24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting

Bakan Bozdağ "Bilirkişilik Kanun Tasarısı"nı anlattı

POLİTİKA

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bilirkişi hakim, savcı değildir. Bilirkişiler pek çok konuda rapor veriyor, hakimin gerekçeli kararı gibi bilirkişi raporları var, savcılık iddianamesi gibi bilirkişi raporları var. Raporlar zamanında teslim...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bilirkişi hakim, savcı değildir. Bilirkişiler pek çok konuda rapor veriyor, hakimin gerekçeli kararı gibi bilirkişi raporları var, savcılık iddianamesi gibi bilirkişi raporları var. Raporlar zamanında teslim edilmiyor, davalar uzuyor” dedi.
Bakan Bozdağ, TBMM Genel Kurulu’nda Bilirkişilik Kanun Tasarısı hakkında bilgi verdi. Bozdağ, Cumhuriyet Savcıları ile ilgili doğrudan red müessesine yer verilmediğini belirterek, bilirkişilikle ilgili hem ceza muhakemeleri hem de hukuk muhakemesinde ret müessesesine yer verilmesi bu konuda hukukumuzun verdiği önemi göstermesi bakımından önemli olduğunu ifade etti. Bozdağ, “Tarafsız bir bilirkişi, objektif hareket eden, bilim ve fennin kuramlarına uygun rapor hazırlayan, raporu da süratli bir şekilde teslim eden bir bilirkişi her şeyden önce adalet terazisinin doğru tartmasına hayati derecede katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Bilirkişilik ile ilgili sorunlara işaret eden Bozdağ, Devlet Denetleme Kurulu 2010 yılında Adli Tıp Kurumu’nun faaliyet alanıyla ilgili düzenlediği raporda, Türkiye’de Bilirkişilik sisteminden kaynaklanan sorunlara değindiğini ve sorunların giderilmesine vurgu yaptığını belirtti. Bozdağ, “Bilirkişilik kurumuna yönelik ciddi eleştiriler var. Bunlardan birisi Adalet Komisyonları tarafından liste oluşturulması dışında hiçbir kurumsal yapının bulunmaması, tüm yargı kurumlarını kapsayacak bir bilirkişilik sisteminin olmaması, liyakati olan kişilerin sisteme yeterince dahil edilmemesi, bilirkişi raporlarının standardının olmaması, bütün verileri aynı olan dosyada uzmanlıkları da aynı olan iki bilirkişi birbirinden neredeyse yüzde yüz denecek derecede farklı raporlar verdiğine kamuoyunda çıkan haberlerden, yorumlardan şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.
Denetim mekanizmasının olmadığına dikkat çeken Bozdağ, bilirkişilik ilişkin etik kuralların olmadığını söyledi. Bozdağ, “Bilirkişilerin ihtiyaç duyulan yeterlilikte ve yetkinlikte olmaması, bilirkişilerin hakim görev ve yetki alanına girmeleri, bilirkişi hakim, savcı yerine geçmiş adeta hakimlerle, savcılarla bilirkişileri dosyanın özetini çıkaran bir yardımcı olarak kullanılır hale gelmiştir. Bilirkişi hakim, savcı değildir. Bilirkişiler pek çok konuda rapor veriyor, hakimin gerekçeli kararı gibi bilirkişi raporları var, savcılık iddianamesi gibi bilirkişi raporları var. Raporlar zamanında teslim edilmiyor, davalar uzuyor” dedi.
Bilirkişilerle ilgili eğitim verilmesine ilişkin olarak Bozdağ, “Bizim bu tasarıyla getirdiğimiz eğitim uzmanlık eğitimi değil. Uzmanlığı ile ilgili değerlendirme ve eğitim verilmeyecek. Bilirkişi raporu hazırlanırken, bu kanunla getirdiğimiz kurallar çerçevesinde rapor yazarken uyacağı kurallar öğretilecek. Böylelikle eksik ve yanlış bilirkişilik raporları hazırlanıp, gönderilmesi önüne geçilecek” diye konuştu.
Bozdağ şunları kaydetti:
“Özel hukuk tüzel kişilerince bilirkişilik yapılması konusunda bu kanun tasarısında da düzenleme var. Biz, ilk defa bunu getiriyor değiliz. Esasında, özel kanunların pek çoğunda bilirkişilikle ilgili düzenleme olan yerlerde özel hukuk tüzel kişilerine bilirkişilik yapma imkânı veren düzenlemeler var. Eğer biz bu kanunun içerisine bunu koymazsak kurduğumuz bu yeni sisteme, kurumsal yapıya özel hukuk tüzel kişisi olarak bilirkişilik yapan pek çok şirket girmemiş olacak, dışarıda kalacak. Hâlbuki, bu kanun içerisine almak suretiyle, özel kanunlar gereği şu anda bilirkişilik yapan şirketlerin tamamını da bu kanunun öngördüğü esas ve usullere uymaya mecbur ediyoruz, sistemin içine alıyoruz, denetim yapıyoruz ve denetim dışında hiçbir bilirkişilik yapısının kalmasına izin vermemiş oluyoruz. “
Bozdağ, bilirkişilik konusunda disiplin sayesinde yargıya olan güvenin de yükseleceğine inandıklarını belirterek, “Yargıya olan güven yükselecektir. Çünkü bilirkişilikle ilgili bir danışma kurulu kuruluyor. Öte yandan, yine danışma kurulu kuruyoruz, bilirkişilik daire başkanlığı kuruyoruz, bir de bilirkişilik bölge kurulları kuruyoruz. Danışma kurulu, bilirkişilikle ilgili, irtibatlı olduğu değerlendirilen pek çok kurumun temsilcilerinden oluşuyor. Bilirkişilik daire başkanlığı bunların sekretaryasını yapacak, bunlarla ilgili hazırlıkları yapacak ve bilirkişilik müessesini işleten bilirkişilik bölge kurulları ile bu danışma kurulu arasında da bir köprü vazifesi görecek ve bu alana ilişkin bu yasanın verdiği görevleri yapacaktır. Son derece önemli. Bilirkişilik bölge kurulları, bunlar da çok ciddi bir vazife ifa edecek çünkü bilirkişilerin bilirkişiliğe kaydedilmesi, raporlarının süresi içerisinde verilip verilmediğinin denetlenmesi, çok önemli. Burada bir yanlış anlaşılma var, onu önlemek için de çok net ifade etmek istiyorum: Bölge kurulları bilirkişi raporlarının içeriğini inceleme yetkisine sahip değil, içerik incelemesi yapmayacaktır; sadece, mahkeme diyelim bir aya kadar rapor istemiş, mahkemenin verdiği sürede rapor gitmiş mi, gitmemiş mi onu denetleyecektir. Çünkü süresinde verilmeyen raporlar nedeniyle pek çok sıkıntı yaşanıyor. Bilirkişilerle ilgili şikâyetler, ihbarlar olduğu zaman bunları inceleyecek, bunları değerlendirecektir, sertifikasyon konusunda karar verecektir, listelerden silme konusunda karar verecektir; pek çok önemli görevi yapacaktır ve bu sistemin sağlıklı işlemesi bakımından da esasında bilirkişilik bölge kurulları sigorta görevi yapacaktır” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.