24 Saat Güncel Haber Arama Motoru | Haber Scripti | Haber Yazılımı | Hosting

Yükseköğretim Kurulunca “Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekâ Çalıştayı" düzenlendi

EĞİTİM

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar: "Yapay zekâ alanında 10 civarında yeni program açmayı planlıyoruz. Yapay zekâ ve iletişim olmak üzere iki alan, yükseköğretimde ön lisans ve lisans programlarına enjekte edilmeli"

"Yükseköğretim alanında yapay zekânın çok etkin kullanımı, sadece araştırmalar bakımından değil, eğitim bakımından da çok önemli fırsatlar sağlayacak. Bununla beraber yapay zekâ kullanımının getirmiş olduğu tehditler de şüphesiz karşımızda"

"Yapay zekâyı üretmekle alakalı hiç şüphesiz Türkiye'de üniversitelerin önünde çok önemli bir ödev bulunmaktadır"

"Sadece Türkiye'de değil diğer bütün dünya yükseköğretim sistemlerinde de yapay zekânın kullanımına ilişkin en önemli tartışmalar 'etik' ve 'hukuki" alanda meydana gelecek"

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, üniversitelerde yapay zekâ alanında 10 dolayında yeni program açmayı planladıklarını; ayrıca yapay zekâ ve iletişim alanlarının yükseköğretimde ön lisans ve lisans programlarına enjekte edilmesi gerektiğini belirtti.

Yükseköğretim Kurulunca, Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekâ: Fırsatlar ve Tehditler Çalıştayı, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, 28 farklı üniversiteden bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, yapay zekâ ve veri mühendisliği, hukuk, tıp, güzel sanatlar, iletişim ve eğitim alanlarından 55 akademisyenin katılımıyla yapay zekânın kullanımına yönelik hususların ele alınacağını; yapay zekâ üretme teknolojilerinin ayrıca üzerinde duracakları bir konu olduğunu ifade etti.

Tüm dünyada herkesin kendine mahsus bir yapay zekâsının bulunduğunu dile getiren Özvar, "Acaba Türkiye'nin de bir yapay zekâsı olabilir mi? Bu da ayrı bir tartışma konusudur." dedi.

Yapay zekânın, hayata beklenilenden çok daha erken girdiğini ve tesirlerinin çok hızlıca bütün dünyaya yayılmaya devam ettiğini ifade eden Özvar, bu gelişmelere seyirci kalmak istemediklerini belirterek şöyle devam etti:

"Yükseköğretim alanında yapay zekânın çok etkin kullanımı, sadece araştırmalar bakımından değil, eğitim bakımından da çok önemli fırsatlar sağlayacak. Bununla beraber yapay zekâ kullanımının getirmiş olduğu tehditler de şüphesiz karşımızda. Aslında yapay zekâya o kadar hızlı giriş yapılmış vaziyette ki bırakın üniversiteleri, belki ilk, orta ve lise çağındaki çocuklar sık sık bu çözüm hizmetlerini zaten kullanıyorlar. Bizim yapmaya çalıştığımız aslında yükseköğretimde üniversitelerde hem eğitim bakımından hem araştırma bakımından bunun doğru dürüst bir şekilde kullanılmasını sağlayacak hukuki çerçeveler geliştirebilmektir."

"Yapay zekânın maddi anlamda da ciddi bir motivasyon verdiği anlaşılıyor"

Özvar, konuşmasında yapay zekâ alanında üniversite-istihdam ilişkisine değindi. Yapay zekânın dünya çapında pek çok "zengin" de ortaya çıkardığını ifade eden Özvar, "Yapay zekânın maddi anlamda da ciddi bir motivasyon verdiği anlaşılıyor. Bu açıdan değerlendirilecek olursa yapay zekâ önümüzdeki yıllarda artık sadece emekten değil, zihinden de tasarruf edecek önemli imkânlar sunuyor." diye konuştu.

Özvar, yapay zekâ çalışmalarına yoğun olarak geçen yıl başladıklarını belirterek, "Bilhassa başta yapay zekâ ve iletişim olmak üzere iki alanın, yükseköğretimde ön lisans ve lisans programlarında bir şeklide iç içe olması hatta bu programlara enjekte edilmesi gerektiğini söylüyoruz ve üniversitelerimizle bunu paylaşıyoruz. Bunun yanı sıra yapay zekâ bazlı programların ihdas edilmesi gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

"Yapay Zekâ alanındaki programları çoğaltmayı arzu ediyoruz"

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar, geleneksel üniversite programlarının yanı sıra yapay zekâ ile temaslı programlar inşa edilmesi konusunda katılımcılardan öneriler beklediğini belirtti.

