24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting

Bakan terörist başının iadesi için ABD’de

POLİTİKA

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki kişinin Fethullah Gülen olduğundan hiçbir kuşku duyulmadığının altını çizerek, "Etrafındaki zümre tarafından ‘Mehdi’ olduğuna inanılan bu kişi...

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki kişinin Fethullah Gülen olduğundan hiçbir kuşku duyulmadığının altını çizerek, "Etrafındaki zümre tarafından ‘Mehdi’ olduğuna inanılan bu kişi halen ABD’de yaşamaktadır. ABD makamlarından iade talebinde bulunmaktayız" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, ABD temasları çerçevesinde Washington’da ABD İç Güvenlik Bakanı Jeh Johnson ile ikili ve bölgesel ticaret konularını kapsayan bir görüşme gerçekleştirdi. Tüfenkci, Johnson ve beraberindeki heyete 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimi hakkında bilgi verirken, büyük çoğunluğu sivil olmak üzere 241 vatandaşın katledildiğini, 2 binden fazla vatandaşın yaralandığını kaydetti. Darbe teşebbüsünün arkasında Fetullah Gülen ve ona bağlı unsurların olduğundan hiçbir kuşku duyulmadığını vurgulayan Tüfenkci, "Etrafındaki zümre tarafından ‘Mehdi’ olduğuna inanılan bu kişi halen ABD’de yaşamaktadır. ABD makamlarından iade talebinde bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.
Tüfenkci, 150’yi aşkın ülkede kurdukları sözde hayır denekleri, okullar, şirketler, medya organları aracılığıyla küresel bir ağ oluşturan FETÖ’nün sermayesinin 25 milyar doları aştığına dair duyumlar olduğunu belirterek, "Bu FETÖ’nün görünür yüzüdür. Arka planda ise kendi okullarında yetiştirdikleri insanları beyinlerini yıkayarak militanlaştıran, onları hileli yöntemlerle başta ordu, polis ve adalet olmak üzere Türkiye’deki devlet kuramlarına sızdıran, bu militanları aracılığıyla yasadışı dinleme, şantaj, para aklama ve benzeri yöntemlere kalkışan, bu yolla devleti içeriden ele geçirmeye çalışan karanlık bir yapı bulunmaktadır" diye konuştu.
FETÖ’nün sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği diğer ülkelerin ulusal istikrarı ve güvenlikleri bakımından da tehdit olduğunu kaydeden Tüfenkci, bu anlamda FETÖ ile mücadelede ABD ile işbirliğinin büyük önem arz ettiğini dile getirdi.

"GÜLEN VE PYD/YPG SORUN OLUŞTURAN İKİ TEMEL MESELE"
Türkiye-ABD ilişkilerinin tarih boyunca birçok sınamadan geçtiğini ve stratejik koşullara daima uyum sağladığını ifade eden Tüfenkci, "Son dönemde ikili ilişkilerimizde hassas bir dönemden geçiyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminin faili Fetullah Gülen’in uzun yıllardır Pensilvanya’da ikamet ediyor olması ve ayrıca ABD’nin PYD/YPG terör örgütü ile yürüttüğü işbirliği, ilişkilerimizde sorun oluşturan iki temel meseledir. Biz, Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi, ABD ile ittifak ve ortaklık ilişkilerimizi muhafaza etmek için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Ancak, ABD’nin de hassasiyetlerimize azami özen göstermesini, Irak ile Suriye’deki hamlelerinde kısa vadeli çıkarlar yerine orta ve uzun vadedeki dengeleri gözetmesini bekliyoruz. Diğer taraftan, ülkeniz gündeminin de son derece yoğun seyrettiğinin farkındayız. ABD’deki Başkanlık seçim sürecini yakından takip ediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha belirtmek isterim ki ABD’yle ilişkilerimiz iç siyasi kaygılardan etkilenmeyecek olgunluktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Tüfenkci, ayrıca terörizmin uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en büyük tehditlerden birini oluşturduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin terörün her türü ve şekline karşı eşit kararlılıkla mücadele edilmesini savunduğunun altını çizdi. Bu ilkesel yaklaşımın başta dost ve müttefikler olmak üzere, uluslararası toplum tarafından da benimsenmesinin önem taşıdığını belirten Tüfenkci, Türk güvenlik güçlerinin DEAŞ, PKK, FETÖ ve DHKP-C’ye karşı eş zamanlı mücadeleye devam ettiğini hatırlattı.
Tüfenkci, DEAŞ terör örgütünün öncelikle Türkiye için bir tehdit oluşturduğunu ve örgüt tarafından düzenlenen saldırılarda bugüne kadar 254 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve yüzlerce vatandaşın yaralandığını dile getirdi. Türkiye’nin, ılımlı muhalif grupların DEAŞ’a karşı mücadelesini desteklemek maksadıyla 24 Ağustos tarihinde geniş kapsamlı bir askeri harekat olan Fırat Kalkanı Operasyonu’na başladığını anımsatan Tüfenkci, "4 Eylül itibarıyla Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen bu operasyonla Türkiye-Suriye sınır hattında bulunan Azez ve Cerablus arasındaki DEAŞ unsurları tümüyle yok edilmiştir. Ülkemizin sınırında oluşan bu tip eylemlerin engellenmesi ve ülke güvenliğimizin korunması noktasında Musul harekatında koalisyon güçleri ile birlikte olmak isteme gerekçemiz budur" açıklamasında bulundu.

