"Geçmişte yaşananların hafızası bizi sokağa götürdü"
"Geçmişte yaşananların hafızası bizi sokağa götürdü"
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Daha önceki yıllarda 60’larda, 70’lerde, 80’lerde, 97’de, 28 Şubat döneminde yaşananların hafızası bizi 15 Temmuz gecesi sokakta direnmeye götüren en önemli hususlardan biriydi" dedi....
Bakan Çağatay Kılıç, Kastamonu’da 17. Dönem AK Parti Siyaset Akademisi’nin açılışını yaparak ilk siyaset dersini verdi.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi gençlerin büyük bir sorumluluk aldığını söyleyen Bakan Çağatay Kılıç, "15 Temmuz gecesi ne oldu. Bu FETÖ’cü hainlerin başını çektiği darbe girişimi. Ben başını çektiği diyorum çünkü sadece ve sadece FETÖ’cülerin olduğuna inanmıyorum bu işin içerisinde. Evet FETÖ’cüler, bu işin başını çekti özellikle Ağustos ayı şurası ile beraber. TSK’dan zorunlu ayrılacak olan, ihraç edilecek olan o FETÖ tayfası bu işin başını çekti ama bunun içerisinde gerçekten darbe isteyen bazıları yok muydu vardı" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısını yapması ve Başbakan Binali Yıldırım’ın, "Kesinle bunu kabul etmiyoruz, bu bir kalkışmadır" cevabını vermesinden sonra milletin sokağa indiğine ama yine işin başında gençlerin olduğuna dikkat çeken Çağatay Kılıç, "’Sokaklarda çok farklı hayat çizgisinde olan gençler vardı. Ama normalde konuştuğunuzda asla bir araya gelemez diyeceğiniz gençler vardı. Türkiye’nin her yerinden her köşesinden gençler, kadınlar, çocuklar, erkekler aile babaları herkes sokaktaydı. Türkiye’nin her yerinden, her bölgesinden, her türlü düşüncesinden gençler, kadınlar, çocuklar, erkekler, dedeler, neneler, herkes sokaktaydı"’ şeklinde konuştu.
"MİLLET FETÖ’CÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BAŞINI ÇEKTİĞİD ARBECİLERE ’YETER’ DEDİ"
15 Temmuz gecesi milletin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a duyduğu güven ve geçmişte yaşanan darbe tecrübelerinden alınan ders ile sokağa çıktığını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi, ayaklanma, kalkışma, FETÖ terör örgütünün başını çektiği girişime karşı duruşun geçmişi var, oraya geleceğim. Niye önemli? Daha önceki yıllarda 60’larda, 70’lerde, 80’lerde, 97, 28 Şubat döneminde yaşananların hafızası bizi 15 Temmuz gecesi sokakta direnmeye götüren en önemli hususlardan biriydi. Çünkü o gece milletimiz hep beraber bu darbe girişimini püskürttü. Cumhurbaşkanımızın çağrısına cevap veren anında sokağa çıkanlar neden çıktı? Hiç şüphe yok. Cumhurbaşkanımıza güvendikleri için hiç şüphe yok. Cumhurbaşkanımıza olan sevgilerinden hiç şüphe yok. Milletimize, devletimize, bayrağımıza olan sevgilerinden hiç şüphemiz yok. İnancından, imanından hiç şüphemiz yok. Ve bir şey daha hafıza... Hangi hafıza? Babalarından, dedelerinden, nenelerinden dinledikleri hafıza… ‘80 ihtilali olduğunda eğer sokağa çıksaydım, karşılarına dikilseydim olmazdı’ diyen o hafıza. 28 Şubat’ta siyasi anlamda olanlardan ve olmayanlardan sonra biz milletçe direnemedik, direnseydik belki farklı noktalarda olurduk düşüncelerinin birikimi. E-muhtıraya karşı o zaman başbakan olarak dik duran cumhurbaşkanımızın o ışığını, alevini ortaya koyduğu duruşun gelişi. 15 Temmuz gecesi bu millet FETÖ’cü terör örgütünün başını çektiği bu darbecilere yeter dedi. Ama nasıl yaptı? Hafıza ile... Dolayısıyla hafızada ve tecrübede birikenleri aktarmak çok önemli."