Erol Özvar, Yükseköğretim Kurulunun yapay zekâ çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:

"Bu sene mümkün olursa 10 civarında yeni program açmayı planlıyoruz; bunu üniversitelere teklif etmeyi planlıyoruz. Lisans veya ön lisans programlarının bir kısmı, bir şekilde yapay zekâ veya onun öncesi yazılımlarla bir araya getirilebilirse öğrencilerimizin mezuniyet sonrası daha fazla istihdam imkânı yakalayabileceği inancındayız, bunu da görüyoruz zaten. Birkaç senedir kamuoyuyla paylaşmadığımız ama çok yakından takip ettiğimiz programların böyle bir imkân sağladığını görüyoruz. Bunu da çoğaltmayı arzu ediyoruz."

Özvar, toplantıya katılan akademisyenlerden mevcut programlarla alakalı eleştirileri varsa dinlemek istediğini söyledi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar'ın konuşmasının ardından Çalıştayda, "Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekânın Kullanımı: Fırsatlar ve Tehditler" ve "Yükseköğretim Kurumlarında Üretken Yapay Zekânın Kullanımı: Hukuksal ve Etik Sorunlar" konulu oturumlar yapıldı.

-Akademisyenlerin görüşleri-

Yükseköğretim alanında yapay zekânın kullanımına ilişkin mevzuat çalışmasının da yapıldığı oturumlarda bilişim hukukçusu ve etik alanında çalışan akademisyenler, yükseköğretim kurumlarında üretken yapay zekânın kullanımı sonucu ortaya çıkabilecek muhtemel hukuki ve etik sorunları tartıştı.

Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar: “Kavramlar üzerinde durmalıyız"

Çalıştayda “Yükseköğretim Kurumlarında Üretken Yapay Zekanın Kullanımı: Hukuksal ve Etik Sorunlar" başlıklı oturumu yöneten Yükseköğretim Genel Kurul Üyesi ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, yapay zekayla ilgili henüz dünyada hukuki bir çerçeve belirlenmediğini, bu konuda tartışmaların sürdüğünü anlattı.

Yaşar, ABD ve Çin'in bu konuda en ileri ülkeler olduğunu belirterek, “ABD, Avrupa belli bir yol almış bizim onlara yetişmemiz lazım. Eğitimde yapay zekâ kullanımının ortaya çıkardığı sorunlar var, öğrencilerin kopya çekmesi gibi. Biz daha çok kavramlar üzerinde durmalıyız. Bizden daha ileri olan ülkeler bu konuda henüz bir şey yapamamış o nedenle bizim hukuksal çerçevede yapacağımız şey boşlukta kalabilir." ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Şebnem Özdemir: “Bilgisayar okuryazarlığı derslerine prompt yazma becerisi konulması lazım"

İstinye Üniversitesi Yönetim Bilimleri Sistemleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şebnem Özdemir çocukların üretici yapay zekayla birinci sınıfta tanıştırılması gerektiğini vurgulayarak, “Bizim bu alanda ilerleyebilmemiz için Harry Potter'dan ziyade çocuklarımıza Yahya Kemal Beyatlıları, Recaizade Mahmut Ekrem'leri okutmamız lazım. Çünkü bu kitaplarda uzun tasvirler var. Bu prompt yazmak için gereklidir. Bilgisayar okuryazarlığı derslerine 'prompt yazma becerisi dersi' konulması lazım. Ayrıca sadece ChatGPT ile sınırlı kalmamalıyız. Ses, görsel ve iletişim tabanlı yapay zekâ kullanımına da önem verilmeli." şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Gülşen Eryiğit: “Ödev vermekten çekinir olduk"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülşen Eryiğit de “Öğrencilere ödev vermekten çekinir olduk. Onlara verdiğimiz ödevlerin hepsini kaldırdım. Biz çocuklara standart şeyleri öğretirken ödev veriyorduk, şimdi 'Nasıl olsa ChatGPT'ye yaptırır' diye vermiyoruz ama belki de artık çocuklarımızı makinalara teslim etmeliyiz. Belki de yapay zekayla ölçme değerlendirme yapılarak, sürecin çabuklaştırılması gerekiyor. Bizim ölçme değerlendirme sistemlerini masaya yatırmamız lazım." dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Buğra Çaşkurlu: “Doktorlara yardımcı olacak sistemler değil doktorlar geliyor"

