Fırat’ın doğusu için işareti verdi
Tarayıcınız HTML 5 videolarını desteklemiyor.
Başbakan Binali Yıldırım, terör eylemleri devam ederse Türk askerinin Fırat’ın doğusuna da geçebileceğini söyledi. Başbakan Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuştu. Yıldırım, bugünün Muharrem ayının 10. Günü ve Aşure...
Başbakan Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuştu. Yıldırım, bugünün Muharrem ayının 10. Günü ve Aşure günü olduğunu hatırlatarak, "Bundan 1336 yıl önce Hz. Hüseyin Efendimiz ve onun ailesi Kerbela Çölü’nde tarihin en büyük katliamına maruz kaldı ve şehit edildiler. Hz. Hüseyin Efendimiz o mübarek canını Kerbela Çölü’nde kahramanca teslim ederken bize çok anlamlı, çok ibretli bir ders bıraktı. Mazlum Hüseyin Efendimiz bize fitneden uzak durmanın önemini anlattı. Hz. Hüseyin Efendimiz bize hırsın, aç gözlülüğün, tatmin olmayan ruhların nasıl zulüm ürettiklerini gösterdi. Kerbela, bizim için acıdır, hüzündür, derstir, ibrettir. Kerbela’nın acısını, hüznünü içinde taşımayanlar, Kerbela’dan ders çıkaramayanlar, Kerbela’dan ibret alamayanlar her gün yeni Kerbela’lar üretirler. İşte bugün İslam coğrafyasının her köşesinde ne yazık ki yeni Kerbelalara şahit oluyoruz. Her gün Kerbela’yı tekrar yaşıyoruz. Bu coğrafyanın içinden çıkan ama bu coğrafyanın insanını öldüren teröristler, yani ahir zaman Yezidleri bize her gün Kerbela’yı yaşatıyorlar" diye konuştu.
"BU ATEŞİ SÖNDÜRMEK İÇİN MÜCADELEMİZ KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR"
Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’in izinden gittiğini iddia edenlerin, her gün müslüman kanı, çocuk kanı akıtarak, Yezidlik yaparak anbean Kerbela’yı yaşattıklarını söyleyen Başbakan Yıldırım, "Hz. Hüseyin o mübarek canını teslim ederken bize fitneden uzak durun, bir olun, beraber olun, birlikte güçlü olun mesajı verdi. Bu mesajı alamayanlar, bu mesajı anlamayanlar, müslüman kanı dökerek, kimi zaman kardeş kanı dökerek Hz. Hüseyin Efendimizin o mübarek ruhunu muazzep ediyorlar. Biz gerek ülkemizde gerek coğrafyamızda yeni ve modern Yezidlerin kan dökmesi karşısında hakkı savunmaya devam edeceğiz. Gelin canlar bir olalım demeye devam edeceğiz. Aşık Veysel’in dizeleriyle, şunu çok güçlü bir şekilde kalpten söylemeye devam edeceğiz: ’Yezid nedir, ne Kızılbaş? Değil miyiz hep bir gardaş? Bizi yakar bizim ataş, södürmektir çaresi’. Türkiye olarak bizi yakan bu ateşi söndürmek için mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor. Aynı kıbleye yönelenlerin, birbirine düşman kesilmelerine, birbirlerine silah doğrultmalarına, birbirinin kanını akıtmalarına asla müsamaha göstermeyecek, asla bunun tarafı olmayacağız" ifadelerini kullandı.