Bakan Çağatay Kılıç, Siyaset Akademisi çalışmalarında en önemli unsurlardan birisinin tecrübe paylaşımı olduğunu kaydederken, "Bu olmazsa eğer o zaman ortaya koyduğumuz çalışmalar içerisinde eksik kalırız. Şimdi bununla beraber yapmamız gereken en önemli işlerden bir tanesi de önümüzdeki dönem için ortaya koyacağımız projelerimiz, çalışmalarımız nelerdir? Bununla alakalı olarak yapacağımız önemli değerlendirmeler olması gerekiyor. Bunları yapmadığımız zaman yani planlı ve programlı bir şekilde hareket etmediğimiz zaman başarıya ulaşma imkanımızın olmadığını görüyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız bu hareketin lideridir. Çünkü burada ortaya koyduğumuz çalışmalar neticesinde yapmamız gereken nedir? Bir kişinin üzerine bizim bu yükü yüklemek gibi bir yanlışımız olabilir mi? Bunu yapabilir miyiz? Buradaki öğrenci kardeşlerimizin istedikleri gibi bir üniversiteye gidebilmesi, okuyabilmesi için ortaya konan o çabanın, o iradenin herhalde sahiplenilmesi gerekiyor değil mi? Dünyada Türkiye’yi farklı bir noktaya taşımış olmanın o iradenin, o çalışmanın herhalde sahiplenilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"RECEP TAYYİP ERDOĞAN GÖVDESİNİ, HER ŞEYİYLE BERABER BU DAVANIN ALTINA KOYMUŞTUR"
2002’den bu yana yapılan çalışmaların desteklenmesi, sahiplenilmesi gerektiğini anlatan Bakan Çağatay Kılıç, "Genel başkanlığı devrederken cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmayı iyi hatırlayalım. Bu partinin idealleri, ortaya konan çalışmalar geleceğe taşınmazsa eğer burada yaptığımız çalışmaların bir anlamı olmaz. Onun için üzerimizde ve üzerinizde sorumluluk var. Recep Tayyip Erdoğan bu dava için taşın altına başını ve gövdesini koymuştur. Omuzlarına almıştır ve taşımıştır, taşımaktadır. Ama sizin de bizim de görevimiz o yükü bir gram dahi olsa azaltabilecek çalışmalar yapmaktır. Elimizdeki bu değeri çok hızlı bir şekilde kullanmamalıyız. Onun üzerinden yük almamız gerekmektedir. Doğru mu? İşte bu yüzden Siyaset Akademisi’ndeki gençlerimizin sorumluluğu çok büyük" dedi.
"Kimse koltuklarda kalıcı değil, herkesi kazanmaya çalışın"
Kimsenin koltuklarda kalıcı olmadığını belirterek, ’herkesi kazanmaya çalışın’ tavsiyesinde bulunan Bakan Çağatay Kılıç sözlerini söyle tamamladı:
"Benim rahmetli dedem CHP’de siyaset yaptı. Ben AK Partiliyim. Ben milletvekili seçildiğimde hayattaydı. Cumhurbaşkanımız ile görev yaptığımda hayattaydı, Bir gün bile bu aramızda konu olmadı. Dolayısıyla birbirinizle olan ilişkinizi siyasi düşünceler üzerine kurmayın. Karşınızdakinin de bir insan, kul olduğunu unutmayın. İlla karşımdaki kişinin düşüncesini değiştireceğim diye uğraşmayın. Dostluk ayrı bir şeydir. Kimin nerede kime ihtiyacı olacağı hiç belli olmaz. İnşallah bu düşüncelerle geleceğe doğru hep beraber yürüyebiliriz. 15 Temmuz gecesi gençlerimize ortaya koymuş oldukları duruştan dolayı sizlere, tüm milletimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun"
(İHA)