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Buğra Çaşkurlu da “Doktorlara yardımcı olacak sistemler değil doktorlar geliyor. Artık ofis programları bilen sekreterler yerine sekreterlerin kendisi geliyor. Yapay zekâyla ilgili dünyada daha çok özel şirketler öne çıkıyor. 'Ulusal bir yapay zekâmız olsun deniliyorsa bu nasıl olacak, bunu kim yapacak? Devlet mi özel şirket mi? Bütün bu konularda neler olacağını bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Oğuz Sancakdar: “Yapay zeka şakaları anlayacak mı?"

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Oğuz Sancakdar da “Yapay zekanın şakaları ne ölçüde anlayıp anlamadığı konusunda bir çalışma gerekiyor. Deyimlere ve ata sözlerine nasıl bir anlam yüklenecek? Bir yapay zekânın neden olduğu zarardan binlerce kişi etkilenmişse belki 'topluluk davası' getirilebilir. Yapay zekâ için kişilik çalışması da yapılmalı. Yapay zekâya hangi kişilik uygulanacak, tüzel kişilik mi verilecek?" diye konuştu.

Prof. Dr. Murat Volkan Dülger: “Belki hukuk eğitimi görmenin bir anlamı kalmayacak"

İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Volkan Dülger de hukuk ile yapay zekanın iç içe olduğunu belirterek, “Belki artık avukatlık, savcılık yapmanın, hukuk eğitimi görmenin bir anlamı kalmayacak çünkü yapay zekâ bunları yapacak. Bu alanda başında etik ilkelerin olduğu bir düzenlemeye ihtiyaç var." şeklinde konuştu.

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Aslan da ABD'de mahkemenin yapay zekâ tarafından üretilen sanat eserlerinin telif hakkı alamayacağına hükmettiği anlatarak, “Belli bir veri tabanı kullanılarak görselden görsel üretildiği için anonim kabul ediliyor." dedi.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinden Doç. Dç. Perihan Elif Ekmekçi de yapay zekâ konusunda birkaç yıl önce etik temellerin atılmaya başlandığını kaydetti. Mevcut etik yaklaşımları kullanarak ilerlemenin zor olduğunu vurgulayan Ekmekçi, “Yapay zekâ mevcut olanı yıkıp onun yerine yepyeni bir iş yapma ve yaşam şekli getiriyor. Çok güçlü difüzyonu var. Bu nedenlerden dolayı yapay zekâ toplumsal ahlaki değişime neden oluyor. Yapay zekâ alanında yükseköğretimde bir etik düzenleme yapılacaksa o zaman risklere dikkat etmekte fayda var." ifadesini kullandı.

Oturumların sonunda çalıştayın kapanış konuşmasını yapan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Türkiye'de üniversitelerin, yapay zekâyı eğitimde, araştırmalarda kullanmada ve yapay zekâ araçlarının üretilmesinde çok önemli ödevlerinin bulunduğunu belirtti.

Davetlerini kabul ederek toplantıya katılan 28 üniversiteden 55 akademisyene ve çalıştaya ev sahipliği yapan ODTÜ'ye teşekkür eden Özvar, bundan sonra da bu toplantıları devam ettireceklerini söyledi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar: “Türkiye'de yükseköğretime dair yapay zekâyı ilk defa bu kadar geniş kapsamlı bir toplantıda ele aldık"

Türkiye'de yükseköğretimde yapay zekânın ortaya çıkardığı etkilerin, sorunların, avantaj ve tehditleri ile beraber ilk defa bu kadar geniş kapsamlı bir toplantıda ele alındığını vurgulayan Özvar, toplantıda, akademisyenlerden önemli teklifler ve eleştiriler aldıklarını söyledi.

Bunların hepsini kaydettiklerini belirten Özvar, "Toplantının sonuçlarını Yükseköğretim Kurulunda değerlendireceğiz ve bunun üzerine alacağımız yeni yolu tespit etmeye çalışacağız." dedi.