"KİŞİ BAŞINA GELİRİ DAHA DA ARTTIRACAĞIZ, YENİ İŞ, İSTİHDAM ALANLARI OLUŞTURACAĞIZ”
"Hz. Hasan Efendimiz, Hz. Hüseyin Efendimiz, Hz. Ali Efendimizin mirasına sahip çıkacak, Peygamberimizin izinden Allah’ın izniyle asla ayrılmayacağız" diyen Yıldırım şöyle devam etti:
"Efendimiz Hz. Hüseyin’in şehadetinin seneyi devriyesinde kendisini, ailesini rahmetle yad ediyoruz. Rabbim hepimize Kerbela’dan ibret almayı nasip eylesin. Her birimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit ve özgür yurttaşlarıyız, saflarımızı sıklaştıralım, gönülleri birleştirelim can cana olalım. İktidarı temsil ediyoruz, üzerimizde milletin yüklediği ağır bir sorumluluk var. Her zaman ülkemiz, milletimiz için en iyiyi, en güzeli, en doğruyu yapmak için canla başla çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz. Durdurak bilmeden, gece gündüz demeden, daima vatandaşlarımızın hizmetinde olduk olmaya devam edeceğiz. Projelerimizin, yatırımlarımızın biri bitmeden biri başlamalı ki Türkiye büyümeye, güçlenmeye, kalkınmaya devam etsin. Bizim bu güzel ülke için hayallerimiz, çok önemli hedeflerimiz var. Hedef, Türkiye’yi her yönüyle gelişmiş, bölgede örenke bir ülke haline getirmek. Millete hizmette kendinize asla sınır koymayın çünkü biz ne kadar büyük hizmetler yaparsak yapalım bu millet bunun daha fazlasını hak ediyor. Geçen hafta yeni yasama döneminin ilk grup toplantısını yaptık, 2017-2019 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programımızı da açıkladık. Özellikle eğitim, tarım gibi alanlarda büyük reform yapacağımızın altını çizdik. 3 yıllık bu program boyunca çıtayı daha da yükseğe çıkaracağız, büyümeden asla taviz vermeyeceğiz. Kişi başına geliri daha da arttıracağız, yeni iş, istihdam alanları oluşturacağız, 81 ilimiz için yatırımları arttırarak sürdüreceğiz. İnsana hizmete var gücümüzle devam edeceğiz."
"HER GÜN YENİ BİR GEMİ KIZAĞI KONUYOR, BİR BAŞKA GEMİ DENİZE İNİYOR YA DA TESLİMATI YAPILIYOR"
Geçen hafta TOBB’da 9. Ticaret ve Sanayi Şurası’nı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Başbakan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"81 il 365 ilçeden gelen ticaret ve sanayi odası başkanları ve temsilcileri ile bir araya geldik. Onların görüşlerini aldık, onları dinledik, piyasanın beklentilerini ilk ağızdan öğrenme fırsatı bulduk. Sanayicilerimizin ve ticaret ehlinin önünü açmak hükümet olarak bizim öncelikli görevlerimizden biridir. Her zaman milletin beklentilerine öncelik verdik, Türkiye’nin gelişimine katkı sağlayan herkesin, her kesimin yanında olmaya devam edeceğiz. Sivil Toplum Kuruluşları ile istişare ettik, daima en uygun, en ideal çözümü üretmenin gayreti içinde olduk olmaya devam ediyoruz. 15 Temmuz gecesi bu güzel ülkeye yaşatılan hain darbe girişimi sebebiyle planladığımız bazı açılışları yapamamıştık. Biz bahane üreten bir iktidar değiliz, şartlar ne olursa olsun hizmet devam edecek, yatırımlar devam edecek diyor bunun gereğini yapıyoruz. Hafta sonu Tuzla Tersaneleri’nde inşaa edilen Yüzbaşı Güngör Durmuş gemisini törenle denize indirdik. Aynı zamanda tersanecilerimize de önemli bir müjde verdik. Bu da, tersanelerimizin küresel krizle yükünü hafifletmek için ödedikleri yıllık hazineye kira miktarını 10 kat düşürdük. Bununla da yetinmedik, tersanelerin süresini de 49 yıla yükselttik. Tersane ve gemi inşaat sanayi Türkiye’nin kalkınmasının lokomotif sektörlerinin başında geliyor. Bu bakımdan küresel krizden gemi inşaat sanayimizin olumsuz etkilenmemesi için gereken tedbirleri vakitlice alıyoruz. Her gün yeni bir gemi kızağı konuyor, bir başka gemi denize iniyor ya da teslimatı yapılıyor. Bir proje bitmeden bir başkasına başlanıyor, bir dev eserin etkisi hafızalardan silinmeden yenisini konuşmaya başlıyoruz."
FIRAT’IN DOĞUSU İÇİN UYARDI
Başbakan Yıldırım, Türkiye ile Suriye’nin 911 kilometre sınırı olduğunu, bu hududun karşısını güvenli hale getirmenin boyunlarının borcu olduğunu ifade ederek, "Fırat’ın batısı diyoruz ama, eğer terör eylemleri Fırat’ın doğusunda da devam ederse orası için de gereğini yaparız" dedi.
