“İlk defa Kıbrıslılar bu kadar detaylı uzlaştı”
“İlk defa Kıbrıslılar bu kadar detaylı uzlaştı”
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Lideri Nikos Anastasiadis’le bugün yaptıkları görüşmenin olumlu geçtiğini ve ilk defa Kıbrıslıların bu kadar detaylı şekilde uzlaşa uzlaşa aynı yolu yürüdüklerini kaydetti.KKTC Cumhurbaşkanı...
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, görüşme sonrası Cumhurbaşkanlığına dönüşünde yaptığı açıklamada Yönetim ve Güç Paylaşımının ağırlıklı olarak ele alındığı görüşmede, ayrılık noktaları bulunan bazı konularda az da olsa yeni ilerlemeler ve uzlaşılar sağlandığını ve çalışmalarının olumlu çerçevede devam ettiğini açıkladı. Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’in temkinli bir iyimserlikten bahsettiğini hatırlatan Akıncı, “Hepimiz temkinli olmalıyız fakat iyimserlik de devam etmeli çünkü artık süreç ete kemiğe ve tarihe bürünmüştür.. Bu yıl sonuna kadar artık bir anlaşmayı adaya getirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Rum tarafından da gerçekçilik ve makuliyet beklediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafının da bu çerçevede makul olması durumunda anlaşmamak için çok ciddi bir neden olmayacağının altını çizdi.
“Yakınlaşmalar artmıştır, artmaya da devam etmektedir”
“Yakınlaşmalar artmıştır, artmaya da devam etmektedir” diyen Akıncı, buna karşın iki konuda halen ciddi ayrılık noktaları bulunduğuna ve bu konularda sadece fikir teatisinde bulunulduğuna işaret etti. Akıncı, şöyle devam etti:
“O konular da yeri ve zamanı gelince tabii ki öteden beri bizim söylediğimiz çerçevede farklı bir formatta ele alınırsa, o konularda da daha iyi noktalara gelinebileceğini değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bugünü özetleyecek olursam, yararlı bir görüşme daha oldu. ileriye doğru bir mesafe daha alındı. 8’inci toplantıda ikinci yoğunlaştırılmış süreci de noktalamış olacağız. 14 Eylül toplantısını sizlerle paylaşacağız ve ondan sonra da muhtemelen 20 Eylül’de New York’a hareket etmiş olacağız.”
“Dönüşümlü başkanlık konusunda ilerleme yok”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir soru üzerine, “Yönetim ve Güç Paylaşımı” başlığındaki uzlaşı noktalarında “Dönüşümlü Başkanlığın” bulunmadığını ve bu konunun halen daha bir ayrılık noktası olarak durduğunu kaydetti. Kıbrıs Türk tarafı için bunun siyasi eşitliğin vazgeçilmez parçası olduğunu kaydeden Akıncı, bu konulardaki tavırlarda radikal bir değişiklik olmadığını bildirdi. Akıncı, “Dolayısıyla bugün için herhangi bir uzlaşma söz konusu olmasa da, gelecekte olması gerektiğini çok açık ve net bir şekilde her vesileyle izah ediyoruz. Bugün o konuda herhangi bir uzlaşma söz konusu değil” dedi.