Toplantıda, mühendislik bölümlerinin yanı sıra güzel sanatlardan hukuka, tıptan iletişime, iktisattan tarihe kadar farklı alanlardaki akademisyenlerin katkılarını aldıklarını anlatan Özvar, yapay zekâ konusunun çok geniş kapsamlı olması ve eğitimde pek çok tarafı ilgilendirmesi nedeniyle bu çeşitliliğin önemine işaret etti.

Yapay zekâ araçlarının eğitimcilere ve öğrencilere büyük kolaylıklar sağladığını yükseköğretimde yaygınlık kazanmaya başladığını ifade eden Özvar, "Bu büyük bir motivasyon. İnsanoğlunun yapabildiklerinin ötesinde ürünlere kavuşabilmesi onun teknolojiye olan isteğini kamçılıyor." ifadelerini kullandı.

"Yapay zekâ, fırsat sunarken etik ve hukuki sorunlar doğurabiliyor"

Erol Özvar, yükseköğretim hayatında akademik başarının; sorumluluk, gayret, çaba ve kapasite ile mümkün olabildiğine işaret ederek, yapay zekâ araçlarının fırsatlar sunarken etik ve hukuki sorunlar da doğurabildiğini vurguladı.

Kendisine ait olmayan bir fikri, bir ürünü kendi adına sahiplenmesi gibi durumların, bu alandaki sorunların en başında geldiğini vurgulayan Özvar, "Yükseköğretim Kurulu ve hocalar olarak inanıyoruz ki, yapay zekâ kullanım alanında yani uygulama itibarıyla belirli ahlaki veya hukuki ilkelere sadık kalmak kaydıyla insanların üretkenliklerini artırabilir. Önemli olan bu üretkenliği kendi ortaya koyduğu çabasıyla beraber kurallara uyarak, prensiplere sadık kalarak yapabilmesidir. Sadece Türkiye'de değil diğer bütün dünya yükseköğretim sistemlerinde de yapay zekânın kullanımına ilişkin en önemli tartışmalar 'etik' ve 'hukuki' alanda meydana gelecektir." diye konuştu.

"Kapasiteyi genişletmek en önemi misyonlarımız arasında"

Yapay zekânın yükseköğretimde, gerek eğitimde, gerekse araştırmalarda kullanımının yanı sıra yapay zekâyı üretmekle alakalı Türkiye'de üniversitelerin önünde çok önemli bir ödev bulunduğuna dikkat çeken Özvar, şöyle devam etti:

“Türkiye bugün Milli Teknoloji Hamlesine başlamış ve milli teknolojileri geliştirme noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde önemli adımlar atmış; kendi yapay zekâ araçlarını kullanabilecek kapasitede bir ülkedir. Yükseköğretim Kurulu olarak bu kapasiteyi genişletmeye vesile olmak, rehberlik etmek, teşvik etmek bizim en önemi misyonlarımız arasında bulunmaktadır.

Üniversitelerdeki geleneksel programların yanı sıra özellikle yazılıma ve yapay zekâya dayalı yeni programları istişareler yaparak ele alacağız. Mevcut programlara yapay zekâ uygulamaları ile alakalı bir kısım dersleri entegre edeceğiz. İktisattan işletmeye, sosyolojiden felsefeye hatta ilahiyat programlarına kadar bu yeni alanın, öğrencilerimiz tarafından öğrenilmesinin yükseköğretimdeki programların modernizasyonu açısından önemli bir adım olacağına inanıyoruz."

Yapay zekâ konusundaki planlamanın, sadece metin bazlı yapay zekâ uygulamaları şeklinde değil, görüntülemeden müziğe, tasarımdan resme kadar tüm alanların bütün olarak düşünülerek yapılması gerektiğini ifade eden Özvar, "İnşallah 2024 yılı itibarıyla bu temalar, yükseköğretim kurumlarımızın programları içine yavaş yavaş yerleştirilmeye başlanacak ve yazılım ve iletişim temelli programları üniversitelerimizle buluşturacağız." diye konuştu.

Özvar, Yükseköğretim Kurulunda yapay zekâ program danışma biriminin kurulacağını da bildirdi.

Etkinliğin sonunda, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar'a, ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezince (ROMER) yapılan ve "yapay zekâ ile insan" iş birliğini temsil eden hediye takdim etti.

Çalıştaya, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar'ın yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Haldun Göktaş, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Mahmut Ak ve ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ile 28 farklı üniversiteden 55 akademisyen katıldı.

Kaynak: www.yok.gov.tr

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.