"TERÖRİZME KARŞI GÜMRÜK TİCARET ORTAKLIĞI KARŞILIKLI TANINSIN"
Türkiye ve ABD ilişkilerinin ekonomik, ticari ve yatırım boyutlarının da önem taşıdığını vurgulayan Tüfenkci, iki ülke arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması ve Türkiye’nin ABD-Avrupa Birliği arasındaki Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’na katılmasının bu açıdan büyük önem arz ettiğini anlattı. Tüfenkci, buna ilaveten, ABD’nin Terörizme Karşı Gümrük Ticaret Ortaklığı ve Yetkilendirilmiş Yükümlü programlarının karşılıklı tanınmasına yönelik bir anlaşmanın imzalanabilmesi için teknik yetkililerin en kısa sürede bir araya gelmesi önerisinde bulundu.
Eğitim ve hedefleme alanlarında karşılıklı tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşımı konusunda da çalışmalara devam edilmesinde fayda gördüğünü ifade eden Tüfenkci, her türlü işbirliğine ve yardımlaşmaya hazır olduklarını dile getirdi. Tüfenkci, "Ülke olarak, geçmişte olduğu gibi ABD ile ittifak ve ortaklık ilişkilerimizi muhafaza etmek hususunda kararlılığımızı bir kez daha ifade etmek isterim" dedi.

"GÜLEN’İN İADESİ İÇİN GÖRÜŞÜYORUZ"
ABD İç Güvenlik Bakanı Jeh Johnson ise, güvenlik konusunda işbirliği yapmak istediklerine işaret ederek, "Türk insanının güvenliğini önemsiyoruz. Ülkenizin güvenliğine ilişkin bilgileri inceledim ve bu istihbaratı İçişleri Bakanlığı ile paylaştık" ifadelerini kullandı. Türk İçişleri Bakanlığı ile Gülen ile ilgili olarak görüştüklerini bildiren Johnson, "Adalet Bakanlığından iade için güncel rapor aldık. Mahkemenin iade kararını vermesi gerekiyor. Bağımsız bir yargı konuya karar veriyor. Karşı taraf da geciktirmek için her türlü girişimde bulunuyordur. Davanın daha hızlı olması için çalışıyoruz" diye konuştu.
Bakan Johnson, gümrük alanındaki işbirliklerine önem verdiklerini ve şüphelilere dair bilgi paylaşımının önemli olduğunu belirtti. Temmuz ayında Atatürk Havalimanı’na yaptıkları ziyaretten çok etkilendiklerini ifade eden Johnson, hava ve sınır güvenliği konusunda ilerleme kaydedildiğini, bu diyaloğun devam etmesini istediklerini söyledi. Johnson, mülteci sayısının çok fazla olduğunu ve bunun Türkiye için ciddi bir yük olduğunu da sözlerine ekledi.
(İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.