“4 özgürlükler. iki kesimlilik ve iki toplumluluk da önemlidir”
Cumhurbaşkanı Akıncı, 4 özgürlüklerle ilgili bir soruyu şu şekilde yanıtladı:
“11 Şubat 2014 tarihinde yapılan çerçeve anlaşmasında, bu konuyla ilgili şu ifadelerin yer almıştı. Birleşik Kıbrıs Federasyonu çözüm ve çözümün ayrı ancak eş zamanlı referandumlarda onaylanmasının neticesinde ortaya çıkacaktır. Federal Anayasa, Birleşik Kıbrıs Federasyonu’nun eşit statüde iki kurucu devletten oluşacağını saptayacaktır. Federasyonun iki kesimli, iki toplumlu niteliği ve AB’nin üzerine kurulduğu ilkeler, adanın genelinde muhafaza altına alınacak ve bunlara saygı gösterilecektir. Yani hem BM parametrelerinden; iki kesimlilik, iki toplumluluktan söz ediliyor, hem de AB üzerine kurulduğu ilkelerden söz ediliyor”
Akıncı, kurulacak olan federal yapının iki eşit kurucu devletten oluşacağı konusunda sorun olmadığını, bu devletin modern çağdaş bir AB üyesi olacağı konusunda da bir tereddüt olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Akıncı, “Yani bazen bu konular o şekilde algılanıyor ki, sanki Kıbrıslı Türkler Avrupa değerlerinden çok uzaktır, Kıbrıslı Türkler Avrupa ilkelerini istemez, AB değerlerini içselleştirmemiş bir toplumdur… Öyle bir şey yoktur. Bizim özgürlüklerden çekinecek bir yanımız yoktur” dedi.
Altı çizilmesi gereken hususun mülkiyet gibi hassas konularda bu özgürlüklerin bir kısmının kurucu devletlerin düzenleyiciliği altında olması ve kıstaslara tabi olması olduğunu söyleyen Akıncı, toptan külliyen hakkı ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını fakat kurucu devlete bir hak ve yetki vermesi açısından Kıbrıs Türk tarafı için bunun önemli olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun, AB kurallarının, bir BM kriteri olan iki kesimliliğin ve iki toplumluluğu bertaraf etmemesi için gerekli olduğunu ve ikisini dengeleyen bir yaklaşımın söz konusu olduğunu da anlattı. Akıncı, “Çıkıp 4 özgürlükler konusunda uzlaşı vardır deyip noktayı koyarsanız başkadır, bunun hangi çerçevede olacağının ayrıntısını verirseniz farklıdır. Zaman zaman Rum tarafında bunun ilk kısmı söyleniyor. Size verdiğim ayrıntıdaki ikinci kısım verilmiyor ve Kıbrıs Türk toplumunda bu tepkiye neden oluyor” şeklinde konuştu.
“14 Eylül’de yeni bir çerçeve anlaşması takdim edilmeyecek”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir soru üzerine, 14 Eylül’de yeni bir çerçeve anlaşmasının takdim edilmeyeceğini belirtti. Akıncı, sadece durum tespitlerinin liderler tarafından paylaşılacağını ve bu konuda gereksiz bir beklentinin olmaması gerektiğini söyledi. Akıncı, “Anlaşılan noktaları alt alta yazıp anlatacak da değiliz… Sadece önemli gördüğümüz durum tespitlerimizi paylaşacağız. Biz sorunun bütününü çözmeye çalışıyoruz. Artık çerçeve anlaşmalarına gerek yok. Onlar 2014’te yapıldı. 77’de 79’da o dönem geçti artık. Şimdi ayrıntılı bir çözüm planı oluşturmaya çalışıyoruz ki, iki tarafın toplumlarına referandum sonucunu yaşatabilelim” şeklinde konuştu.
“İlk defa Kıbrıslılar bu kadar detaylı uzlaştı”
Başka bir soru üzerine Dönüşümlü Başkanlık üzerinde anlaşma sağlanamadığını, başka iki başlık üzerinde de genel fikir teatisinde bulunulduğunu ve çözüm için bunların da uzlaşısına sahip olmak gerektiğini söyleyen Akıncı, buna rağmen başkalarının hazırlayıp Kıbrıslıların önüne sundukları planlardan bağımsız olarak, ilk defa Kıbrıslıların bu kadar detaylı şekilde uzlaşa uzlaşa aynı yolu yürüdükleri bir zamanın olmadığını kaydetti. Buna karşın bir anlaşma için yeterli noktada olunmadığının altını da çizen Akıncı, yıl sonuna kadar bunu başarabilmeyi ümit ettiğini, BM ve Rum tarafının da hedefinin de aynısı olmasını umduğunu söyledi.
