24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting

Kılıçdaroğlu: Hapiste gazeteci olmaz

POLİTİKA

Cumhuriyet Gazetesine ziyarette bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Hapiste gazeteci olmaz” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da aralarında bulunduğu 9 kişinin tutuklanmasının...

Cumhuriyet Gazetesine ziyarette bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Hapiste gazeteci olmaz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da aralarında bulunduğu 9 kişinin tutuklanmasının ardından geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak üzere öğle saatlerinde gazetenin Şişli’deki binasına geldi. Ziyaretin ardından basın açıklaması yapan Kılıçdaroğlu, “Bugün 10 Kasım Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuzluğa uğurladığımız gün. Onu minnetle, şükranla yad ediyoruz. Onun koyduğu ilkelerin ne kadar önemli olduğunu bugün çok daha iyi biliyoruz. Eğer bir ülkede medya özgür değilse medya üzerinde baskılar varsa, gazeteciler hapisteyse o toplumda demokrasiden söz edilemez. Özgürlüklerden söz edilemez. Eğer bir toplumda medya özgürlüğü yoksa halkın haber alam kanalları tıkanmış demektir. Kuşkusuz biz medya derken medyadaki çeşitliliğe özenle vurgu yapıyoruz. İktidarın yanında veya karşısında diye bir ayrımdan özenle kaçınmamız gerektiğini de biliyorum. Hapiste gazeteci olmaz” diye konuştu.

"ELİNE KALEM ALIP GAZETECİLİK YAPAN HERKESE SAYGI GÖSTERİYORUZ"
Kılıçdaroğlu, gazeteciler açısından hiç ayrım yapmadığını söyleyerek, “Gazetecinin elinde kalemi vardır, önünde kağıdı vardır. Dünyaya bakar, halka bakar, yorumlar ve düşüncelerini yazar. Arzu ederseniz katılırsınız, arzu etmezseniz katılmazsınız. Dolayısıyla medya özgürlüğüne hepimizin ihtiyacı var. Bu bağlamda hapisteki gazetecilerin sayılarının 142’ye ulaştığı söyleniyor. Dünyada bizim kadar gazetecisi hapiste olan ikinci bir ülke yok. Bu çok ağır bir tablodur. Aynı şairin dediği gibi hava kurşun gibi ağır. Medya açısından, demokrasi açısından, özgürlükler açısından hava kurşun gibi ağır. Bu ağırlık sadece medyayı vurmuyor. Bu ağırlık esnafı da vuruyor. Turizmciyi vuruyor, sanayiciyi vuruyor, taciri vuruyor, çiftçi ürününü satamıyor. Dolayısıyla demokrasi eksikliği özgürlük eksikliği toplumun her kesimine kademe kademe yansıyor. Biz hiçbir ayrım yapmadık. Gazeteciler açısından, kim tutukluysa onun yanında olmaya özen gösterdik. Bakın, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Musa Kart, Hakan Kara, Güray Öz, Turhan Günay, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Nazlı Ilıcak, Murat Aksoy, Ali Bulaç, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Şahin Alpay, Turan Alkan, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Atilla Taş sayabileceğim 142 kişi. Hiçbir ayrım yapmıyorum. Bu bizi destekledi şu karşı çıktı diye bir ayrım da yapmıyorum. Eline kalem alıp gazetecilik yapan herkese saygı gösteriyoruz. Ve bunu Cumhuriyetin önünde, cumhuriyetle yaşıt bir gazetenin önünde söylemekten de gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.

“12 MART DÖNEMLERİNDE BİLE YARGIÇLAR DAHA BAĞIMSIZDI”
Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Keşke bunları söyleyebilecek bir ortam olmasaydı. Özgürlükler olsaydı. Gazeteciler özgürce yazabilselerdi. Ve bizlerde gelip gazeteleri ziyaret edebilseydik. Onlara kendimizi sorunlarımızı aktarabilseydik. Onlar bizim sorunlarımızı geniş kitlelere aktarsınlar diye. Cumhuriyet dar bir alandan geçiyor biliyorum. Bu bağlamda yargıç arkadaşlara seslenmek isterim. Medya sadece benim için önemli değil. Esnaf için, sanayici için, çiftçi için önemli değil. Medya aynı zamanda yargı için de önemlidir. Yargı da kendi sorunlarını medya aracılığıyla geniş kitlelere aktarır. Dolayısıyla medyanın özgür olması kendisine otosansür uygulayabilecek bir konuma taşınmaması yargı açısından da çok önemlidir. Yargı Türkiye’nin önünü açmalıdır. Baskıya direnmelidir yargı. 12 Eylül- 12 Mart dönemlerinde bile yargıçlar daha bağımsızdı, hukukun üstünlüğüne daha fazla bağımlıydılar. Bugün de aynı tabloyu görmek isteriz. Baskıya direnmeli vicdanının sesini dinlemeli, hukukun üstünlüğüne bakmalı, anayasanın kendisine verdiği güvenceye bakmalı ve yargı bağımsız hukukun üstünlüğüne inanarak demokratik kurallar içerisinde kararını vermelidir. Yargıya açık ve net çağrımdır bu. Bugün cumhuriyete uygulanan, pek çok yazara uygulanan baskıcı, özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalar yarın yargı içinde geçerli olabilir.”
(İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.