Bakan Soylu kaymakam adaylarına seslendi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kaymakam adaylarına seslenerek, vatandaşın karşısında oturuşlarına dikkat etmek ve vatandaşın karşısında ayağa kalkmakla mükellef olduklarını söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kaymakamlık kursu açılış töreninde kaymakam adaylarına ilk dersi verdi. Bakan Soylu, kaymakam adaylarının vatandaşa nasıl davranmaları, ilçelerinde görevlerini hangi şekilde yapmaları gerektiğini anlattı. Soylu “Vatandaşın karşısında oturuşunuza dikkat etmek, karşısında ayağa kalkmakla mükellefsiniz” dedi.
55 kaymakam adayı için yaklaşık 42 aylık eğitim sürecinin son 1 aylık periyoduna gerildiğini belirten Bakan Soylu “Bu son merhaleyi de aştıktan sonra sınavlar, görevlendirmeler ve sonrasında inşallah görev yerleriniz olan ilçelerinize giderek bu çok şerefli, onurlu ve bir o kadar da sorumluluğu yüksek vazifeye başlayacaksınız. Bu görevin ağırlığını, önemini gideceğiniz yerlerde oradaki insanların ilgisini size ve temsil ettiğiniz makama verdikleri değeri görünce anlayacaksınız” dedi.
Vatandaş ile muhatap olunma konusunda uyarılarda bulunan Bakan Süleyman Soylu, “Size olan saygısını bu çerçevede gösterir, sizden taleplerini bu çerçevede ister. Kaymakamlık çok ince ve hassas bir çizgiye sahiptir. Belediye başkanı gibi seçimle göreve gelmiyorsunuz. Yine de o vatandaşın hizmetkarı olmakla sorumlusunuz. Vatandaş sizin yanınıza gelirken kah önünü ilikler, kah önünü iliklemez, sizin isminizi kendi lehçesi ile sevgisi ile yoğurarak telaffuz eder. Size hürmet eder. Sizden hürmet bekler. Onun karşısında oturuşunuza dikkat etmek, karşısında ayağa kalkmakla mükellefsiniz. Devleti temsil ettiğini bileceksiniz, ama kendinizi vatandaşın üzerinde bir devlet gibi görmeyeceksiniz. Efsane kaymakam olmak istiyorsanız, vatandaşın dualarında, dilinde olmak istiyorsanız bu milletin derdi ile dertlenmek, mutluluğu ile sevinmek zorundasınız. Bu millet kendinden olanı yalnız bırakmaz” diye konuştu.
“Milleti anlayacağınız yer kaymakamlıktır” diyen Soylu, kadroların gelip geçici olduğunu ifade ederek, “Bırakmamız gereken en önemli unsur bir hoş sedadır. O hoş seda millete, devlete, bu topraklara hizmettir. Biz yerinde oturan kaymakamlar değil, köyünde, bağında, bahçesinde, mahallesinde, okulunda, çocuklar karşıdan karşıya geçerken ‘nasıl geçiyor’ derdinde olan, ‘ülkemin evlatlarını yarına nasıl sağlıklı kavuşturabilirim’ anlayışında bir göreve gidiyorsunuz. Bir okula, bir yola katkınız olursa sizi yaşarken de öldükten sonra da hayırla yad ederler. Bu ülkede kaymakamlık yaparken bu dünyayı, olan biteni, güç odaklarının ne yapmak istediklerini iyi görmeli, kendi ilçenize bu perspektiften bakmalısınız” şeklinde konuştu.
“15 Temmuz nasıl bir büyük bir mücadelenin adı olmuşsa, askeri ile sivili ile istiklal mücadelesini ortaya koyanlar bu milletin bu topraklarındaki evlatlarıdır” diyen Soylu, büyük bir kardeşlik ve birliktelik oluştuğunu kaydederek, kurtuluş mücadelesinden sonra yaşanan kırılma noktalarına değindi. Soylu “Şimdi dünya Orta Asya’ya doğru hızlı bir şekilde güç merkezini kaydırmaktadır. Bunu gören bir Türkiye var bugün. Bugün yaptığımız her şey bunu gördüğümüz içindir. Yenidünyanın güç merkezi ile Batı arasında güçlü bir köprü olabilmek, Türkiye’nin daha etkin ve verimli yönetilmesini sağlayabilmek, avantajlarımızı iyi yönetmek, bizim problem olarak görülen meseleleri avantaja çevirebilecek bir aklı ortaya koymak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaymakamlara zorluk yaşamaktan korkmamalarını gerektiğini belirten Bakan Soylu, “Zahmet olmadan rahmet olmaz” dedi. Coğrafyada 2030 yılına kadar yaşanabilecek ekonomik gelişmelerin altını çizen Bakan Soylu, Türkiye’nin coğrafyadaki avantajının altını çizdi. Soylu “Başımıza gelenler bu avantajlarımızı bu toprakların evlatlarına kullandırmak istemediklerindendir” ifadelerini kullanarak, bunun başarılamayacağını söyledi. Soylu “Ülkeler üzerinden mühendislik yapmaya çalışanların gücü Suriye’ye, Irak’a yetebilir ama bilinmelidir ki Anadolu coğrafyasına ve onun asil evlatlarına yetmeyecektir. Bu kararlılıkta olun. Bir kişinin azımsanacağı bir coğrafyada değiliz. Ömer Halis Demir diye bir yiğit çıktı ve herkes ‘okula mı adını versem, hastaneye mi adanı versem’ derdinde. Feraset sahibi bir millet bir kişinin neler yapabileceğini biliyor” dedi.
(İHA)