“Ben iki adım ötede farklı bir saat olmasını arzu etmem”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yaz saati uygulamasına sona verilmeyecek olmasına ilişkin soruyu yanıtında, Kıbrıs sorunu çözümsüz kaldığı sürece bu tür sıkıntıların devam edeceğini söyledi. “Bana bunu soruyorsunuz ama ben iki adım ötede farklı bir saat olmasını arzu etmem” diye konuşarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun neden gerekli olduğu noktasında düşündüğünüzde herhalde, Rum tarafıyla olan ilişkiden çok daha fazlasının Türkiye ile olmasının getirdiği bir sonuç oluyor. Bize uçaklar bir tek yerden geliyor. Onun saatlerinin şaşması, ekonomide borsasından tutun da kurlarına, kurlarının değişimine kadar bu iki tarafın ilişkisi o kadar bir iç içe geçmiştir ki, onun saat dilimini yaşama geçirmeyi çok normal bir işlem gibi gördü hükümet. Böyle olmasını ben tercih eder miyim, hayır. Benim tercihim, Kıbrıs’ta federal bir yapı kuracağımız bu adada elbette aynı saat dilimi içerisinde olmamız daha akıl işidir. Çünkü biz Türkiye’nin bir vilayeti değiliz. Biz ayrı bir varlığız ve Kıbrıs’ta bir çözüm hedefimiz var. Ancak bu pratik nedenlerden bu sonucun doğduğunu da görebiliyorum. Eğer Rum tarafıyla çok daha farklı bir ilişki olabilseydi, bunu yapmak için çok daha fazla düşünecektik. Bunun bir bakıma pratik gereklilikler düşünülerek yapıldığını düşünüyorum. Kimisi bunun siyasal olduğunu değerlendiriyor. Ben böyle bir şey düşünmedim. Pratik zorunluluklar bunu getirdiği algısını taşıyorum. Ancak bunun da çıkış yolu Kıbrıs sorununu çözmektir ve bu gibi anomalilerden de kurtulmaktır.”
“Kimseye cevap olsun diye söylemedim. kendi düşüncelerim”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı son olarak ,“Türkiye’nin vilayeti değiliz diyorsunuz ama Anastasiadis’in dünkü açıklamalarında böyle bir vurgu var. Ona cevap olsun diye mi böyle konuştunuz?” şeklindeki soruya ise “Hayır ona cevap olsun diye söylemedim. Kendi inançlarımın bir tercümesi olarak söyledim. Öteden beri bu düşünceye sahibim” dedi.
Akıncı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Burası ayrı bir varlıktır. Türkiye ile çok sıkı ilişkileri olan bir varlıktır. Güneyle de oturup federal bir yapıyı kurmak için uğraşan bir varlıktır. Ama Türkiye ile o kadar içli dışlıyız ki bu doğal bir sonuç gibi yapıldı. Onu anlayabiliyorum. Ama bunun böyle yapılmasını istiyor muyum, hayır. Ben kendi ayrı varlığımızın federal bir yapı içerisinde, bağımsız bir devlet olarak, iki eşit kurucu devletli bir yapıda, kendi bütünselliği içerisinde bir saat diliminde olmasını isterim. Yarın federal yapıyı kurduğumuzda, hangi saat diliminde olacağız biz? Kendimizin olmayacak mı bu? Ama bugün o noktada olmadığımız için ve ilişkiler Türkiye ile de bu kadar yakın ve sıkı olduğu için onun bir teknik doğal sonucu olarak bu durum ortaya çıktı. Ama bu garip bir durumdur. Sanırsam da herkes bu garipliğin farkındadır. Bunu Sayın Anastasiadis’e cevap olsun diye söylemedim. Kimseye bir cevap olsun diye de söylemiyorum. Kendi düşüncelerimin bir ifadesi olarak bunu söylüyorum.”
(İHA)