CHP’YE FETÖ ELEŞTİRİSİ
Yıldırım, mağdur edebiyatıyla 15 Temmuz darbe girişiminin gölgelenmek istediğini kaydetti, ana muhalefet partisi CHP’yi sert sözlerle eleştirdi. Başbakan, “Ülkemizin 15 Temmuz’da atlattığı badireyi es geçmeye başladılar. Sabah akşam, mağduriyet üzerinden kafa karıştırmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz’un asıl mağduru şehitlerimizin aileleri, gazilerimiz; istiklali, istikbali, bayrağı tehdit edilen 79 milyon vatan evladıdır. Eğer siz bunları bir kenara bırakıp yüzde 1’i bile bulmayan tasfiye edilenleri dilinize dolarsanız bunun iyi niyetle alakası olmaz. Bu bilerek veya bilmeyerek FETÖ’ye destektir. CHP 17 Aralık 2015’ten sonra FETÖ’ye destek vererek büyük bir yanlış yapmıştır” diye konuştu.
AK PARTİ’LİLERİ HEDEF ALAN TERÖR SALDIRILARI
Yıldırım, AK Parti Teşkilatı mensuplarını hedef alan terör saldırılarıyla ilgili de net konuştu. AK Parti mensuplarının her zaman vatan için ölmeye hazır olduğunu kaydeden Başbakan, “Van Özalp İlçe Başkan Yardımcımız, evinde hanımı ve 6 çocuğu önünde hunharca katledildi, şehit edildi. Dün gece Dicle ilçe Başkanımız kendi iş yerinde alçakça şehit edildi. AK Parti sizin yaptıklarınıza pabuç bırakacak bir parti değildir. AK Parti Türkiye’yi bütün bu terör örgütlerinden temizlemek için hükümetimiz tüm kararlılığı ile olayların üzerine gidecektir. Sizin tehditleriniz bize sökmez. Sizin tehditleriniz bu millete sökmez. Bu millet bin yıllık tarihinde esaret nedir görmedi, size mi pabuç bırakacak. Bir yandan kalkınmamızı, halkımızın geleceğine yönelik çalışmalarımızı sürdürürken bir yandan da PKK, DAEŞ, FETÖ gibi küresel terör örgütlerine karşı amansız mücadele veriyoruz. Amacımız ülkemizin geleceğini karartmaya çalışanlara fırsat vermemek. Allah’a şükür bu mücadelede millet bizimle beraber. Millet diyor ki, sonuna kadar gidin, asla gevşemeyin. Ne doğunun ne güneydoğunun ne de 780 bin kilometrekare vatan toprağının hiçbir karışını bu alçak terör örgütlerine bırakacak değiliz. Vatandaşlarımızın yurdun her köşesine rahatça seyahat edinceye kadar, istedikleri yerde yaşayıncaya kadar, hiçbir güvenlik endişesi taşımayıncaya kadar bu mücadele devam edecektir. Operasyonlar öylesine devam ediyor ki yıllardır girilemeyen inlere girildi, yuvaları dağıtıldı. Kızgınlıkları da, telaşları da, can havli ile teşkilat mensuplarına saldırmalarının arkasındaki neden budur. Bunu biliyoruz ve gereğini yapacağız" dedi.
CLINTON’I ELEŞTİRDİ
Başbakan’ın hedefinde, ABD Başkan adaylarından Hillary Clinton da vardı. Yıldırım, “Sayın Clinton, bölgedeki Kürtleri terör örgütlerini silah dağıtarak destekleyeceğini söyledi. Bu ne anlama geliyor. ABD bizim müttefiğimiz değil mi; NATO’da, bölgede müttefiğimiz değil mi? Silahla desteklemek ne demek oluyor. Zaten uzun süreden beri PKK’nın uzantısı YPG ve PYD’ye silah vererek sözde DAEŞ’le mücadele ediyor. Bir terör örgütüyle başka terör örgüyle mücadele etmek ne kadar ahlaki, ne kadar etik, ne kadar doğrudur. Bizim endişelerimizin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
(İHA)