“Terör örgütüne bağlı kişilerle çalışamayız”
“Terör örgütüne bağlı kişilerle çalışamayız”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü soruşturması kapsamında kamuda görevden almalara ilişkin, "Terör örgütüne bağlı kişilerle çalışamayız. Lehte ya da aleyhte kendilerinin başvuruları için komisyonlar...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Strasbourg’da düzenlenen sonbahar oturumunda gerçekleştirdiği konuşmanın ardından parlamenterlerin sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, yaşanan sıkıntılı süreçte Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere halkının desteğini Türkiye’nin yanında hissettiklerini belirterek, “Türkiye’de halk demokrasi nöbetleri tutarken, Azerbaycan meydanlarında Azerbaycanlı kardeşlerimiz aynı şekilde Azerbaycan ve Türk bayraklarıyla bu nöbeti tuttular. Elbette böylesine zor bir süreçte her ülke dostlarını yanında görmek ister. Dostlarını yanında görmek demek, dostların her yaptığınıza evet demesi anlamına gelmez, her attığınız adımı desteklemesi anlamına da gelmeyebilir. Böyle durumlarda öneriler, yapıcı eleştiriler, tavsiyeler, çünkü bu zor şartlardan çıkmanız gerekiyor. Ama çifte standarttan uzak. Ama gizli ajandalar olmadan. Şuana kadar Avrupa Konseyi’nin genel ekseriyetinin de başta Genel Sekreter, Başkan, Bakanlar Komitesi Başkanı olmak üzere milletvekili arkadaşımızın tutumu bu yöndedir. Bundan sonraki süreçte de Avrupa Konseyi’nin bizimle daha fazla diyalog içinde, daha fazla angajman içinde olmasını tercih ederiz. Biz Avrupa Konseyi yetkilileri ile Türkiye’ye geldikleri zaman tüm görüşmeler de dahil tüm imkanları sağlamaya hazırız. Önümüzdeki süreçte Avrupa Konseyi ve Parlamenter Meclisi, Türkiye’nin en önemli ortağı olmaya devam edecektir” dedi.
“DARBE GİRİŞİMİ İLE İLGİSİ OLAN, DARBE GİRİŞİMİNE DESTEK VEREN KİŞİLER TUTUKLANDI”
Bakan Çavuşoğlu, bu süreçte böyle bir darbe girişimi ile karşı karşıya gelmemek için tedbirler almanın devletin görevi olduğunu kaydederek, “Hukuk çerçevesinde anayasal haklarını kullanarak tedbir almalıyız. Darbe girişimi ile ilgisi olan, darbe girişimine destek veren kişiler tutuklandı. Onlarla ilgili yargı süreci devam ediyor. Ama darbe girişimine katılmayıp da bu terör örgütüne bağlı olduğu ispatlanan kişilerle ilgili de tedbirler alıyoruz, devlet kurumlarından uzaklaştırıyoruz. Çünkü halkını katleden bir terör örgütüne sadakati olan, devletine olamayan insanlar, halkın üzerinden tankları geçiren insanlar her şeyi yaparlar. Benim bakanlığımda 500’e yakın kişi tespit edildi. Benim bakanlığım en önemli kurumlardan bir tanesi, devletin hafızası. En gizli görüşmeler burada yapılıyor, en gizli bilgiler burada saklanıyor. Ben bu kişilere nasıl güvenip de burada tutacağım” ifadesini kullandı.
“BUNLARIN SADAKATİ TAMAMEN BU ÖRGÜTE VE PENNSYLVANİA’DAKİ TERÖRİSTE”
Sınavların çalınarak soruların verildiği, kompozisyon tipi sınavların değiştirilerek çok seçmeli soru tipine geçildiğini aktaran Çavuşoğlu, “Bugüne kadarki en zor sorular onlar için kolay. Çünkü soru ve cevaplar veriliyor. Bu şekilde bakanlığımıza sızmışlar veya polis biriminden veya başka birimlerden orada aldıkları maaşın yarısını kabul ederek kritik bölgelere yerleştirilmişler. İletişim, arşiv gibi. Ben bu kişileri bakanlığımda nasıl tutacağım. Çünkü bunların sadakati tamamen bu örgüte ve Pennsylvania’daki teröriste. Devletin parası ile çalışacaklar ama sadakati millete olmayacak, sadakati terör örgütüne olacak ve milletin vergileri ile devlet bunlara maaş ödeyecek. Böyle bir şey söz konusu olmaz. Doğu Almanya ile Batı Almanya birleştiği zaman sadece bir soru işareti sebebiyle Doğu Almanya’da devlette görevli kişilerin ajan olma ihtimali üzerine 500 binden fazla kişinin işine son verilmiştir. Bugün Türkiye’de işine son verilen veya açığa alınanların oranı toplam çalışanların yüzde 1,5’u civarında. Yani küçük ülkelere göre rakam büyük olabilir ama Türkiye 80 milyon ve 40 yıldır maalesef devletin içine sızmışlar. Biz bunlarla nasıl çalışacağız” açıklamasını yaptı.
Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hepsinin yasal hakları var, hepsinin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakları. Biz bu tedbirleri almaktan memnun değiliz ama bizim için başka seçenek yok. Terör örgütüne bağlı kişilerle çalışamayız. Bu adımları dikkatlice atıyoruz, her başvuruyu inceliyoruz. Lehte ya da aleyhte kendilerinin başvuruları için komisyonlar oluşturduk, çok dikkatli, titizlikle değerlendiriyoruz. Bugüne kadar 3 binden fazla kişi de görevlerine geri döndü. Hatalar oluyor mu, oluyor. Bazı yanlışlıklar yapılıyor mu, evet yapılıyor. Ama bu yanlışlıkları yapmak da, düzeltmek de bizlerin görevidir. Çünkü hak var, hukuk var. Biz buna inanıyoruz.”
Bakan Çavuşoğlu, “Bugüne kadar İşkenceyi Önleme Komitesi ile gerçekten işbirliği içinde çalıştık. İşkence ile sıfır toleransla mücadele anlayışımız Türkiye’de sonuçlar elde etti. İşkenceyi Önleme Komitesi’nin raporlarına baktığınız zaman Türkiye’nin katettiği bu mesafe birçok ülkeye örnek gösteriliyor. Bundan da mutluluk duyuyoruz. Biz bugüne kadar İşkenceyi Önleme Komitesi’nin tüm raporlarını açıklamasına izin verdik. Adalet Bakanımız da gelecek. İşkenceyi Önleme Komitesi’nin bazı tespitleri mutlaka vardır. O görüşmeden sonra gerekli adımı atacağız, mutlaka İşkenceyi Önleme Komitesi’nin raporları yine kamuoyuna açık olacak. Ne diyoruz burada, şeffaflık çok önemlidir. Yeter ki raporlar objektif olsun, adaletli olsun” dedi.
"KIBRIS’TA ÇÖZÜM İÇİN UMUT VAR"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Strasbourg’da düzenlenen sonbahar oturumunda gerçekleştirdiği konuşmanın ardından parlamenterlerin sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta bir çözüm için bir umut var. Her zamankinden daha fazla iyimseriz. Ama gerçekçiyiz. İki tarafın görüşmesi gereken zor konular da var, toprak, mülkiyet, garanti gibi konular var. Güvenlik konusu, bugün tehditlere baktığım zaman tehditlerin boyutu farklı. Bölgedeki tehditler, oradaki potansiyel, oradaki doğalgaz, petrol, imkanlar var, Yanı başımızda Suriye, tüm ülkeler orada Doğu Akdeniz’de şimdi terör örgütleri var, göç, mülteci akımı tehdidi var. Dolayısıyla bu Kıbrıs’ın genelini gerçekten etkiliyor. Biz başından beri şunu söylüyoruz. Sadece Türk tarafının değil her iki tarafının güvenlik tehdidi endişesi karşılanmalı" dedi.
"BELKİ DE SON FIRSAT PENCERESİ"
Bakan Çavuşoğlu, "Göç konusunda NATO’nun Ege Denizi’nde aktivitelerine de destek verdik. NATO’ya hiçbir zaman Türkiye’nin Ege konusundaki siyasi ve hukuki tutumunu zedelemeyin demedik. Yunanistan ve Türkiye’nin hukuki ve siyasi konumları var, bunlar dikkate alınsın ve Yunanistan’la aramızda yeni bir gerginlik yaşanmasın dedik. Kıbrıs’a da aynı şeyi söylüyoruz. Her iki tarafın güvenlik endişesi karşılanmalıdır. Tabi Türk tarafının garantörlüğü, bizim garantörlük hakkımız var. Bugünkü şartlarda bunu oturup tekrar konuşacağız ama görüyoruz ki büyük tehditler ortamında Türk tarafı da garantörlük sisteminin ya da Türkiye’nin güvencesinin devam etmesini istiyor. Rum tarafının da düşünceleri var. Elbette 5 taraf, 3 garantör ülke ve adada iki taraf bir araya geldiğimizde bu konular birlikte değerlendireceğiz. Umarım fırsat kaçmaz, belki de yakaladığımız son fırsat penceresi" ifadelerini kaydetti.
(İHA)