunlara lojistik destek yapanlar, mecliste bir yandan siyaset yapıp, bir yandan terör örgütünün değirmenine su taşıyanların da sabrımızın taşmakta olduğunu da unutmamalıdırlar. Siyaset yapacaklarsa terörle bağlarını mutlaka kesmeliler. Açık ve net şekilde terör örgütüne karşı çıkmalıdır. Aksi halde seçmenden aldıkları oyu, terör örgütüne teslim etmiş olurlar. Bununda kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Buna ne millet ne de devlet rıza gösterir. Siyaset kanalları sonuna kadar açıktır. Vatandaşımız bize soruyor ‘HDP, terör örgütüne açıkça destek veriyor. PKK Terör örgütü değil diyorlar’ bunlara neden bir şey yapmıyorsunuz? Türkiye bir hukuk devleti. Meclis dokunmazlıkları kalktı. Ondan sonra görev yargınındır. Yargılamayı bağımsız ve tarafsız Türk adeleti en iyi şekilde yapacaktır. Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinde herkesin işi gücü ve görevleri tamamlanmıştır. Yargı ne yapacağını biliyor. Bununa ilgili adımları da atıyor. Her kim ülkenin kanunlarını, düzenini, demokrasisi zayıflatacak iradeyi yok sayacak bir faaliyet içine girmişse bunun hesabını verecektir. Nasıl FETÖ terör örgütü bunun hesabını veriyorsa, bölücü terör örgütü de aynı hesabı verecektir. Bundan milletimiz emin olabilir.”
“DIŞ İLİŞKİLERİMİZİN GELİŞMESİ İÇİN GAYRETİMİZİ ARTTIRIYORUZ"
Türkiye’nin önünde ki bir çok tehdidin yanı sıra fırsatlarının da olduğuna dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“ Bulunduğumuz coğrafyanın bize büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkındayız. Bu coğrafyada etraftaki iktidarsızlıkları, karışıkları daha fazla mağduriyet oluşmadan adil bir şekilde çözmek için Cumhurbaşkanımız bir yandan hükümetimiz bir yandan çalışıyoruz. Tarafları makul ve adil olmaya davet ediyoruz. Bugün düne göre Türkiye’nin tezlerini daha fazla fark edildiğini ve buna göre adımlar atıldığını da görmekteyiz. Dostluklarımızı arttırma, düşmanlıklarımızı azaltma politikamızın çok önemli bir katkısı olduğunu biliyoruz. İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normalleştirdiğimiz gibi gelecek süre içinde gerek Suriye’de, gerek Irak’ta ve hatta Mısır’da da ilişkilerimizin çok daha iyi bir şekilde gelişmesi için gayretimizi arttırmaya devam ediyoruz. Bundan sonra daha çok Türkiye’nin 2023,2035,2053 hedeflerine zaman ayıracağız. Bu hedeflerin gelişmesi için daha fazla yatırım, daha fazla istihdam ön gören projeleri birer birer hayata geçireceğiz. Hedefimiz, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşımaktır. Gelecek 10 yıl içerisinde Türkiye orta gelir grubundan üst gelir grubuna çıkacak adımları atacaktır. Bunun için orta vadeli planımızda büyümeyi yüzde 5 seviyesine çıkardık. Alacağımız tedbirlerle, atacağımız adımlarla bu oranı daha yükseğe çıkaracağız. Ancak hesap edemediğimiz irademiz dışında gelişecek küresel şartlar dışında bunu başaracak kaynağımız vardır. Petrolümüz olmayabilir, doğalgazımız olmayabilir ama başkalarında olmayan çok önemli bir kaynağımız var. Vatanını milletini seven dimdik ayakta duran asil bir milletimiz var. En büyük kaynağımız millettir. Bu milletle her yola gidilir. Bu milletle geleceğe emin adımlarla ilerleyeceğiz. Avrupa Birliği (AB), meselesinde aklımızda zerre kadar kafa karışıklığı yoktur. İlk gün ne dediysek bugünde oradayız. Kafa karışıklığı bizde değil, AB’nin kendisindedir. AB, İngiltere’nin çıkma kararından sonra gelecek vizyonunu gözden geçirmeli ve bu çıkışın sebepleri üzerinde kafa yormalıdır. Türkiye’ye verilen sözlerin artık ipe un sermeden, şartlar ileri sürmeden mutlaka yerine getirilmelidir. Mart ayında imzalanan geri kabul ve vize serbestliği artık bekletilmeden hayatı geçirilmesini bu millet beklemektedir. Türkiye bir yandan Avrupa, bir yandan Balkanlar, bir yandan Kafkaslar bir yandan Orta Doğuda istikrarın devam etmesi, ekonomik iş birliklerinin gelişmesi için var gücüyle çalışmaya devam edecektir”.
(İHA)